İyi günde de kötü günde de “İyi ki Fenerbahçeliyim” demekten vazgeçmedim. Çocuklarıma da aynı şeyleri öğretiyorum. Geçen Mart’tan beri olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Son derece zor bir süreç yaşadık. Sıkıntıda olan kulüplerimiz bu süreçte ciddi anlamda gelirleri de etkilendi. 1,5 sezon boyunca taraftardan mahrum kaldık. Bu sebepten ötürü pandemi sebebiyle en fazla futbol zarar gördü. Kombineler, localar, maç günü bilet satışları neredeyse yok oldu. Fenerbahçe olarak pek çok loca sahibine teşekkür ediyorum. Saygıyla önlerinde eğiliyorum. Aldınız, kullanamadınız. Ancak tribün hasılatlarından mahrum kaldık.
Kur hareketleri hepimizin işlerini daha da zorlaştırdı. Sporcular, teknik ekipler ve sportif faaliyetlerin sekteye uğramadan devam etmesi için çalışan bir kesim vardı. Tüm futbolla ilgililer düzenli çalıştılar. Kendi sağlıklarını riske attılar. Bence takdir edilmesi gereken bir özveriydi. Son 1.5 senede futbolcuların sadece aldığı kupalara göre değerlendirmek haksızlık olur. Başta kendi sporcularımıza, teknik heyetimize, Türkiye’deki tüm sportif faaliyetlerin devam etmesi için çalışanlara teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki günlerde tüm sportif branşları ve yönetimde olduğumuz 3 yılı değerlendirdiğimiz bir ortamımız olacak. Futbolda istediğimiz başarıyı yakalayamadık. Onun için diğer sportif branşlardaki başarılar gözardı ediliyor.
Şampiyonluğu önceki 2 seneye göre kaybettiğimiz ve bu şekilde kaybettiğimiz için son derece üzgünüz. Derinden yaralandık. Başakşehir maçından sonra “6 galibiyet 1 beraberlik bizi şampiyon yapar” demiştim. Şampiyon olmamız için rakibimizin de puan kaybetmesi gerekiyordu. Biz hedefimizi tuttursaydık, şampiyon olacaktık. Çok çok yaklaşmış olmamıza rağmen bize sunulan bu fırsatı değerlendiremedik.
TFF ile alakalı fikirlerimiz değişmedi. Zaten söylediklerine ve eylemlerine bakmak yeterli. En son “Kuzu kuzu” gelip oynayacaklardı!
SAYFAYI YENİLEYİNİZ