Borussia Dortmund ile Manchester City arasında oynanan mücadelenin ardından maçın yardımcı hakemi Octavian Sovre Borussia Dortmund’un genç yıldızı Haaland’dan imza istedi.
Bu konu maç sonu rakip takımın hocası Guardiola’ya sorulduğunda “Hakem belki de Haaland’ın hayranıdır. Neden olmasın? Belki de imzayı oğlu veya kızı için almıştır” dedi. Hakemin bu davranışını profesyonellikten uzak olanak yorumlayanlar da oldu. Ama hiç kimse maç sonu “Hakem zaten Dortmund’luydu, maç şaibeli, hakemliği askıya alınmalı” gibi ifadeler kullanmadı.
Yukarıda bahsettiğim ifadeler hepimizin aşina olduğu cümleler. Her maç sonu programlarında, sosyal medyada sıklıkla gördüğümüz, duyduğumuz en acısı da alıştığımız söylemler maalesef. Ancak belirttiğim gibi bu olay sonrasında hakem eleştirilse de bu tip ifadeler kullanılmadı. Bu da bize şunu gösteriyor ki esas olan yaşananlar veya olaylar değil onlara verdiğimiz tepkiler. Zannediyoruz ki Avrupa’da hiç fahiş hakem hatası yaşanmıyor, bir futbolcu veya teknik adam mesnetsiz ifadeler kullanmıyor. Bütün bunlar elbette her yerde olduğu gibi futbolun zirvesi Avrupa’da da yaşanıyor. Peki onlar neye nasıl tepki veriyor, biz nelere nasıl tepki veriyoruz?
Biz Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istediği için kariyeri boyunca her zaman Beşiktaş’a zorluk yaşatan, Beşiktaş efsanesi Rıza Çalımbay’ı profesyonel olmamak ile suçluyoruz.
Biz hem Fenerbahçe hem de Galatasaray’a nazaran, şampiyonluk yarışında Beşiktaş’a daha büyük yara açmış Alanyaspor’u ve onun hocası Çağdaş Atan’ı Beşiktaş’a karşı yatmak(!) ile suçluyoruz.
Biz Galatasaray alt yapısından çıkmış ve yıllarca Galatasaray forması giymiş bir futbolcunun Galatasaray’ı şampiyon görmek istemesini şaibeli buluyoruz.
Biz hocası geçmişte Galatasaray’da oynadığı için Hatayspor’un Galatasaray karşısında yatacağını(!) düşünüyoruz.
Biz sezon boyu takımı için çabalamış bir kalecinin kalesine gelen bir şutta elini çekeceğini forvetin de boş kaleye topu bilerek atmadığını düşünüyoruz. Şike yapan takımın neden rakibin boş kalesine topu götürecek kadar organize bir atak yaptığını sorgulamıyoruz.
Burada bahsettiğim şeyler sosyal medyada fanatik hesapların konuştuğu konular değil. Keşke öyle olsa, o zaman hiç birimiz dikkate almayız. Ancak bunları televizyonlardan, köşe yazılarından ve hatta kulüp yöneticilerinden duyuyoruz. İşin acı tarafı bu. Guardiola örneğini tekrar düşünelim, aynı olay hatta benzer bir olay ülkemizde yaşansaydı biz bu olaya nasıl yaklaşırdık?
Olaylar ve durumlar bize bir bölgenin veya organizasyonun kalitesi hakkında hiçbir fikir vermeyebilir. Dünyanın herhangi bir bölgesinde hakem çok net bir penaltıyı es geçebilir. Maçtan sonra televizyon programlarında konuşanlar ve gazetelerde yazılanlar ise bize o organizasyonun kalitesi hakkında net bir fikir verir.