ÜST ÜSTE İKİ YENİLGİ
A Milli Takımımız, A Grubu’nda İtalya’dan sonra Galler’e de mağlup oldu. Büyük umutlarla gittiğimiz EURO 2020’de gruptan çıkma şansımızı mucizelere bıraktık. Ümitlerimizin büyük oranda tükendiği Bakü’deki maçın ardından spor yazarları ortaya konan futbolu eleştirdi. İşte yorumlar…
BİZ BU İŞİ BECEREMİYORUZ – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET)
“Milli takımı, Euro 2020’ye “final” diye yolladık, iki maçta boyumuzun ölçüsünü aldık. Hem de gol atamadan, puan alamadan… Koca bir sezon Avrupa’nın tozunu atan “Bizim çocuklar”a ne oldu? Nerede kaldı son 20 yılın altın kuşağı? Avrupa’ya imzasını atıp, mührünü basan “Bizim çocuklar”, Türk Milli Takımı formasıyla bu kadar geriye gidiyorlarsa, bu kadar çekingen, korkan ve etkisiz kalıyorlarsa, sormak lazım; marifet acaba yabancı hocalarda mı?
“BİRÇOK YANLIŞ VAR DEMEKTİR”
Fransa‘da Neymar’ı, M’Bappe‘yi sollayan Burak Yılmaz, ay-yıldızlı forma ile duruyorsa, sezon içinde Milan‘a bir maçta 3 gol atan Yusuf Yazıcı bu kadar kötü oynuyorsa, İtalya‘da, İngiltere‘de tarih yazan Merihli, Çağlar’lı savunma iki maçta 5 gol yiyorsa, Hakan Çalhanoğlu, İtalya‘daki futbolunun yüzde 10’unu milli takımda oynamıyorsa bu işte bir değil, birçok yanlış var demektir.
“ÇOK FECİ İKİ TERCİH YANLIŞI”
Şenol Hoca‘ya sormak lazım… Birbirlerine çok alışkın tandemi; Merih-Çağlar ikilisini niye bozarsın? Bir futbolcu için kendi kalesine gol atması, kesilme nedeni olabilir mi? Kaldı ki Ada futbolu yüksek toplarda çok etkiliyken, bu toplardaki en iyi adamımız Merih kenarda oturur mu? Şenol Hoca kusura bakmasın; başlangıcı Merih yerine Kaan Ayhan ile yaparak, sonlarda hücumun en etkili adamı Cengiz Ünder‘i kenara alarak, belki de yenilgiyi ve Euro 2020’ye vedayı hazırlayan çok feci iki tercih yanlışına imza attı.
“GOLÜN KAÇMASI MUCİZEYDİ”
İki pozisyona dikkatinizi çekerim… Dakika 23… Gareth Bale, savunmamızın arkasına müthiş bir top kaldırdı, bizim savunma göbeği uyuyunca Ramsey, kaleci Uğurcan ile burun buruna kaldı, üstten dışarı vurdu. Golün kaçması mucizeydi. Dakika 43… Bu pozisyondan tam 20 dakika sonrası… Gene Gareth Bale, topu savunmanın arkasına kaldırdı, bizim savunma göbeği gene uyudu, Ramsey deparlanıp gene kaleci Uğurcan ile burun buruna kaldı. Ramsey kaçırmadı, golü attı. Biz ilk pozisyondaki yanlışı gene yaptık, Ramsey aynı yanlışı gene yapmadı. Pozisyon aynı, pası veren aynı, golü kaçıran ve atan adam aynı, uyuyan savunma aynı… Bir film sahnesinin iki defa çekilmesi gibi… Birinci pozisyondan uyansanıza, kendinize gelsenize… Ama Merih-Çağlar ikilisini bozarsan, böyle pozisyonları yaşarsın.
“MERİH’İN KAFASI DIŞINDA KALECİYİ YERE BİLE YATIRAMADIK”
Zaten maçın ilk yarım saatinin 3-0 değil, 0-0 geçilmesi futbol adına “extra mucize” oldu. İlk yarının sadece 30-40. dakikaları arası “biz buradayız” dedik, hepsi o kadar… İkinci yarı “korkunun ölüme faydası yok” misali ofansif başladık, baskı kurduk. Ama sonlarda bir Merih kafası dışında Galler kalecisini yere bile yatıramadık. Tek pozisyon yaratamadık. Biz Galler kalesine 10-15 pasta, ağır-aksak giderken, Galler her atağı 3-5 pasla ve çok hızlı geliştirip ikinci golü de buldu, bizim “hayal tacirliğine” son noktayı koydu.
“REKLAMLAR, HAVALAR-CİVALAR…”
Reklamlar, havalar-civalar, atmalar-tutmalar, dayanaksız böbürlenmeler, gaz üstüne gaz vermeler… Hepsi hikaye… Havamızı-civamızı çabuk bozuyorlar, ilk fırsatta gazımızı alıyorlar.Mesleğe başladığımda “sabır-sistem-vizyon” diyorlardı, aradan kırk yıldan fazla zaman geçti, geldik-gidiyoruz, gene aynı hikayeleri dinliyoruz. Voleybolda harikalar yaratıyoruz, Basketbolda Avrupa şampiyonluklarını alıyoruz, atletizmde rekorlara imza atıyoruz, jimnastikte dünyaya takla attırıyoruz, bu kadar sevgiye, bu kadar ilgiye, bu kadar bütçeye rağmen futbolda sürekli hayal kırıklığı yaşıyoruz. Gerçeği kabul edelim: Biz bu işi beceremiyoruz.
YILGIN, YORGUN, ÇARESİZ – ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET)
EURO 2020 bizim için bitti. İsviçre maçını oynamaya fırsat kalmadan ışıklar yandı, perdede ”SON” yazdı ve valiz toplamaya başladık. Belki bir “üçüncülük” mucizesi yaşanabilir ama hiç umudumuz yok!Eğri oturup doğru konuşalım… Bakü’deki maç, sonucu ne olursa olsun, Roma’daki gibi ezik, sıkıcı ve teslimiyetle biten bir maç olmadı. Milli Takım mücadele etti. Topa da oyuna da ortak oldu. Pozisyonlara girdi, gollük vuruşu bir türlü yapamadı. Galler’in boy ortalaması Bizim Çocuklar’dan hayli fazla. Hava toplarıyla çok kolay buluşup yere indirerek rahatça kullandılar… Fule farkı da vardı. Bizim Çocuklar’ın 7-8 adımda aldığı mesafeyi onlar en çok beş adımda tamamlıyordu.
“İKİNCİ YARIDA OYUNA ORTAK OLDUK”
Organizasyon, oyun kurma, ritm tutturmada istedikleri gibi oynayamadı bizimkiler. Sadece ilk yarının 25-35. dakikaları arasında 10 dakikalık bir denge yaratabildi bizimkiler. Burak Yılmaz buluştuğu her topla ya vuruş zamanlamasını kaçırdı, ya da adam kalabalığı arasında vurduğu toplar kale dışına düştü… Galler’i aradıkları gole kavuşturan adam Gareth Bale oldu. Bence maçın yıldızıydı. Çok akıllı bir uzun pas attı bizim savunmanın arkasına… Ramsey zıpkın gibi aradan fırlayıp yapayalnız, golünü attı. Milli Takım ikinci yarıda oyuna ortak oldu. Pozisyon demesek de gol fırsatları yakaladı. Kazandığı kornerler de umut veriyordu ama kullanamadılar. Galler önde olmanın bilinciyle kalabalık bir savunma oluşturup resmen geriye yaslandı. Kısa boyun da futbolda avantaj yarattığı zamanlar vardır.
“OLMADI YAPAMADILAR”
Çabukluk ve kıvraklıkla çalım yaparak oyunu derinleştirebilir, alan boşaltabilirsiniz. Ne yazık ki dün çok top (56/44) kullandığımız, baskı kurduğumuz anlarda bu tür becerileri gösteremediğimiz için maçı kaybettik. Gareth Bale de bu maçta klasını ve değerini ortaya koydu. İlk golü de attıran oydu, oyunun sonunda ceza alanına topla girip topu Connor Roberts’a verdi ve ikinci asistiyle golü attırdı. Onca beceriye karşılık hiç ego yapmadan arkadaşlarına yardımcı olması, onları golle buluşturması takdir edilmeli. Şenol Güneş hocamız, yenik duruma düştükten sonra Ozan ve Okay’ı çıkarıp merkezde bir yenilenmeye gitti. Yusuf ve Merih takımı oynatmaya çalıştılar. Sonradan Umut Mert, Kenan Halil, Cengiz İrfan değişiklikleri de gole dönük arayışlara dayanıyordu. Olmadı, yapamadılar.
“ÇOK EKSİĞİMİZ, YANLIŞIMIZ VAR”
Hayır onları suçlamıyorum. Sadece hayal kırıklığına uğradığımızı söylemeliyim. İsviçre maçı sadece prestij özelliği taşıyor ve Bizim Çocuklar’ın galibiyet vaat etmediği çok açık. Gerçeklere bakalım: Avrupa Şampiyonasına katılan bütün futbolcular ligi bitirip milli takımlarıyla buluştular. Turnuvanın en yorgun, en dirençsiz takımını Bizim Çocuklar oluşturuyor. İstatistikleri incelemeden gözlerimle gördüğümü anlatmaya çalışıyorum. 20 takımla 40 hafta süren kalabalık ligin bunda rolü olamaz mı? Bence var. Bunu da düşünmek gerekir.Şenol Hoca’nın bu etkisizlik ve çaresizliği açıklaması gerekiyor.Yine de dürüst davranıp EURO 2020’yi 2022 Dünya Kupası’na hazırlık süreci gibi değerlendirirsek, daha az üzülürüz. Çok eksiğimiz ve yanlışımız var. Ama hepsi de tamamlanabilir, doğrulanabilir. Geçmiş olsun.
KAF DAĞI’NIN ARDINDA! – TAYFUN BAYINDIR (MİLLİYET)
Ne yazık ki hayal kırıklığı serimiz iki oldu. Kendi adıma bu maç öncesinde “Bizim Çocuklar”dan çok ama çok umutluydum. Galler bu turnuvanın en ağır takımı. Topla çıkma konusunda becerileri yok denecek kadar az… Uzun toplar, arada denk gelirse duran toplar ve elbette savunma arkasına atılan toplar yegane silahları… Çok abartmadan söyleyeyim, bu Galler’in üç-dört maçını seyrettikten sonra çözmek ve önlem alıp taktik geliştirmek son derece mümkün… Ne yazık ki, biz bunu becerememişiz. Şenol hoca çalıştırmış ama bu çalışma teoride kalmış, pratiğe gelince tam anlamıyla çocuklar sınıfta kaldı. İlk gol göstere göstere “ben geliyorum” diye diye geldi. İkisi Bale’in başlattığı üç pozisyonda aynı biçimde savunmamızın arkasına topu attılar, Uğurcan ile karşı karşıya kaldılar ama golü bulamadılar. Dördüncüsünde ise artık papaz pilav yemedi. İkinci golü zaten konuşmaya gerek yok. O sırada atı alan Üsküdar’ı geçmişti bile…
“GALLER’İN BOY ORTALAMASI 1.85”
Şimdi bakın size bazı rakamlar vereceğim. Dünkü Galler takımının 26 kişilik kadrosunun boy ortalaması 1.85… İlk 11’de oynayan iki stoper 1.90’nın üzerinde… Onlara bir tane daha 1.92’lik ekleyebilirsiniz. İlk 11’in boy ortalaması turnuvanın ilk sırasına oturuyor…
“BİRAZ HEYECANLANDIK AMA…”
Ve biz böyle bir takıma karşı ilk yarı tüm ataklarımızı ikinci yarıda çoğunu havadan yaptık. Doğal olarak hiç bir sonuç alamadık. Oyunun genelinde de zaten hava toplarında hiç etkili olamadık. Şenol hoca ikinci yarı Yusuf’u oyuna alıp Kaan Ayhan’ı orta alanda kullanmaya başlayınca biraz top yapar gibi olduk. Biraz heyacanlandık ama sonucu değiştiremedik. Ne gücümüz, ne becerimiz ne de arzumuz yetti.
“RIDVAN’A GÜVENMİYORSAN NİYE KADROYA ALDIN?”
Bu gruptan çıkmak artık Kaf Dağı’nın arkasında… Bir futbol mucizesi olur da çıkarsak Şenol hocanın çok ciddi neşter vurması gerekiyor. Ama elbette Şenol hocaya sormamız gereken sorular var. Umut Meraş sakatlandı, sol ayaklı Rıdvan varken Mert Müldür’ü oyuna aldı. Rıdvan’a güvenmiyorsan onu neden kadroya alıp buralara getirdin. Bu takımın boy ortalaması zaten kağıt üzerinde yazıyor, Melih-Çağlar ikilisi ile başlamak daha mantıklı değil miydi?
“KAFAMIZDA BİR SÜRÜ DELİ SORULAR VAR”
Kafamızda bir sürü deli sorular var… Şenol hocaya memleket dönüşü sorarız nasıl olsa… İki maç sonundaki en üzücü görüntü ise “Bizim Çocuklar” ile yaşanan büyük hayal kırıklığı. Evet, geleceğin takımını izliyoruz ama biraz olsun bildiğimiz gibi oynamalarını beklemek de hakkımız herhalde…
NE HÜCUM YAPABİLDİK NE DE DEFANS – ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH)
İlk yarıda oyunu tek taraflı Galler oynadı. Ne defans yapabildik ne top kullanabildik ne de hücum edebildik… Sonuçta devre sonunda yediğimiz golle soyunma odasına yenik girdik. Şenol Güneş ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. İkisi de doğru idi. Bu yarıda biz yüklendik, onlar oyunu geride kabul etti. Ama bu durumda dahi kontrol rakipteydi. İyi yerleşerek başarılı bir alan savunması uyguluyorlar, bize pozisyon vermiyorlardı. Zaman zaman da etkili çıkışlarla ikinci golü arıyorlardı. Bunlardan birinde de penaltı kazandılar. Maç orada bitecekti ama Gareth Bale auta attı. Bunun morali dahi bizi neticeye çevirecek oyun anlayışını getiremedi. Sadece yüklendik o kadar.!
“TAKTİK OLARAK GEREKENLERİ YAPAMIYORUZ”
Aklımda kalan Burak’ın bir tane karamboldeki önüne düşen topu auta atmasıydı. Uzatmanın son dakikasında ise amatörce bir ikinci gol yiyerek maalesef futbol olarak sefil halimizi ortaya koyduk. Bu neticeyle Galler gruptan çıkmayı garantilerken biz de işimizi büyük bir futbol mucizesine bıraktık. Gelelim gözlemlerime… Günümüz futbolunun istediği basit oyun modelini kesinlikle uygulayamıyoruz. İkincisi; taktik olarak da gerekenleri yapamıyoruz. Örneğin Ramsey’in özellikleri biliniyor.
“PES DOĞRUSU!”
Orta saha oyuncusunun en büyük artısı zamanlı koşularla, sinsi sinsi depar kulvarlarına sızmak. İki kere yaptı, atamadı. Buna rağmen üçüncü kere kendisine böyle bir pozisyon verdik. Pes doğrusu! Çok kaliteli futbolcu da olsan fizik olarak hazır değilsen hiçbir şey ifade etmiyor. Cengiz, bizim için çok önemli bir kanat forveti ama 1.5 senedir maç eksiği var. Herkes Cengiz mutlaka oynasın diyordu. İşte gördük; Cengiz oynadı ve durum bu…
YENİ ÜYELERE ÖZEL 100 TL OYNA 100 TL KAZAN –