Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
İşte Ali Koç’un açıklamaları…
“Anlatacak çok şey var. Zaman az var. Trabzon’da takımımızın yolu açık, şansı bol olsun. Rabbim yanımızda olsun. İki kulüp de birbiriyle temasta. Geçen sene yaşananların tekrarlanmayacağından eminiz. Hak eden kazansın ama inşallah biz kazanırız.
Görüyorum ki biz sadece dışarıyla değil birbirimizle boğuşuyoruz. Gücümüzü Fenerbahçe menfaatleri için odaklayalım denildi, onlara teşekkür ediyorum. Herkesin fikrine saygılıyım, takdir ederim tasvip etmem, önemli değil ama herkes istediğini söyler. Bazı üyelerimiz gerçeklerin çok uzağındalar.
Bizim en büyük sorunumuz, çok uzun yıllardır, hem bizim dönemimizde hem bizden önceki dönemde futbolda istikrar yakalayamamamızdır. Bir diğer unsur da teknik direktörlerimize ihtiyaç duyduğu zamanı tanımayan camiamızın sabırsızlığı da pay sahibidir. Yönetim kurulumuz, bu sabırsızlığı kırmak için dünya tarihinin en başarılı teknik direktörlerinden birini kazandırmıştır. Dünya tarihinde, gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlerden birini getirdik. İyi de bir kadro kurduk, katılırsınız katılmazsınız, imkanlarımız çerçevesinde. Hatta bir nebze ayağımızı yorganımıza göre uzatmadık, bu sefer daha da riskler alarak mühendislik yaptık. Kadromuz derin, alternatifli…
BASIN, MOURINHO’YU HEDEF YAPTI
Spor basınımız ve organize sosyal medya çetesi, daha önceki teknik direktörümüz gibi Sayın Mourinho’yu da hedef haline getirmiştir. Olabilir. Üzücü olan bir kısım taraftarımız bunlara kanarak etkilenmiştir. Hocamızı da daha 8-9. haftada saldırıya uğrattılar. Az önce bir üyemiz 9. haftada yelkenleri indirmiş, şampiyonluğun bittiğini ifade etmiştir. Kendisine kızmıyorum. Camiamız yıllar içinde bu psikolojiye sokulmuştur.
Her demeciyle Fenerbahçe’ye yaşatılan haksızlıkları dünya basınının manşetlerine taşıyan, sevgiyi, saygıyı, sabrı hak eden bir hocamız vardır. Yönetim kurulu olarak sonuna kadar yanındayız. Bizim kendisiyle ilgili hayallerimiz, planlarımız uzun vadelidir. Tüm çabamız bu şehirde mutlu olması, kendi işine odaklanması, takımına, oyuncularına, idmanlara, rakiplerine odaklanması en büyük önceliğimizdir. Bu şekilde başarıyı elde edeceğimize inanıyoruz. Tek beklentimiz, camiamızın biraz uyanması ve sahiplenmesi. Bunu niçin söylüyorum? Çünkü en küçük tökezlemede, puan kaybında hepinizin malumu ben bazı Fenerbahçeli olduğu söylenen sosyal medya sitelerine de hayretler içerisindeyim. Onların Fenerbahçeli olduğunu düşünmüyorum. En büyük düşmanımız, böyle bir site kurmak istese ancak bu kadar olur. Onlarla ilgili ümidi kestim. Son dönemde de kamuoyunda da bir kenetlenmenin başlayabileceğini, insanların biraz daha uyanmaya başladığını görüyorum. Siz her toplantıda konuşuyorsunuz, farkına vardık diyorsunuz, kitleler de farkına varmıştır. Yönetimle sorunu olanlar bizi istedikleri gibi eleştirsinler. Biz kimsenin demokratik hakkını gasp etmedik. Biz kendi kanalımızda, FBTV’de yerden yere vurulduk, sesimizi çıkarmadık. Sahada, salonlarda Çubuklu’yu taşıyanlara faturayı kesmeyin, bize kesin.
FENERBAHÇELİLER BİZİ ANLAMIYOR
Bir dileğim olsaydı, elimde sihirli değneğim olsaydı, bizi sevin sevmeyin katılın katılmayın takdir edin etmeyin, Fenerbahçeliler’in bizi anlamasını, nelerle boğuştuğumuzu görmesini dilerdim. En çok bunu dilerdim. Her şey apaçık ortadayken, tekrar tekrar anlatmamıza rağmen anlaşılamamamızın acısını yaşıyoruz. Ya biz hakkıyla anlatamıyoruz ya başkalarının masalları bizim gerçeklerimizi boğuyor demektir. Belki de sizleri uyutmak için, genç mensuplarımızı harekete geçirmek, bizi hedef almak için belki de Fenerbahçeli görüp Fenerbahçeli olmayan siteler kurulmuştur. Bunun acısını çekiyoruz. Ufak ufak rüzgar dönmeye başladı. Göreceksiniz, zaman içerisinde Fenerbahçe’nin taviz vermeden, ilkesel duruşundan geri adım atmadan, değerlerine sıkı sıkı sahip çıkıp futbolda başarı sağlamasa da, başarı için doğru bildiklerinden sapmayıp yapıyla mücadele edip, yapı çökertildiği zaman ülkemizin ne kadar büyük fayda sağladığını göreceğiz. Bizim için belki iş işten geçmiş olacak ama kıymetli çalışmamızın değeri bizler gittikten sonra apaçık ortaya çıkacaktır.
Bizim için en büyük başarı, kulübümüzün kimseye muhtaç olmamasıdır. Görev süremiz bittiğinde ne kadar önemli olduğu herkes tarafından görülecektir. Tüm zorluklara ve engellere rağmen dedim. Engelleri söylüyorum. Göztepe maçında rezil bir olay yaşandı. Kalleşçe bize saldırıldı. Biz ortamı yatıştırmaya gitmiştik.
SÖZDE MEDYA MENSUBU, ALKOLLÜ, HOLİGAN
Geçen hafta bir maç oynandı, Galatasaray – Beşiktaş. Bir muhabire tokat atan, hiçbir şekilde şiddeti tasvip etmiyoruz, apar topar tutuklandı. Yanlış bir yere çekilmesin lütfen, mesleği, sosyal statüsü, cinsiyeti fark etmeksizin her Türk vatandaşının adalet önünde eşit olması gerektiğine inanan bir camiayız. Bir ayrıcalık da talep etmiyoruz. Yalnız neden adil muamele görmediğimizi sorgulamak sorumluluğumuzdur. Beşiktaş başkanıyla dalga geçen, sözde medya mensubu olan, tweetlerine bakınca holigan bir taraftar profili çizen, maça geldiği zaman alkollü olduğu net bir şekilde Emniyet tarafından tespit edilen kişiye Bakanlarımız geçmiş olsun diyor, peşindeyiz diyorlar. Fenerbahçe Başkanına yapılan saldırıyı aynı kişiler görmezden geliyorlar, keşke gelmeselerdi. Tekrar soruyorum, bu adil midir? Kime göre neye göre hukuk işlemektedir? Biz kamu destekli, kamu kurumuymuş gibi pek çok kulüple rekabet halindeyiz. Bunları görmeniz lazım. Kapalı spor salonları yaparız, sahibi devlet olmasına rağmen inşa ederiz. Başkalarına stadyum yapılır, biz iki misli kira öderiz. Her yıl vergimizi kuruşu kuruşuna öderken rakiplerimizin vergi borçları affedilir. Adil rekabet mi? Camia ses çıkarır mı? En küçük puan kaybında saldıranlar bu durumu dile getirir mi?
YASA DIŞI BAHİS SİTESİNİ KAYNAK YAPTILAR
Biz Türkiye’nin dev markalarıyla iş birliği yaparak sponsorluk gelirimizi artırırken, bir rakibimiz yasa dışı bahis sitesini haber sitesi gibi gösterip gayrı ahlaki kaynak yaratırken üstelik bu karaborsa skandalı içerisinde buna cüret ederken kimsenin yeterince ses çıkarmaması? Resmi mercilerin bunun üstüne tüm güçleriyle gitmemesi adil midir? Savcının Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı olmaz.
Malum terör örgütünün üyesi olmaktan halen hapis yatan, yurt dışında firari olan polis, savcı, hakimlerin Fenerbahçe’ye vermediği zararı her sezon birkaç tane hakem veriyor. Hepinizin malumudur. Veya malumu mudur? Geçen sezon nefes nefese devam eden şampiyonluk yarışında bizim 5, rakibimizin 1 kırmızı kart görmesi normal midir? Aynı takım 5 Avrupa maçında 5 kırmızı kart görüyor. Bu bir tesadüf müdür yoksa yabancı hakemlerin dürüstlüğü müdür? Bir takım geçen sezon 65 sarı kart, biz 88 sarı kart görmüşüz. Bu adil mi diye sormak görevimiz değil midir?
Hakemler konusunda sabrımız daha çok sınanmasın. Acun Bey çok önemli bir mücadele ediyor. ‘Yapı var mı? Hayali yapı kuruyorsunuz. Sahadaki sonuçları mazeretlerle kamufle etmeye çalışıyorsunuz.’ diyorlar. Biz 25 yıldır sıkıntı yaşıyoruz. Bu yapı camiaların kaderleriyle oynuyor. Sadece şampiyonluk yarışı değil, düşenlerin kaderiyle oynuyor. En çok bize zarar veriyor, toplumun sinir uçlarıyla oynuyor. Türk futbolunun kaderiyle oynuyor. Defalarca anlattım. Kendi tarihimizin görülmemiş sezon yaşıyoruz. 99 puan topluyoruz. 6 derbinin 4’ünü kazanıyoruz. Deplasmanda sadece 1 beraberliğimiz var ama yine şampiyon olamıyoruz. Biz yapı deyince ortalık kaynıyor. Biraz açıklayayım; saha içinde ısrarla bir takımı kollayarak, ittirerek bir takım destekleniyorsa, aynı hakemler ısrarla maçlara veriliyorsa yapı budur. Hakem hatalarının hepsi bir takımın lehine oluyorsa işte yapı budur. Bir teknik direktör, hakemleri saha içerisinde tehdit etmesine rağmen raporlara yazılmıyorsa işte yapı budur. Bu yapıya biraz çomak sokulduğu zaman malum kişiler ayaklanıyorsa işte yapı budur. Bu konuşmalarımızı öfkeyle dinleyenler, içlerine korku düşenler işte yapının parçaları bunlardır. İllegal işlerle ilgili dosyalar kapatılıyorsa işte yapı budur. Tüm bunları bile bile, ‘bu yapıyı açıklayın’ diyenler, işte yapı bunlardır. Uyanın Fenerbahçeliler uyanın.
6 SARI KART, 2 KIRMIZI KART VERİLMEDİ
Bir derbide 6 sarı kart, 2 kırmızı kart, bütün otoritelerin imza attığı bir olay yaşanıyorsa; işte yapı budur! Bir teknik direktör hakemleri saha içerisinde tehdit ederken, dördüncü hakemin gözü önünde yaşanırken bu olay raporlara girmiyorsa işte yapı budur!
Biz adil rekabet peşindeyiz. TFF seçimlerinde açıkça anlattım. Haksız rekabet en çok saha dışında yaşanıyor. Karaborsa bilet! Bu iş gerçektir, öyle mi böyle mi, lamı cimi yok! Kapatılacak mı üstüne mi gidilecek? İlgili arkadaşlarım, devletin ilgili mercilerine gidiyor. Bir tanesi ‘Bu sizi niye ilgilendiriyor’ diyor. Niye bizi ilgilendirdiğini anlatınca, ‘Haklısınız ben bu şekilde bakmadım’ diyor. Karaborsa bilet kendi içlerinden çıktı. Bir üyesi anlattı, bir üyesi savcılığa başvurdu, bir gazetecisi devamlı gündemde tuttu. Vahim bir olay. Başkanları ne dedi? Savcılığa başvurduk dedi. Artık neredeyse söylediklerinin daha çok gerçek dışı olduğu bir başkandan söz ediyoruz. Müracaatı şikayeti açanlara dava açmakmış. Hepimizi tatmin etmesi gereken açıklamalar yapmalıyken manevralarla süreci kurtarma peşindeler. Biz bunun sonuna kadar gideceğiz. Biz ne yaptık? Baktık ki olayın üstü kapatılmaya çalışılıyor. Biz de ihbar hakkımızı kullandık. Fenerbahçeliler uyanın, bunu da kapatacaklar. Bu çerçevede müracaat ettiğimiz bazı merciler gerekli incelemeleri başlattılar. Bunu kulübümüze bildirdiler. Gençlik ve Spor Bakanlığı, soruşturmayı başlattılar. Biz de bildiklerimizi anlattık. Hatta bir adım öteye gittik, bizi de inceleyin dedik. İnceleyin ki karşılaştırın dedik. İnşallah bu önerimizi kaale alırlar. İnceledikleri konunun dibine daha çabuk inerler. Hem Bakanlık müfettişlerinin hem savcılık makamının çok önemli bilgilere ulaştığını gayet iyi biliyoruz. Bizim beklediğimiz, devletimiz devletliğini mi gösterecek yoksa bu konuyu ört bas mı edecek? Biz buna bakıyoruz. Bahsedilen rakam 56 milyon euro.
İLLEGAL SPONSORLUK!
İllegal bahis sponsorluğu. Aynı camia bir başka gayrı yasal olay. Ciddi bir suç. Sosyolojik bir olay. Bu illegal bahis işinden ailelerimizi çökmek üzere. Ekonomik sıkıntılardan dolayı binlerce üniversite talebesi banka hesaplarını kiralamaktır. Bir rakibimizin üç beş kuruş haksız gelir elde ettiğini bırakın. Türkiye’nin sosyolojik yapısını bozmak için en büyük tehditlerden biri budur. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak hepimizin üstüne sorumluluk düşmektedir. Ancak bu söz konusu oluşum, tamamen illegal. Bu işin sonuna bir ‘news’ kelimesi eklenerek konu legalleştirilmeye çalışılıyor. Rakip takım başkanına sordum, ‘Hiç mi google’dan bakmadınız? 2 ay evvel kurulmuş site, hiç reklam geliri yok, 14 milyon euro nasıl sponsorluk yapar, hiç mi aklınızdan geçmedi?’ diye sordum.
Bir tarafta 56 milyon euro, bir taraftan 14 milyon euro. Sonra parayı aldık, almadık diyorlar, başkanı bir şey diyor, başkan vekili başka bir şey diyor. Her şey ortada. İllegal bahse özendirmek ülkemizde büyük suç. Ne acıdır ki, sosyolojik bir sorun olan bu konu, illegal bu konu, 119 yıllık bir formanın üzerine yazılması onlara nasip oldu.
Bunlar nasıl fonlanıyor? Ya aradaki farklar karaborsa işiyle ödeniyorsa? Bankalar Birliği anlaşmamız var, her kuruş yarı yarıya. Sistemin dışında kazanılan bir para bu. Harcama limitleri var, daha da önemlisi. Biz harcama limitine sokmak için hocayı kadroyu, binbir hesap kitap yapıyoruz. 4.350, 7-8 diyor. 3 milyon fark var, vergisiyle 4.5 fark bir futbolcuda. E bu girmiyor harcama limitine.
Benim bir lafım vardı, ‘Fenerbahçe’yi kimse dışarıdan yıkamaz, biz yıkılırsak içeriden yıkılırız.’ Birbirimizi yıkmaktansa o enerjiyi Fenerbahçe menfaatlerine odaklarsak daha güçlü oluruz. Sayın başkanımız dün maça geldi çok mutlu olduk, o da mutlu oldu. Yaz’a da teşekkür ediyorum, bir gazeteci yazmış ‘Koca camianın yapamayacağını bir küçücük kız yaptı diye.’ Doğru yazmış. Aziz Yıldırım’ın kızı böyle olur dedirtecek bir Fenerbahçeli. Allah bağışlasın. Aziz Yıldırım bu toplara girse, tüm Fenerbahçeliler bu toplara girse ne kadar güçlü oluruz düşünebiliyor musunuz?
BÜYÜKEKŞİ’Yİ DEVİRDİK
TFF’nin o günkü yönetimi, seçimi yüzde 1 milyon kazanacağına inandığı bir seçimi oluşan doğal ittifakla devirdik. Artık insanların canına tak etmişti özgür iradelerinin gasp edilmesi! Şantajla tehditle mükafatla oylarının yönlendirilmesinden insanlar bıkmıştı. Tünelin sonunda ışık görüyorum. Umudumuz artıyor. Türkiye’de iyi şeyler olacak. Biz başka kulüpler gibi ekmeğimizin değil, adil rekabetin ve Cumhuriyet ilke ve değerlerinin peşindeyiz. Bunlardan taviz vermeyiz! “Ben şahsen Haziran ayından bugüne kadar adaletli bir futbol iklimi yaratmaya çalışıldığını görüyorum. Ciddi bir şekilde uyarımı yinelemek istiyorum. Şu anda yapı tarafından operasyona uğruyorsunuz. Fenerbahçe ile, Beşiktaş ile, hatta Trabzonspor ile karşı karşıya getirilmeye çalışılıyorsunuz. Siz muvaffak olursanız pek çok konuda temizlik olacağının farkındalar. Yeni TFF’ye şans tanınmalı ve süre verilmeli. Niyetleri ile ilgili bir şüphemiz yok. Eylemleri görmemiz lazım. Allah onlara da şans, kuvvet, kudret ve sabır versin. Çünkü onlar bu sorunu çözebilirlerse Türkiye için büyük bir sorunu çözmüş oluruz.
Geçen hafta yapılan hakem atamasını anlamıyorum. 24. dakikada Djiku’nun Arda Kardeşler tarafından atılması, istisnasız her yorumcunun faul değil dediği pozisyondan atılması… Allahtan o maçı kazandık. İlk derbide o adamı atadılar. Bu nasıl anlayıştır. Fenerbahçeliler buna kükreyin, tepki koyun! Aynı kangren yapı, faaliyetlerine devam ettikçe Türk futbolunda suların durulması mümkün olmayacaktır. Geçen hafta 6 sarı kart, 2 kırmızı kart es geçilmiştir. VAR da sarı kartla karışamıyor. Kusursuz cinayet böyle işleniyor. Saha içinde de saha dışında da bu camia olağanüstü koruma altında. Buradan çıkacağız. Malum altı tane adamları var. Bunlara medya mensubu deniyor? Şiddete karşıyız, bu adamların attığı tweetleri görseniz, hiçbir şekilde medya mensubu diyemezsiniz. Tek kaynaktan kullandıkları sosyal medya hesabı var. Biri 16 yaşında, biri Yeditepe Üniversitesi’nde okuyor, anaları babaları hayret içinde, iyi para kazanıyorlar ve tek kaynaktan pompalanıyorlar. Somut cevap verin; sözleşmeleriniz doğru mu? Benim dediklerim mi doğru sizin dedikleriniz mi? Başkanından yöneticisine aynı konuda para almadık, yarısını aldık, aldık ama iade ettik, doğru mu değil mi, buna cevap verin.”