Türkiye’nin olimpiyat şampiyonu ilk boksörü olarak tarihe adını altın harflerle yazdıran, Tokyo’daki mücadelesiyle göğsümüzü kabartan Busenaz Sürmeneli, baş döndüren yoğunluğunda Sözcü HaftaSonu’nu kırmadı ve tatile çıkmadan önce sorularımızı yanıtladı. Erkek egemen bir sporda kız çocuklarının yeni rol modeli haline gelen şampiyon boksörümüzün çok özel açıklamaları…
- Altın madalyayı eline aldığı o ilk an neler hissettin?
Çocukluk hayalim ellerimdeydi. Çok büyük bir gurur ve mutluluk yaşadım. Tarifi imkansız duygulardı. Bir şeyi sonuçlandırmak için 13 yıl boyunca çalıştığınızı düşünün. Sabır, emek, fedakarlık… O madalyanın içinde neler var neler.
- Olimpiyat dönüşü hayatında neler değişti? Vay be ben ne yapmışım hissine kapıldın mı?
Açıkçası hem olimpiyat öncesi hem olimpiyat döneminde çok efor sarf ettim ve çok yoruldum. Tatile ancak Tokyo’dan döndükten bir ay sonra çıkabiliyorum. Röportajlar, çekimler derken son mesaiyi sizinle yapmış olduk (Gülüyor). Ama bunlar sporun içinde var. Ben kendimi yıllardır bu nokta için hazırlıyorum. Bazen bunaldığım ve yorulduğum oluyor ama tüm bu ilgi alakaya layık olmak için ve işimizin saha dışındaki kısmını da en iyi şekilde yapabilmek için emek harcıyorum. Trabzon’daki karşılama sonrası ‘Vay be işte bu şehre bu
madalya çok yakıştı’ diye geçirdim içimden kalabalığa bakarken.
- Kız çocuklarının kendine hayranlık dolu bakışını görünce neler hissediyorsun?
Madalya kadar değerli işte o bakışlar. Hep söyledim, bu başarı çocuklara umut ışığı olsun diye. Gözlerinden okumak beni çok mutlu ediyor. Türk kadınının yapamayacağı hiçbir şeyin
olmadığını Tokyo’da gösterdim. Devamı Paris 2024’te.
- Türk kadınının başaramayacağı hiçbir şey olmadığını gösterdin. Önyargıları yıkmak rakipleri yıkmaktan daha mı zor?
İkisini de devirmek için yapmanız gereken tek bir şey var: Kendi işinize bakmak. O ne demiş, bu ne demiş, kim ne engel çıkarmaya çalışmış diye bakarsanız çok dağılırsınız. Çocukluktan beri hep kendi yoluma baktım. Benim düşünmem gereken bir hayatım, kariyerim, karakterim, ailem var.
- Bir rol model olarak buradan kız çocuklarına, kadınlara vermek istediğin mesajı çok önemsiyorum. Neler söylemek istersin?
Hayatta karşınıza zorluklar çıkacak. Hayat maalesef güllük gülistanlık değil. Gittiğiniz yolda engel olmaya çalışanlar, yapamazsın diyenler hep olacak. Kendinize inanıyorsanız asla vazgeçmeyin. Ve özellikle sevdiklerinizden bir çember oluşturun etrafınızda. Sizi hep ayakta tutacak ilk şey iç motivasyonunuz, ikinci şey de aile ve dostların sevgisi.
- Tokyo’da aşırı motiveydin. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar seni ne kadar etkiledi?
İster istemez haberleri okuyorsunuz ve gündemi takip ediyorsunuz. Bir noktadan sonra takip
etmemeye çalıştım ama yangın haberlerinin başında hep gözümüz ülkemizdeydi. Ülkemin
güzellikleri yanıyor ve ben bu acı ile ringe çıktım. Üzüntümü, hırsımı ve performansımı en yukarı çıkarmaya çalışarak attım. Ülkem için o an yapabileceğim en iyi ve tek şey çıkıp kazanmaktı. Ben de bunu yaptım.
“EFSANE OLMAK İSTİYORUM”
“Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu ve Hamza Yerlikaya’nın yaptığını yapıp yine tarihe geçmek yeni hedefim. Yeni motivasyon kaynağım bu. Boksta bunu başaran tek kadın boksör var. Ben de başarabilirim. Efsane olmak istiyorum. Buna yürekten inanıyorum. O yüzden Paris 2024’ü iple çekiyorum. Ortada bir hedef, bir rakip varsa ben ona doğru giderim. Geri adım atmam. Eğer bu benim doğal eğilimim olmasaydı, antrenörüm bana hücum oyna dese bir yere kadar
başarılı olabilirdim. Hocamın taktikleri ve benim karakterim örtüştüğü için başarılı oluyoruz. Sanırım karakterim ve doğamdan kaynaklanıyor. Ben buyum.”
“YEMEK YEMEYİ UNUTTUM”
“Branşımızın önemli noktalarından biri kilo düşme dönemleri. Sıkletimizde tartıya çıkıyoruz biliyorsunuz. O yüzden sıkı diyet yaptığımız zamanlar oluyor. Bazen 1 ay hiç şekerli bir şey yemiyorum neredeyse. Ama serbest dönemlerde her şeyi yiyorum açıkçası. Pide, baklava, sarma, börek bayılırım yani. Tokyo dönüşü öyle koşturmacalı geçti ki inanın ne zaman yemek yedim, ne yedim hiç hatırlamıyorum. Bazen ziyaretler ve röportajların koşturmacasında yemek yemeyi unuttuğum oldu.”
“TRABZONSPOR İÇİN O SENE BU SENE”
“Bordo-mavide parola değişmez. Biz Anadolu’nun ilk şampiyonuyuz. O yılları tekrar yaşayacağız yürekten inanıyoruz. Müthiş transferler yaptık bu yıl. Oyunumuz da güzel. İnşallah şampiyonluk gelir yıl sonunda. Bu şehir bu sevinci çok istiyor ve hak ediyor. Başkanımız Ahmet Ağaoğlu, hocamız Abdullah Avcı ve futbolcularımızla bu sene şampiyon olacağımıza inanıyoruz.”