Deniz, kara, hava sistemleri yanında bu yıl uzay teknolojilerine yer verdiklerini anlatan Görgün, ayrıca ASELSAN’ın var oluşuna uygun şekilde bir millileştirme standı oluşturduklarını ifade etti.
KOBİ’lerle birlikte kritik ürünlerin alt bileşenleri veya sistemleri için yerlileştirme/millileştirme çalışmaları yürüttüklerini dile getiren Görgün, “Bu kapsamda ortaya çıkan geniş bir havuzumuz var. Bu yıl 172 ürün sergiliyoruz. Son birkaç yılda yerlileştirdiğimiz, millileştirdiğimiz ürün sayısı 400’ün üzerinde. Bu ürünlerin yerlileştirilmesinin ülke ekonomisine katkısı 186 milyon dolar. Hiç azımsanacak bir rakam değil. Bunu ASELSAN’ın büyüklüğü ve gücüyle değerlendirdiğimizde daha da ilerleyebileceğini biliyoruz. Bunun için gayret gösteriyoruz. Bu alandaki gayretleri nasıl geliştirebileceğimizi sürekli düşünüp tartışıyoruz. Paydaşlarımızın da fikirlerini alıp uygulamaya sokmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Bu yıl fuarda “sürdürülebilirlik” ve “doğayla barışık olma” temalarını öne çıkardıklarını belirten Görgün, “Teknolojiyi geliştirirken doğaya, çevreye, sürdürülebilir üretime özen gösterdiğimizi vurgulamak istedik. 5 binin üzerinde canlı bitki vardı standımızda. Kullandığımız tüm fuar ekipmanlarının yüzde 90’ı doğayla barışık, dönüştürülebilir malzemelerdi. Bu konuda da farkındalık oluşturmak istedik.” dedi.
Fuar kapsamında birçok ürün tanıtımı, anlaşma, imza töreni gerçekleştirdiklerini ifade eden Görgün, IDEF için “Dolu dolu geçen, verimli, her seferinde öğrenerek buradan ayrıldığımız, kendimizi geliştirmek için fırsat olarak gördüğümüz bir etkinlik.” değerlendirmesinde bulundu.
YENİ ÜLKELER, YENİ AÇILIMLAR
Haluk Görgün, ASELSAN olarak ihracata dayalı büyümeyi ve gelişmeyi bir hedef olarak belirlediklerini vurguladı.
Bu hedefe ulaşmak için önceleri direktörlük seviyesinde olan “uluslararası iş geliştirme ve pazarlama” faaliyetlerini bir Genel Müdür Yardımcılığı seviyesine çıkardıklarını anlatan Görgün, şunları kaydetti:
“Sektörlerimizin farklı birimlerinde yer alan uluslararası iş geliştirmeci personelimizi merkezi bir yapıda toplayıp bütün ürünlerimizin tek bir elden iyi pazarlanması ve pazarlandıktan sonra da takibinin yapılmasını amaçladık. Bu takip ürünü teslim etmek, başarılı çalıştığını temin etmenin de ötesinde paranızı alabilmeye varana kadar bir yol haritasıyla yürütüldü. En önemli kaynağımız kaliteli ürünlerimiz. Bunları kısıtlı zamanda en doğru kimlere pazarlamalıyız, bunların stratejilerini belirledik. “Tek bir barutum var, nerede değerlendirmeliyim.” yaklaşımıyla stratejik olarak ülkeleri ve ülkelerin kullanıcılarını belirledik. Sonra peş peşe yeni ülkeler, yeni açılımlar ortaya çıktı.”
İhracat anlamında geçen yılki verilerin çok çarpıcı olduğuna işaret eden Görgün, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle seyahatlerin çok kısıtlı olduğu bir dönemde uluslararası alanda 454 milyon dolarlık sözleşme imzaladıklarını ve tarihinde ilk defa 1 milyar dolarlık birikmiş ihracat siparişine ulaştıklarını bildirdi.
YENİ SİPARİŞLERİN 3’TE 1’İ YURT DIŞINDAN
ASELSAN’ın geçen yıl toplam 1,2 milyar dolarlık sözleşme imzaladığına dikkati çeken Görgün, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Geçen yıl tüm sözleşmelerin 3’te 1’i kadar sözleşmeyi ihracatla yaptık. Daha önce yüzde 10-15 seviyelerinde olan bu oran geçen sene yüzde 30-35 olarak gerçekleşti. Bu büyük bir başarı. Biz platform üreticisi değiliz, platformlara elektronik algılayıcılar, yazılım, sensörler, komuta kontrol sistemleri sağlıyoruz. Dolayısıyla platform satıcılarıyla iyi iş birlikleri kurarak onların satışlarına destek olmaya çalışıyoruz. Geçen yıl ilk defa ihracat yaptığımız ülkeler oldu. 6 yeni ülkeye ihracat yaptık. Bu ülkelerden bazıları da Avrupa ülkeleriydi. Bu sene de farklı açılımlar var. Dünyanın her yerinden ilişki içinde olduğumuz ve güzel haberlerini imzaladıkça paylaşacağımız çalışmalar devam ediyor. İhracat bizim sürdürülebilir yapının olmazsa olmazı. İyi haberleri duymaya devam edeceksiniz.”
“Siper’le güzel yurdumuzun korunmasına katkı sağlayacağız”
Hava savunma sistemlerine yönelik yürüttükleri çalışmalara ilişkin sorular üzerine Haluk Görgün, ASELSAN’ın bu sistemlerde çok önemli fonksiyonları icra edecek ekipmanlar konusunda sorumluluk aldığını anımsattı.
Bunun geçmişten gelen iyi sistem, tasarım mühendisliği ve üretim kabiliyetinden kaynaklandığını vurgulayan Görgün, şöyle konuştu:
“ASELSAN’ın haberleşme, arayıcı başlık, komuta kontrol, radar, dost düşman tanıma sistemleri gibi alanlarda geçmişten beri elde ettiği birikim ve tecrübe var. Hava savunma sistemleri, sistemlerin sistemleri olarak adlandırılıyor, kompleks sistemler. Kendi içlerinde alt sistemler, alt sistemlerin içinde de ayrıca sistemler var. Hisar projeleriyle çok ciddi yetenek kazanıldı sistemlerin sistemleri konusunda. Bunların menzillerini artıracak aşamalandırılmış projelerimiz var. Hisar’ın aşamaları var, Siper Projesi’nin de aşamaları var. Bu projelerin füze ve füzelerin arayıcı başlıkları bakımından çeşitlendirilmiş halleri var. ASELSAN füzeler için kullanılan bütün arayıcı başlıkları yapabiliyor. ASELSAN’ın Siper’e giden yolda sorumlulukları altına girebilecek konularda ciddi bir birikimi var. Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi Siper’de de bu yapı taşlarını ölçeklendirerek, büyüterek sistemin tamamlanmasına ve güzel yurdumuzun korunmasına katkı sağlayacağız.”
GÖLBAŞI’NDA ASELSAN’IN “İKİZİ” YÜKSELİYOR
Haluk Görgün, şirketin Gölbaşı yerleşkesinde yürütülen çalışmalara ilişkin de bilgiler verdi.
Yerleşkede halen Radar ve Elektronik Harp Sistemleri Sektör Başkanlığının faaliyet gösterdiğini anlatan Görgün, şunları kaydetti:
“Binanın iki ucunun arası 250 metre. Bunun yanına ikizini yapıyoruz. Bir uçtan bir uca baktığınızda 500 metrelik bir tesis olacak. Dolu dolu kullanacağımız, iyi planladığımız bir tesis inşa ediyoruz. Macunköy şehrin göbeğinde kaldı neredeyse, gelişmeye çok müsait değil. Macunköy’de faaliyet gösteren birimlerimizden birisi Savunma Sistem Teknolojileri (SST) Sektör Başkanlığını İvedik’teki yapısıyla beraber oraya taşımayı planlıyoruz. Bu yıl sonu bina teslim olacak. Yıl sonu veya gelecek yılın başında yaklaşık 3 bin kişi transfer edeceğiz oraya. SST’yi Gölbaşı’na taşımamızla ağırlık merkezi de biraz oraya kayacak gibi olacak. Teknik anlamda Akyurt’ta da ciddi bir yapımız var. Macunköy’de planlamalarımız devam ediyor. SST’nin çıkacağı yerleri nasıl değerlendireceğimizi arkadaşlarımızla tartışıyoruz. Yapılabilecek birkaç alternatif var. tam kararımızı vermedik ama aşağı yukarı şekillendi.”