Müthiş bir tempoyla başlayan Trabzonspor-Fenerbahçe derbisinde, iki takım da sadece futbola odaklanmış şekildeydi. Fenerbahçe altıpasının içinde yüzde 100’lük golü kaçıran Trabzonspor ve pozisyonun devamında 3. dakikada Rossi ile golü bulan Fenerbahçe. Belli ki futbola doyacağımız bir akşam olacak diye düşünürken, hakem Ali Şansalan ‘ben de buradayım, beni de unutmayın’ dercesine çıktı ortaya. EURO 2020’den beri, oyuncuların kendilerini kolayca yere bırakıp faul almasının önüne geçilmesi için Türkiye dahil tüm Avrupa’da ikili mücadelelerdeki sertlik dozu arttırıldı. Ancak hakem Ali Şansalan, Kim Min Jae’nin kırmızı kart gördüğü pozisyonda Djaniny daha yere düşmeden elini kartına götürmüştü bile.
Liderlik mücadelesi verdiği rakibine karşı deplasmanda 23. dakikada 10 kişi kalan Fenerbahçe için olabilecek bütün kötü senaryolar üst üste geldi. Bir de Bakasetas’ın frikiğinde Altay Bayındır topu çelmek yerine tutmaya çalışıp çizgiden içeri alınca işler iyice sarpa sardı. O dakikadan sonra bütün pozisyonlarda hakem vardı. Keyifli bir derbi izlemek varken, maç bir anda Ali Şansalan’ın kişisel gösterisi haline döndü. Penaltı kararı doğruydu ancak, VAR olmasa onu da kaçırmıştı. Sarı kartları dağıtırken adaletinin terazisi şaştı. Fenerbahçe’nin golünden önce topun Mesut Özil’in eline değip değmediği cevapsız soru gibi ortada bırakıldı. Baştan sonra maçın tüm kaderiyle oynayan bir hakem grubu sayesinde, müthiş bir zirve mücadelesi yerine yine kendimizi kaos içinde bulduk.
Ancak…
‘Bu maçtan sonra teknik, taktik konuşulmaz. Hakem zaten maçı katletti’ bakış açısıyla da hiçbir yere varılamaz. Bu, tarihi gücünü direnişten alan Fenerbahçe’nin haksızca eksik kaldığı her maçta yenilgiyi kabullenmesi demek. Fenerbahçe’nin 10 kişi kalmış olması, Trabzonspor karşısında kaleye bu kadar hapsolmasını, tabiri caizse ‘pes etmesini’ gerektirmiyordu. Uzatmalar dahil 80 dakikayı kendi ceza sahanın önünde oynamayı kabul edersen, o top bir şekilde gelir kaleden içeri girer. Fenerbahçe özellikle savunmada gerçekten muazzam bir mücadele verdi. Ama bunu sadece savunma özelinde yaptığında, maç sonu tabelada mağlup tarafta olman kaçınılmaz hale geliyor. Trabzonspor, Fenerbahçe 10 kişi kaldıktan ikinci yarının son 15 dakikasına kadar hiçbir şey üretemedi. Ancak Fenerbahçe de bu süre içerisinde sadece bekledi. Rakip sahaya adım atamadığın noktada Mesut Özil’in sahada durmasının bir manası yokken, Pelkas’ın oyuna girmesi için 87. dakikaya kadar beklenmesi Pereira’nın beraberliği hatta yenilgiyi kabullendiğini gösterdi. Sezon başından beri taktik açıdan kusursuza yakın bir performans gösteren Vitor Pereira, Trabzon deplasmanında hem hakem Ali Şansalan’ın hem de yanlış tercihlerinin kurbanı oldu ve liderliği kaptırdı.
Alican Özcan