Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, bugün gerçekleştirilen yönetim kurulu toplantısı sonrasında GS TV’de açıklamalarda bulundu. İki önemli gelişme hakkında konuşacağını ifade eden Sanver, “Bunlardan bir tanesi, 2020 ve 2021 senelerinde salgından dolayı yapamadığımız mali genel kurullar. Yönetim kurulumuz bu genel kurulların 9 Ekim tarihinde eğer çoğunluk sağlanmazsa 16 Ekim tarihlerinde yapılması dair karar aldı” diye konuştu.
“Eski başkanımız ve yönetim kurulu üyeleri için ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi”
İkinci konunun disiplin kurulundaki iki dosya hakkında olduğunu söyleyen Remzi Sanver, “Bir süre evvel bazı üyelerimiz geçtiğimiz dönem başkanımız Mustafa Cengiz ve bazı yönetim kurulu üyelerini 22-29 Mayıs 2021 tarihinde yapılması gereken seçimli olağan genel kurulun iptal kararının alınmış olmasından dolayı disiplin kuruluna sevk etmişlerdi. Disiplin kurulumuzun aldığı tavsiye kararı, yönetim kurulumuza geldi ve buna göre disiplin kurulumuz oy birliği ile Galatasaray Spor Kulübü Derneği tüzüğünün 109’a 1 ve 109’a 2 maddesindeki ihlalin unsurları oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi. Konu öneri niteliğindeki bu karar gereği yapılmak üzere yönetim kuruluna sevk edildi. Konu yönetim kurulumuzla görüşüldü ve yönetim kurulumuz da bu defa oy çokluğuyla disiplin kurulunun kararına uymaya, yani ceza tayinine mahal olmadığını karar verdi. Disiplin kuruluna sevk edilmiş olan ikinci dosya ise yine bazı üyelerimizin geçtiğimiz dönem divan başkanımız Eşref Hamamcıoğlu ve divan yönetimi hakkında sanal ortamda yapılan divan kurulu toplantısının kişisel verilerin korunması kanununa uygun yapılmamasından dolayı disiplin kuruluna yaptıkları başvuruydu. Disiplin kurulumuz konuyu görüştü ve yine oy birliğiyle Galatasaray Spor Kulübü Derneği tüzüğünün 108’e 1 maddesindeki eylem oluşmadığı için tüzüğün 112. maddesine göre savunma alınmasına gerek olmadığına ve ihlalin unsurları oluşmadığından ceza verilmesine yer olmadığına toplantıda bulunanların oy birliğiyle karar verdi, yönetim kurulumuzda oy birliğiyle alınmış bu kararın oy birliğiyle uygulanmasına karar verdi” şeklinde konuştu.
“Adil ve hakkaniyetli adımlar attık”
GZT Giresunspor maçında Brezilyalı futbolcu Marcao’nun Kerem Aktürkoğlu’na yaptığı hareketle ilgili de konuşan Sanver, “Bir sporcumuzun Giresunspor maçındaki spor etiğine ters davranışı üzerine olacak. Sıklıkla vicdan hürriyetini savunuyoruz. Bu hürriyetin temel şartlarından biri de doğruya doğru yanlışa yanlış demeyi bilmektir. Yani başkası yapınca yanlış olan, biz yapınca doğru olmaz. Onun için sporcumuzun davranışını tevil yoluna gitmedik. Daha önce bir vesileyle ifade ettiğim gibi spor kulüpleri sporcularının sadece bedensel gelişmelerinden değil ahlaki olgunlaşmalarından da sorumludur. Bunun elbette Galatasaray için de geçerli olduğunun bilincindeyiz. Zaten bunun için de bu bilinci bu olayda ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz. Kulübümüzün kurumsallığına ve iç ilişkiler hiyerarşisine uygun biçimde hem Galatasaray’ın değerlerini hem de takımımızın menfaatlerini gözeten adil ve hakkaniyetli adımlar attık. Başka bir deyişle yanlışa doğru demek ilkesizliğine düşmedik ama oyuncumuzun yaptığı yanlışın Galatasaray’a zarar verme sürecine dönüştürülmesine de müsaade etmedik. Aslında bu süreçte yaşananlar Türkiye Futbol Federasyonu’ndaki yapısal, kişiler kaynaklı sorunların vahametini bir kere daha ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
“Çok güçlü bir camiayız”
Çaykur Rizespor ile yaşanan olaylara da değinen Remzi Sanver, “Galatasaray Spor Kulübü yönetimi olarak göreve geldiğimiz günden itibaren Türkiye Futbol Federasyonu yönetimiyle ilişkilerimizi Türkiye’de futbolun genel yararına birlikte katkı yapmak ekseninde kurmaya çalıştık. Bunun için samimiyetle el uzattık ama ne yazık ki elimiz boşta kaldı. Buradaki üzüntümüz ve tasamız Galatasaray’ın dar anlamda menfaatleri değil. Türkiye’de futbolun yüksek standartlarda yönetilmesine bütün futbol ekosisteminin ihtiyacı var. Bu noktan çok uzaktayız. Bu durum kulüplerarası ilişkilerin kimyasını da bozuyor. Bunun üzücü örneklerinden birini dün yaşadık. Bildiğiniz gibi Galatasaray’la Rizespor arasında bir ihtilaf var. İnsanız olabilir, spora gönül vermiş medeni insanlar olarak bunu konuşuruz, hallederiz. Gerekirse hukuk yoluna gideriz, orada hallederiz. Ama bu süreç ne yazık böyle gelişmedi. Dün Rizespor’un bizi itham eden sert açıklamaları oldu. Bizim bu ithamlara cevap veren yine sert açıklamalarımız oldu. Oysa ki bizim ne Rizespor’la ne de başka bir rakibimizle evet ihtilafımız olabilir ama husumetimiz olamaz. Gelinmiş olan bu nokta esas itibarıyla Türkiye’deki futbolun genel yönetim süreçlerindeki sıkıntıların bir yansımasıdır. Başkanımıza kendince ceza vermeye çalışırken, ‘Hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukuklu hukukunu inceleyen ve talimatla karar veren kurulunuz nezdinde savunma yapmayı zul addederim’ ifadesinin muhatabı olmuş kişiler ve kurumları gördükçe biz mahcubiyet hissediyoruz. Bu hali Türk futboluna yakıştırmıyoruz. Bunun için Türkiye’de futbolun kendimize sadece Galatasaray’a değil hepimize yakıştırdığımız yönetilmesi için mücadele vereceğiz. Hak arama özgürlüğümüzün el verdiği bütün hukuki adımları atacağız. Konuyu futbolun bütün önemli platformlarının gündemine taşıyacağız. Hem ulusal hem uluslararası ölçekte vereceğimiz bu mücadele sportif başarı için değil bir maçı kazanabilir ya da kaybedebiliriz. Şampiyon olabilir ya da olmayabiliriz bunların hepsi sportif rekabetin doğal sonuçlarıdır. Ama sadece Galatasaray’ın değil gelişmiş bir toplumun değerlerine aykırı bir düzlene göz yumamayız, yummamaya yummayacaksın. Üyelerimizle, taraftarlarımızla, paydaşlarımızla ve tarihimizle çok güçlü bir camiayız ve bu mücadelede kenetlendik” dedi.
“Yönetim kurulumuzla, Fatih Terim arasında açık, güvene dayalı ve ahenkli bir ilişki var”
Başkan Burak Elmas ile Teknik Direktör Fatih Terim arasındaki ilişki hakkında yapılan eleştirilere cevap veren Remzi Sanver, “Yönetim kurulumuzla, Teknik Direktörümüz Fatih Terim arasındaki açık, güvene dayalı ve ahenkli ilişkinin altını çizmek isterim. Bu olması gerekendir. Kulüp yönetimi olarak sadece futbolda değil her spor branşında hocalarımızla bu ilişkiler kuruyoruz, kurmak zorundayız. Zaten kuramadığımız noktada da ilişkiyi bitirir, kurabileceğimiz hocalarla çalışırız. Fatih hocamız futbolun sadece Türkiye’de değil, dünyada önde gelen simalarındandır. Biz kendisine güvendik, sporcularımızı emanet ettik. Eğitimden gelen ve üniversite yöneticiliği yapmış bir insan olarak söylüyorum öğrencilerinizin eğitimini bir hocaya emanet edersiniz. Daha sonra her gün o hocanın sınıftaki işine karışmazsınız. Hoca yaptığı işin hesabını eğitim yılı sonunda hatta eğitim uzun soluklu bir süreçtir. Bazen birkaç eğitim yılı sonra verir. Fatih hocamızın günü geldiğinde bu hesabı hem yönetimimize hem de Galatasaray camiasına en iyi şekilde vereceğine dair inancımız tamdır. Aynı şekilde biz de yönetim olarak sportif kararlarımızın sonuçlarının hesabını genel kurulumuza ve Galatasaray camiasına vereceğiz. Başkanımızla hocamız arasındaki yıllar öncesine dayanan dostluktan yahut Fatih hocanın Galatasaray Divan Kurulu Üyesi kıdemli bir Galatasaraylı olmasından yola çıkarak ya da bilemediğimiz başka şekilde Fatih hocaya teknik direktörlüğün ötesinde Galatasaray yönetiminde rol biçen yorumların gerçeklikte karşılığının bulunmadığını da altını çizmek isteriz. Tabiatıyla dileyen dilediği yorum yapmak da serbest. Herkesin üslubu da kendine aittir” açıklamasında bulundu.