Saliha Şahin…. 5 Kasım 1998 doğumlu… 1.85 boyunda… Smaçör…
Elif Şahin… 19 Ocak 2001 doğumlu… 1.89 boyunda… Pasör…
Bu iki kardeşin ortak özelliği, 2020-2021 sezonunun başından beri, Türk voleybolunun lokomotiflerinden Eczacıbaşı VitrA’da birlikte forma giymeleri. Saliha ve Elif ile voleybolu ve özel hayatlarını konuştuk.
– Şahin Kardeşler’i tanıyabilir miyiz?
Saliha: Biz aslında iki değil üç kız kardeşiz. En gencimiz Elif, ben de ortancayım. Ankara doğumluyuz. Daha şimdiden hayatımızın büyük bir kısmını voleybol ile yaşadık
– Evde maç kritiği yapar mısınız?
Elif: Kulüp dışında veya televizyonda izlemiyorsak çok maç konuşmuyoruz. Bazen sadece artılarımızı ve eksilerimizi konuşuyoruz o kadar.
GURUR DUYSUNLAR
– Eleştiriye açık mısınız?
Elif ve Saliha: Evet. İşte de dışarıda da eksik olduğunu düşündüğümüz yönlerimizle ilgili yorumlarda bulunuruz.
– Aileniz voleybolcu olmanızı nasıl karşıladı?
Saliha: Bizi voleybola yönlendiren bir komşumuz oldu. Ama bu süreçte hep yanımızda hissettiğimiz ailemizin destekleri ile kendimizi geliştirdik. Bütün maçlarımızı heyecanla takip ediyorlar.
Elif: Özellikle ablamız bizi elinde geldiğince yalnız bırakmamaya çalışıyor. Maç öncesi ve sonrasında yaptığımız konuşmalarda yaşadıkları heyecanı görebiliyorum. Umarım bizimle her zaman gurur duyarlar.
HER İŞİN BAŞI EĞİTİM
– Kadın voleybolu Türkiye’nin en başarılı branşı. Nedir sırrı?
Elif: Kesinlikle kadının azmi ve hırsı. Türkiye’de yıllardır kendini geliştiren ve hep en tepeyi hedefleyen bir branş. Çalışkan ve hedefleri için hırslı olmaları nedeniyle kadınlar asla yollarından dönmüyor. Pes etmeyince de başarı kendiliğinden geliyor.
Saliha: Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli kadın voleybolcular var. Bu yüzden başarının sırrının bir kısmı da altyapıların güçlenmesinde diyebiliriz. Çocuk yaşta başlayan eğitimler ve antrenmanlar ile daha başarılı sporcular yetişiyor. Kadın voleybolu da sürekli kendini güçlendirerek önemli başarılar elde ediyor.
ÖZGÜVEN SAHİBİYİZ
– Türkiye’de kadın sporcu olmanın zorlukları var mı?
Elif ve Saliha: Aslında kadın sporcu olmak bir anlamda özgüven depoluyor. Hayata küçük yaştan, özgüvenli bir duruşla başlamak ileride de zorluklar karşısında ayakta durabilmek için iyi bir temel oluyor. Sporun bu açıdan, bir zorluk olmasından ziyade bize kadın olarak çok büyük bir katkı sağladığını düşünüyoruz.
İLGİ DAHA ÇOK OLMALI
– Voleybolun yeteri kadar ilgi gördüğünü düşünüyor musunuz?
Saliha: Dünyada, özellikle Avrupa’da voleybolu birinci spor branşı haline getirmiş ülkeler var. Yurtdışı deplasmanlarına gittiğimizde oradaki ilgiyi görmek bizi mutlu ediyor. Türkiye’de de başarılı sonuçların alınmasıyla beraber voleybola olan ilgi arttı. Ama hâlâ hak ettiği seviyede olduğunu düşünmüyorum.
Elif: Türkiye’nin en başarılı spor branşının daha çok ilgi görmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıllara baktığımızda voleybol takip edenlerin sayısının arttığını söyleyebiliriz. Bunda medyanın da payı büyük. Ne kadar çok gündemde yer alırsak o kadar çok voleybolu yayıyoruz.
– Voleybolcu olmasaydınız ne olurdunuz?
Elif: Voleybolcu olmasaydım ya aşçı olurdum ya da iç mimar. İkisine de ilgim var.
Saliha: Modaya ilgim var. İleride bu alana yönelip kendi markamı kurabilmek isterim.
– Ev işleri, yemek yapmak… Kim daha hamarat?
Elif: Ben Saliha’ya göre daha dağınığım. Ama hem yemek hem de ev işleri konusunda ben daha aktifim. Son zamanlarda Saliha’nın evi temizlediğini hiç görmedim. Temizlemiyor (Gülerek)!
Saliha: Sezon içindeki yoğunluğumuzdan dolayı ikimiz de bazen dağınık olabiliyoruz. Yorgun olduğum zamanlarda, vaktimi temizlikle değil de dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorum. Elif tüm işleri kendisinin yaptığını düşünüyor.
SORULAR RIHANNA’YA
– Olanağınız olsa, en çok kiminle tanışmak, ne sormak veya ne konuşmak istersiniz?
Elif: Voleybol açısından soruyorsanız, aynı mevkiden çok beğendiğim pasör Maja Ognjenovic. Spor dışında soruyorsanız Ryan Reynolds ve Jason Statham.
Saliha: Rihanna ile. Onu soru yağmuruna tutardım. Özellikle zorluklarla nasıl baş ettiğini, insanlara iletişimini kendisinden dinlemek isterdim. Aslında sadece sohbet etsek bile olur!
ÜZÜLSEM KİMSE ANLAMAZ
– Sizi en çok sevindiren ve en çok üzen şeyler nelerdir?
Elif: Ben çok üzülmem ve üzülürsem de içimde saklamayı tercih ederim, kimse anlamaz. Beni en çok sevindiren anlar başarılardır. Bu da kupaların, madalyaların geldiği anlar oluyor.
Saliha: Hedeflerime planladığım gibi ulaşabildiğim her an beni çok mutlu etmiştir.
EN KÖTÜSÜ SABAH HUYSUZLUĞU
Elif: En sevdiğimiz şey, sevdiğimiz kişilerle birlikte vakit geçirmek. Saliha’nın sabahları erken uyandığındaki huysuzluğundan pek hoşlanmıyorum. Sabahları onunla iletişim kurmak zor olabiliyor.
Saliha: Elif’le gerek duygusal anlamda gerekse kıyafet gibi materyal konularda her şeyi paylaşabiliyoruz. Elif’te sevmediğim şey, bazen çok agresif çıkışları olabiliyor. Sabahlara gelecek olursak… Benden erken uyanıp beni uyandırmasından nefret ediyorum!
Elif ve Saliha: Genel olarak anlaşamadığımız konular daha çok (Gülerek)! Şaka bir yana, sahada her türlü iyi anlaşıyoruz. Dışarıdaki hayatta ise tabii ki farklı zevklerimiz oluyor ama birlikte uzun yolculuk yapmayı, müzik dinlemeyi ve gezmeyi çok seviyoruz.
SAHADA ARKADAŞ DIŞARIDA KARDEŞ
Elif: Eczacıbaşı’na transfer olacağımızı öğrendiğimizde hayatımızın en mutlu anlarından birini yaşadık. Saliha ile birlikte aynı takımda oynamak her zaman beni mutlu ediyor. Özellikle Eczacıbaşı gibi büyük bir kulüpte olmak ikimiz için ayrı bir gurur kaynağı.
Saliha: Eczacıbaşı’nda olduğumuz için hem kendi adıma hem de Elif adına çok mutluyum. Sahada birbirimize kardeş gibi bakmıyoruz. Herkes bizim takım arkadaşımız. Elif’in yanımda olması tabii ki beni ayrıca mutlu ediyor.