İyi de bir hazırlık maçı oldu.
En azından savunmanın hangi pozisyonlarda (mesela üçlü) ne tür hata yapabileceğini gördük.
18’in uzak köşesindeki laubaliliklerin nelere mal olabileceğini süzdük.
Yenik duruma düştüğümüz halde de gol yemeyi pek sevmeyen Azerbaycan’a üst üste 2 gol atıp kazandık.
Bundan iyisi Şam’da kayısı!
İşin şakası bir yana, Şenol Hoca, EURO 202 finalleri öncesi 30 kişilik takımdan kimleri feda edebileceğini ölçüp biçiyor.
Gençleri ve yenileri denemesinin bir nedeni de o.
Ama emin olun ki bu takımdan kim tribüne çıkarsa üzüleceğiz. Çünkü tüm çocuklar, gerçekten “bizim çocuklar..”
Maçın ayrıntılarına gelirsek; tandemdeki Çağlar-Merih ikilisi büyük olasılıkla bozulmaz.
At yarışında bir tabir vardır; ikiliyi bozmaz diye. Juventus ve Leichester’lı iki yıldız aksilik olmazsa İtalya maçına birlikte çıkarlar. Onun dışında solda Rıdvan denendi, sağda da Kaan. Açıkçası oralara formaların asıl sahipleri (Zeki-Umut) gelebilir, ama Rıdvan da Kaan da bu takımda kalmalı.
Orta alana gelirsek; Taylan defansif, Orkun ofansif görev yaptı. Cengiz ise onların önünde. Halil Akbunar yadırgadı yerini. Maça ilk 11 başlayan Halil Dervişoğlu, attığı golün yanı sıra topsuz oyunda da var; rakibi çıkartmıyor. Yaptığı kafa vuruşu usta işiydi.
İkinci yarıda oyuna girenlerden Kerem Aktürkoğlu, “Marsilya’ çalımı ile geceye damgasını vurdu. Hızlı bir oyuncu. Eğer kafasını kaldırıp oynarsa ilk 11 için değilse de yedekten gelen çözüm anahtarı olur Ay-Yıldızlı ekip için.
Son düdük çaldığında herkes mutluydu, hatta yenilen Azeriler bile. Çünkü keyif bir 90 dakikaydı.
Milli takımımız açısından bir gençlik esintisi yakaladığımızı söyleyebiliriz. Ama bir gerçek var ki, Şenol Hoca bu takımın ilk 11’inden en fazla 3, bilemediniz 4 isimle İtalya karşısına çıkar.
Kimse darılmasın, başta söyledik bu bir hazırlık maçıydı..