Messi’yi en büyük futbolcu olarak görenler, Ronaldo’nun adı geçince, ona büyük saygı duyarlar. O insanlardan biri de benim… O artık yuvasına, Manchester United’a geri göndü. Yıllar önce bir röportajını okumuştum. “İstesem Arabistan’a, ABD’ye hemen gider, milyarlarca dolar kazanabilirim. Ama futbolda her zaman büyük işler yaptım. Bırakana kadar, hep başarı kovalayacağım. Para, ikinci planda benim için…” Hedefini, hep zirve olarak belirleyen müthiş bir karakterden bahsediyoruz. Mütevazılığı ayrı… Televizyon kameraları önünde, oğlu ve Messi ile sohbet ederken, Messi’ye “Benim çocuk, bütün gün seni seyrediyor. Senin gibi çalım atmak istiyor. Senin hayranın, aynı benim gibi!” diyen, kompleksiz bir kişilik Ronaldo…
Sir Alex Ferguson için, onun yeri hep ayrı kaldı. Ona “sihirbaz” diyordu. Ferguson’a göre, çalıştırdığı takımda en yetenekli futbolcu kesinlikle oydu. Haklıydı. Manchester United’da forma giydiği 292 maçta, 118 gol atmış, sayısız asist yapmıştı. Bir Şampiyonlar Ligi, 3 Premier Lig, bir federasyon kupası, 2 lig kupası kazanan, korkunç bir koleksiyoncudan bahsediyorum. Hiçbir zaman şımarmayan, hep zirveyi düşünen büyük bir oyuncu Ronaldo… Çocukluk yıllarında, mahalle maçlarında, onu hep kaleye geçirirlermiş. Bunu, kendisi anlatmıştı bir röportajında…
“Küçükken, hep beni kaleye alırlardı. Topa vurmayı bilmiyorsun derlerdi. Şimdi hepsi beni evinde izliyor.” O, artık evine döndü. 36 yaşında olması önemli değil. Çünkü, başarısını hiç ama hiç durmadan çalışmasına borçlu…