Futbol ve spor tutkusuyla kadınlara ilham olan 41 yaşındaki Nurcan Çelik, 2008 yılında milli takım kampındayken tiroid kanseri olduğunu öğrendi.
Kanserle ilk savaşından 2009 yılında galip çıkan Çelik, 2012 yılında da meme kanseri haberiyle sarsıldı. Asla pes etmeyen Nurcan Çelik, 2014 yılında da meme kanserini yendi. Kendi adıyla kurduğu Nurçelikspor’un hem başkanı hem de kalecisi olan Nurcan Çelik, hastalığa ikinci kez yakalanmasının ardından tedavi sürecinde yaşadığı duyguları şöyle aktarıyor:
“Kemoterapiler, o süreçler, memenin alınması, silikon meme konulmasının ardından enfekte olmam. Onunla beraber terapi alıyor olmam beni inanılmaz yormuştu. Artık son noktaya gelmiştim. Dedim ki, artık yeter, ben buna katlanamıyorum. Burada iğne mi yapıyorsunuz, ne yapıyorsanız yapın, bu acıyı sonlandırın.”
Galatasaray’da forma giyen Roman Kosecki’ye duyduğu platonik aşk sonrasında futbola başladığını söyleyen Nurcan Çelik, “Futbola 1993 yılında Bursaspor’da başladım. Babam Galatasaraylı olduğu için ben de koyu bir Galatasaray taraftarıydım. Roman Kosecki’ye duyduğum platonik aşktan dolayı futbola başlamış oldum” dedi.
“KARİYERİMİN ZİRVESİNDE KANSERE YAKALANDIM”
Yakalandığı hastalıklar sonrasında futbola 3 kez başladığını söylediğini belirten Çelik, “Futbola üç kez başladığım söylenebilir. Kariyerimin zirvesinde tiroid kanserine yakalandığımı öğrendim. Bunu da bir milli takım kampında öğrendim. Onun üzüntüsünü çok uzun bir süre yaşadım çünkü kariyerimi sonlandırmak durumunda kaldım. Dolayısıyla tedavilerim sonuçlandıktan sonra, ‘tekrar futbola dönmeliyim’ dedim. Bu arada da Akdeniz Nurçelikspor adı altında bir kadın futbol takımı kurdum. Şu an kadınlar 2’nci liginde yer alıyor. Akabinde 2012 yılında da meme kanserine yakalandım. Bu süreç çok zorlu geçti. Bir sporcunun başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri. Dolayısıyla yine hayata dört elle sarıldım. Sporcu savaşan ve istediğini sonunda kazanandır, ben buradan kazanan şekilde çıkmalıyım diye düşündüm” ifadelerini kullandı.
“İNSAN ASLA AŞIK OLDUĞU BİR ŞEYİ YARIM BIRAKMAZ”
Kanseri yenmesinde futbolun ve sporun önemine de değinen Çelik, “Sporun, futbolun hastalığımı yenmede %100 etkisi var. Hayatta bir amacınızın olması gerekir. İnsanlar hayal ettiği kadar yaşar. Benim de hayallerim yarım kalmıştı ve bunu tamamlamam gerekiyor diye düşündüm. Dolayısıyla bu nedenden dört elle sarıldım. Spor benim yaşam biçimim. Hayat felsefem. Bu da beni bugüne kadar ayakta tuttu. Bu bir tutku, aşk hikayesi gibi bir şey. İnsan asla aşık olduğu bir şeyi yarım bırakmaz. Sporsuz bir günüm geçmez benim. Bugün futbol oynamasam da bir spor branşıyla günüm geçer. En kötü ihtimalle koşar ya da pilates yaparım” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’DAKİ TAKIMLAR EKONOMİK ŞARTLARDA DAHA İYİ”
Kariyerinin bir döneminde Almanya’nın Wolfsburg takımında da forma giyen tecrübeli file bekçisi, yurt dışındaki takımların ekonomik olarak daha kuvvetli olduğunu söyledi. Çelik, “Avrupa’daki takımlar ekonomik şartlarda daha iyi, daha kuvvetliler. Şartlar eşit olsaydı biz de eminim çok büyük başarılara imza atarız. Fakat bu onları daha güçlü kılıyor. Her zaman birkaç adım önde oluyorlar. Eşit olmayan bir seviyede onlarla yarışmak çok zor” diye konuştu.
“ÇOCUKLAR ÇOK BÜYÜK BİR TECRÜBE KAZANMIŞ OLDULAR”
Kendi adına kurduğu takımla bu sezon Kireçburnu Spor Kulübü adına Turkcell Kadın Futbol Ligi’nde boy gösterdiklerini belirten Nurcan Çelik, “Nurçelik Spor olarak, Kireçburnu Spor Kulübü’yle anlaştık. Takım olarak oraya transfer olduk. Onları 1’inci Lig’de temsil ettik. Kendi sporcularıma teşekkür etmek istiyorum çünkü kızlarımız orada bir alan açmış oldular. Çocuklar çok büyük bir tecrübe kazanmış oldular. Çünkü daha önce 1’inci lig tecrübesi yaşamamışlardı. Bir oyuncumuz da U19 Milli Takımı’na seçildi. Onunla da gurur duyuyorum. Bizim adımıza güzel bir organizasyon oldu diyebilirim” ifadelerini kullandı.
“KADIN FUTBOLU GELİŞİM AŞAMASINDA”
Kansere yakalandığı dönemde futboldan uzak kaldığını, bunun sonrasında kendi ismini taşıyan Akdeniz Nurçelik Spor’u kurduğunu anlatan Nurcan Çelik, “Spordan uzak kalamazdım. Kansere yakalandığım dönem futbol oynayamadım ama spordan uzak kalmamalıyım diye düşündüm. Kendime bir kulüp kurmalıyım, dedim. Kız çocuklarına sosyal olarak çok fazla olanak sağlanmaz. Dolayısıyla onlara sevdikleri bir spor dalında alan açmak istedim. Kadın futbol kulübünü bu nedenle kurdum ve sponsorlarla yürüyoruz bu yolu. Onlar olmadan mümkün değil. Birçok desteği kendi çevremden sağlamak durumunda kalıyorum. Federasyonun da ufak tefek katkıları oluyor. Bu şekilde toparlayıp 10-11 yıl boyunca götürmeyi başardık. İsterim ki daha iyi olanaklarım olsun. Daha iyi imkanlar sunabileyim. Kadın futbolu ülkemizde gelişim aşamasında. Dolayısıyla çok fazla bir talep ya da sponsor olma isteği olmadı. Bugünden sonra ise olacağını düşünüyorum çünkü Antalya’da yapılan Kadın Futbol Ligi’nde 1’inci olan takım ülkemizi Şampiyonlar Ligi’nde temsil edecek” dedi.
“SPONSORLAR DEVREYE GİRERSE…”
Kadın futboluna sponsorların destek vermesi halinde daha rekabetçi bir ortam oluşacağına dikkat çeken Çelik, şu ifadeleri kullandı: “1’inci Lig’de kızlarımız daha iyi şartlarda, belki sponsorlar devreye girerse biraz daha kuvvetlenir. Daha rekabetçi takımlar olur. Burada 1’inci Lig’de hangi takım şampiyon olur derseniz, iki takım yarışıyor. 16 tane takım var. Şampiyon belli olmuş oluyor, isterim ki şampiyon belli olmasın. Böyle bir lig yok. Daha geniş oyuncu havuzu kitlesine sahip kulüplerimiz olsun. Böylece kadın futbol kulüpleri ve ligleri de gelişmiş olsun diye umut ediyorum. Bu da daha sonrasında milli takımlara yansıyacaktır.”
“NE YAPIYORSANIZ YAPIN, BU ACIYI SONLANDIRIN…”
4 yaşında annesini meme kanseri hastalığından dolayı kaybettiğini söyleyen Çelik, sonrasında babasının bir evlilik daha yaptığını ve diğer annesinin de meme kanseri hastalığı sonrası vefat ettiğini belirtti. Kemoterapi aldığı sırada kötü ve zor zamanlar geçirdiğini ifade eden Çelik, “Annem meme kanserinden rahmetli oldu. Ben daha 4 yaşındayken. Sonrasında babam tekrar evlendi. 2’nci annem de keza meme kanserinden rahmetli oldu. Ben Karadenizliyim, bunu biraz Çernobil olayına bağlıyorum. Ben çocukken kulaktan dolma duyduklarım, 30 yıl geçsin, 30 yıl sonra bunun etkisi çocuklarda da görülür deniliyordu. Nitekim ki Karadeniz halkında görülüyor. Bu genetik bir durum. İster istemez, ilk duyduğumda ‘tamam benim de sonum geldi’ diye böyle bir duygu oluştu istemsizce. Ancak ben psikolojik olarak güçlü bir yapıya, bunu çok çabuk ekarte edebilecek hayal gücüne sahibim. Yani kendim doktorum, kendimdim. Düşünce olarak daha olumlu, daha pozitif, hayata toz pembe bakan bir yapım var. Kötü, şu olacak, bu olacak işte kemoterapi alıyorum. Gerçekten kötü, ağır durumlar geçirdim diyebilirim. Kemoterapiler, o süreçler, memenin alınması, silikon meme konulmasının ardından enfekte olmam. Onunla beraber terapi alıyor olmam beni inanılmaz yormuştu. Artık son noktaya gelmiştim. Dedim ki, artık yeter, ben buna katlanamıyorum. Burada iğne mi yapıyorsunuz, ne yapıyorsanız yapın, bu acıyı sonlandırın. Gerçekten çok acı bir süreç oluyor. Buradan bütün hastalara gönülden şifalar diliyorum. Kimse böyle bir duruma düşmesin. Allah düşmanımın başına bile vermesin” şeklinde konuştu.
“60 YAŞINA KADAR OYNAMAYI PLANLIYORUM”
Hastalığı nedeniyle futbola verdiği araları şu anda kapatmaya çalıştığını belirten Çelik, “60 yaşına kadar oynamayı planlıyorum. (Gülerek) Az önce de konuştuk. Sekteye uğrayan bir kariyerim var. Belli aralıklarla maalesef mola vermek zorunda kaldım. Ben de o molaları kapatmaya çalışıyorum aslında. Bugün oynuyor olmam, en formda, kendimi en iyi hissettiğim zamanlarda hastalığa yakalanmamdan kaynaklı. Bugün oynama arzusu hala devam ediyor. Kendimi formda hissediyorum, kötü olduğumu düşünmüyorum. Bugün gençlerle yarışabilecek bir fizik kapasiteye sahibim diyebilirim” dedi.
“HEDEFİM ŞAMPİYONLAR LİGİ ŞAMPİYONU OLMAK”
Kendi adıyla kurduğu kulübüyle Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmayı hedeflediğini söyleyen Çelik, konuşmasını şöyle noktaladı: “Hedefim kendi kulübümle Şampiyonlar Ligi’ni görebilmek, Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak. Dedim ya insanlar hayal ettiği sürece yaşar. Dolayısıyla ben de bunun hayaliyle yaşayacağım. Bir gün bu da olacaktır diye düşünüyorum.”