REAL MADRİD’LE Mİ OYNADINIZ? – ŞANSAL BÜYÜKA / MİLLİYET
Fenerbahçe doğru bir on birle ve eski maçlarına oranla çok daha iyi bir başlangıç yaptı. Gustavo’nun kulübeye çekilmesi, Fenerbahçe hücumlarına belli ölçüde bir özgürlük, hız ve hareket getirdi. Fenerbahçe iyi ve hareketli başladığı oyunda sağ kenardan sayısız orta yaptı. Ancak Gaziantep ceza alanı içine yerden-havadan atılan her ortada Fenerbahçeli oyuncular adeta rakibin arkasına saklandılar. Öne fırlamadılar, hamle yapmadılar, topla buluşmak için öncelik almadılar. Böyle olunca her atağı Gaziantep savunması rahatça kesti.
SOL KANAT ‘ENSE’ YAPTI
Buna rağmen saç-baş yolduran iki fırsat kaçtı. Valencia iki metreden, Serdar Aziz bir metreden boş kaleye golü atamadılar. Fenerbahçe yetersiz golcülerin bedelini çok ağır biçimde ödemeye devam ediyor. Fenerbahçe‘nin hücumda bir yanlışı da; sağ kanattan adeta Gökhan’la, İrfan‘la fazla mesai yaparken, sol kanattan hiç çalışmadı, hiç gelmedi, hiç orta yapmadı. Sol kanat adeta “ense” yaptı. Fenerbahçe rakibe hücum şansını fazla vermedi. Ama Gaziantep az çıktığında Fenerbahçe‘nin defansif eksikleri “kabak” gibi ortaya çıktı. Çok boş alan bıraktılar, kenarlardan rakibi her defasında kaçırdılar.
‘İPTAL TARTIŞILIR’
Gaziantep özellikle ilk yarıda iki-üç defa gelebildi ama her defasında tehlikeli geldi. Bir de gol buldu. Bu golün iptali kafama takıldı. Gol öncesi Djilobodji yükselirken elleri Szalai‘nin sırtıyla buluştu, bu kabul ama bu buluşma faulü gerektirecek, golü iptal ettirecek sertlikte bir buluşma mıydı? Bu gol çok tartışılır…
‘ESKİ HAMAM ESKİ TAS’
İkinci yarıda başka bir maç izledik. Fenerbahçe iki defa öne geçmesine rağmen eski sıkıntılı maçlarına döndü. Öyle ki, son 20 dakikayı takım halinde savunma yaparak geçirdi. İşin ilginci, Gaziantep inanılması mümkün olmayan üç fırsatı kaçırdı, Fenerbahçe baskıyı yerken son dakikalarda olsa da bir hızlı hücumla maçı sağlama alan golü attı. İlk yarı golsüz bitmiş olsa bile Fenerbahçe adına “iyiye giden birkaç adım” diye bakabiliriz. İkinci yarıya, özellikle son 20 dakikaya baktığımızda “eski hamam eski tas” değişen bir şey yok. Izdırap-sıkıntı, telaş-panik dizboyu…
‘MERT HAKAN’IN YERİ İLK 11’
VAR kararıyla verilen Gaziantep frikik golünde kaleci Altay topu çizgide tuttu ama kayarak topla birlikte içeri girdi. Bu takımda bir santrfor oynayacaksa, adam yokluğunda, saç-baş yoldursa bile Valencia oynar. Mert Hakan‘ın ilk on birde yeri var. Yan pas illetine tutulanlardan değil… Öne oynamayı ve kaleyi kollamayı seviyor.
‘CANLI BOMBA’
Dikkatinizi çekerim, Szalai’de her geçen maç biraz daha düşüş var. Serdar Aziz deseniz zaten canlı bomba… Caner ile Gökhan arkalarına çok top kaçırdı. İrfan başta, orta saha yoruldu, geri dörtlünün arasına yeteri kadar giremedi. Gaziantep’in aşırı baskısı sırasında Fenerbahçe kalesini savunma değil, “Allah korudu”… Gaziantep‘in kaçırdıklarını gözümün önüne getirdikçe, her mutlak pozisyonda “intihar” ettiler diye düşünüyorum.
‘REAL MADRİD’LE Mİ OYNUYORSUNUZ’
Anlamadığım şu: Fenerbahçe öne geçtikten sonra niye savunmaya çekilir? Niye bir gol, bir gol daha atıp sonuca sağlama almayı düşünmez? Bu kadar mı çaresiz, bu kadar mı kırılgan, bu kadar mı dağılgan? Koca Fenerbahçe, bu kadar şiddetli baskıyı nasıl yer? Real Madrid’le mi oynuyorsunuz kardeşim…
İŞTE ‘DÖNÜŞÜM’ – ERCAN GÜVEN / MİLLİYET
Malatya beraberliği sonrası kimileri Emre Belözoğlu’nu “ince kıyım” yapmaya girişirken “Sancılı Dönüşüm” başlığı ile Fenerbahçe’de uzak şehrin lambaları gibi yanıp sönen ışığa bu yüzden işaret etmiştim işte… Sezonun son dönemecinde, aynı kadrodan futbol oynayan bir takım çıkarmak elbette sancılı olacaktı. Ama bitmedi… Daha çok sancı da var, daha çok iyi oynanacak futbol da. Ha cesaret Belözoğlu!..
‘GÖREVİNİ YAPMAYAN YOKTU’
Evet… İlk yarı için skoru bir yana bırakırsanız -ki, sezon başından beri Fenerbahçe’nin ilk sıraya koyduğu sorunu skor değil oyundu- özlenen Kadıköy manzarası vardı ortada. Koşan, mücadele eden, önde kalabalıklaşan Fenerbahçe’ydi. Görevini yapmayan tek futbolcu yoktu sahada. İlk düdükle birlikte Gaziantep’i kendi yarı alanına, hatta ceza sahası çevresine hapsetti ve yarım saat çıkartmadı.
‘TEK SEBEP EMRE BELÖZOĞLU’
Caner ve Gökhan’ın uzun süreden beri en çok ileri çıktığı maçta Fenerbahçe forveti sağdaki İrfan Can tarafına her yığıldığında hücum mutlaka ceza sahasına giren top ve Fenerbahçeliler ile bitiyor, arkada oyun kurma görevini Sosa ile paylaşan Slazai’nin uzun pasları Gaziantep kalesinde tehlike yaratıyor, solda oynamayı sevmeyen Pelkas bile forvet arkası kadar verimli oynuyordu. Kırkbeş dakika boyunca ligin hızlı ve atak takımı rakip Gaziantep’in sadece iki kontratak’ı vardı. Birinde kaleye giren top faul nedeniyle sayılmadı, diğer tehlikeden öteye gidemedi. Fenerbahçe “oynayan ve oynatmayan” bir kimliğe bürünmüştü. Bu Fenerbahçe’nin tek sebebi vardı; Emre Belözoğlu…
‘REST ÇEKTİ’
Genç hoca Gustavo’yu yedek kulübesine çekip İrfan Can’ı sağ açık, Mert Hakan’ı forvet arkası, Pelkas’ı sol kanat, Valencia’yı forvet yaparak adeta “rest” çekmiş, iyi savunma yapan Gaziantep kalesini uzaktan yoklamak için şutörler seçmiş, oyuna hükmeden bir kadro kurmak niyetiyle kimsenin tahmin edemeyeceği tercihler yapmıştı. Çok büyük risk almıştı.
‘SİSTEMİ UCUNDAN YAKALADI’
İlk yarıda karşılığı gol değilse bile rakip ceza alanına 25 kez girerek bu sezonun belki de tek pozitif rekoru oldu. İkinci yarı aynen ilk yarı gibi Caner’in Gaziantep kalesinde yarattığı tehlikeyle başladı ama Fenerbahçe’nin hak ettiği gol 56. dakikada Mert Hakan’ın ayak içiyle uzak köşeye gönderdiği muhteşem şutuyla geldi. Beklenen goldü, çünkü sistemi ucundan yakalamıştı Emre Belözoğlu ve ekibi… Sıra dışı yeteneklerden beklenti içinde olmak yerine birbirine zincirin halkaları gibi eklenerek oyunu bireysellikten takım boyutuna çıkaracak bir kadroydu bu.
‘GÖREVİN HAKKINI VERDİ’
Belki geniş kadro içinde mevkilerinin en iyileri değillerdi ama uyumluydular ve uyum da oynanan futbolla başlayıp skora kadar her şeyin başlangıcıydı futbolda. Belki biraz daha hızlı oynamaları, belki biraz kontratak çalışmaları gerekiyordu o kadar. Gaziantep’in kazandığı serbest vuruşta barajın arkasına yatan Pelkas’ı kaldıran Altay topla birlikte kayarak çizgiyi geçti ve VAR kararı ile skor 1-1 oldu ama futbol oynayan Fenerbahçe’nin yeniden tekrar öne geçmesi için dört dakika yetti. Böylece Valencia da kendine emanet edilen santrafor görevinin hakkını vermiş oldu.
‘YENİ BİR HAKEM VAKASI’
Golün ardından Emre Belözoğlu’nun hamleleri, sahaya çıkarken çektiği restin devamı gibiydi! Savunma emniyeti için Gustavo’yu tercih etmedi mesela. Sinan ve Cisse ile hücum hattını revize etti… Valencia sakatlanıp çıktığında hakem oyuna başlatınca on kişiyle gol yiyecekti Fenerbahçe ama Altay yine formunu konuşturdu. Gol olsaydı yeni bir hakem vakası daha yaşanacaktı besbelli.
‘HER OYUNU OYNARIM MESAJI’
Sosa ve Valencia sakatlık nedeniyle çıktığında, Belözoğlu, Osayi ile Gustavo’yu aldı ve Fenerbahçe neredeyse Erol Bulut’un takımı haline geldi. Bedeli, savunmaya çekilip Gaziantep’in gol girişimlerini durdurmakla geçen dakikalar oldu.Antep bastırdığı ve geride boşluk bıraktığı sırada Sinan Gümüş’ün ayağından gelen Fenerbahçe’nin üçüncü golü ise kontratağı başlatan Gustavo’nun Belözoğlu’na “her oyunu oynarım” mesajıydı sanki. İyi oynayan takımda kim bulunmak istemez ki? Pelkas Demek ki, “dönüşümde” ısrar etmesi gerekiyor Fenerbahçe’nin.
10 Bin TL’ye varan hoş geldin bonusu Misli.com’da