Süper Lig’in 28. haftasında Trabzonspor, deplasmanda Kasımpaşa’yı 2-1 mağlup etti. Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, mücadelenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Karşılaşmayı değerlendirerek sözlerine başlayan Ağaoğlu, “Kazanmak zorunda olduğumuz bir maçtı. Güzel maç oldu, pozisyonlara da girdik. Vermiş olduğumuz bir penaltıyla her ne kadar skor eşitlenmişse de ikinci yarıda 3-4 net pozisyonumuz vardı. 1’ini değerlendirebildik. Tek farkla da olsa 3 puan her zaman keyifli bir skor oluyor. Fazla atılan gole fazla puan verilmediği için tek farklı galibiyet ve alınan 3 puan. Önümüzde Alanya maçı var. Hocanın her zaman ifade ettiği gibi maç maç gidiyoruz. Bundan sonra Alanya maçına bakacağız” ifadelerini kullandı.
‘TFF’nin, FIFA’nın talimatlarını ve kurallarını uygulama zorunluluğu vardır’
Kamu Denetleme Kurumu’na ve AİHM’e, TFF’nin kurullarındaki düzensizlik ve FIFA’nın talimatlarına aykırı kararlar nedeniyle başvurular yaptıklarını hatırlayan bordo-mavililerin başkanı, şöyle konuştu:
– Konuşmakla bir şey değişmiyor. Hatta bir kulüp başkanımız; ‘Taş üstünde taş bırakmam’ dediği zaman ben de kendisine; ‘Ben de omuz üstünde baş bırakmam dediğim zaman bu işi çözüme mi götürmüş olacağız’ dedim. Bu bir meydan muharebesi değil. Ben göreve geleli 3 sene olacak. Son 2 sene içerisinde 4 Merkez Hakem Kurulu (MHK) değişti. Ama değişen bir şey yok. Tartışmalar, sıkıntılar, problemler aynı hatta artarak devam ediyor. Ben bunu şuna benzetmiştim Gazişehir maçından sonra federasyonun önünde yaptığım açıklamada; ‘Arıza motorda, siz durmadan tekerlek değiştiriyorsunuz’. Bu değişen dördüncü tekerlek. Değişen bir şey var mı, hayır. Bizim maçtan itibaren değerlendirecek olursak, hemen takip eden 3 gün içerisinde üç hakeme de görev verildi. Yaşar Kemal’e, Halil Umut Meler’e ve Cüneyt Çakır’a. MHK şu mesajı verdi; ‘Çok güzel maç yönettiniz. Devam edin. Arkanızdayız’.
– Allah’ın adaleti bazen gecikmiyor işte 3 gün sonra tecelli etti. Aynı pozisyonda çok daha hafifine o gün, o maçta Cüneyt Çakır’la birlikte VAR’da görev yapan Halil Umut Meler kırmızı kartını çıkardı. Mustafa Muhammed’in suratındaki şaşkınlık ifadesini gördünüz değil mi hepiniz. Şunu söylüyor o ifade; ‘Hoca 3 gün önce VAR’da ekran başında izleyip vermediğiniz pozisyondan daha hafif. Sen buna nasıl kırmızı kart gösterirsin?’ Ben o ifadeyi o şekilde algıladım. Ama çıkıp mikrofonlara bağırarak bunu çözümü bu değil. Ben Kulüpler Birliği’nde de bunu söylemiştim. Birlikte mücadele edebilecek miyiz? Önce bir şeyin adını açık, net koyalım. Adalet mi, hak mı arıyoruz yoksa adaletsizlikten, haksızlıktan pay mı istiyoruz. Yine Gazişehir maçından sonra federasyondan önünde yaptığım açıklamada, 1 hafta içerisinde bazı şeylerin değişeceği umuduyla hareket ediyoruz. Değişmediği takdirde kulüp olarak gerekli önlemleri, gerekli başvuruları yapacağız diye. O süreçte hiç bir şey değişmedi. Eski tas, eski hamam.
– Biz o süreç içerisinde Kamu Denetleme Kurumu’na şikayetlerimizi bildiren, yapılan uygulamaları, federasyonun kurullarının oluşumundaki düzensizliği ve FIFA’nın talimatlarına aykırı kurullar oluştuğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bununla alakalı kararı, daha sonra TFF, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu kararlarını temyiz etti. Temyizden de o karar onaylanarak geldi ve Adalet Bakanlığı, TFF’ye şunu söyledi; ‘AİHM’in kararı doğrultusunda kurullarınız bağımsız değil’. Bağımsız olmayan kurulların vermiş olduğu kararlar da her şekilde tartışmaya açıktır. Adaletten uzak kararlardır. Biz bununla birlikte Kamu Denetleme Kurumu’na, ombudsmanlığa başvurumuzu yaptık. Ombudsmanlık’tan da 3 ay süren bir inceleme neticesinde 20 sayfalık bir tavsiye kararı geldi. Aynı doğrultu, aynı paralelde. Kurulların bağımsız olmadığı, dolayısıyla verilen cezaların temel teşkil etmediği, bununla alakalı çok geniş bir açıklama vardı. Bunların düzeltilmesi için federasyona 1 ay süre tanıdı. Federasyonun her zaman ifadesi şu; ‘Biz özerkiz, biz bağımsızız. Bize kimse karışamaz’. Değil aslında, sadece almış oldukları kararlar yargıya taşınamaz.
– Onun ötesinde Kamu Denetleme Kurumu, TBMM, dolayısıyla Türk milleti adına görev yapıyor. Bağımsız olmak, özerk olmak istediğiniz kararı alırsınız, istediğiniz kararı istediğiniz şekilde uygularsınız anlamına gelmez. Dünyanın neresinde olursanız olun kurumsal bir görev yapıyorsanız mutlaka bağımlı olduğunuz bir yer vardır. TFF’nin de FIFA’nın talimatlarını ve kurallarını uygulama zorunluluğu vardır.
‘FIFA’ya yapacağımız başvuru Türk futboluna hizmettir’
FIFA’ya pazartesi günü TFF’yi şikayet anlamında bir başvuru yapacaklarını açıklayan Başkan Ağaoğlu, “Gelmiş olduğumuz noktada pazartesi günü FIFA’ya yapacağımız başvuruda bunu da çok açık ifade ettik, örnekleriyle o dosyayı hazırladık. Bir kere kurulların oluşumu AİHM’in ve Kamu Denetleme Kurumu’nun kararları doğrultusunda bağımsızlıktan uzak. Bağımsızlıktan uzak olan kurum da bağımlı olduğu birimlerin doğrultusunda karar verir. Bugün oluşmuş olan kurullar, FIFA’nın etik kod 19’unu incelerseniz, buna tepeden tırnağa aykırı atamaların yapıldığını göreceksiniz. Bunların hepsini derledik, dosyamızı hazırladık. Çünkü Türkiye’de, biz Trabzonspor Kulübü olarak bunun mücadelesini yaklaşık 2-3 senedir veriyoruz. Düzelmesi yönünde sürekli uyarıyoruz ve çaba gösteriyoruz. Futbol kuralları anlamında iç hukuk yolları tıkandığı için pazartesi günü örnekleriyle beraber şikayet anlamında bir başvuruyu FIFA’ya yapıyoruz. Eğer gerçekten diğer futbol kulüpleri de verilen bu kararlardan, yapılan uygulamalardan şikayetçilerse onları da bizimle birlikte FIFA nezdinde mücadeleye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Sistemin değişmesi lazım’
MHK Başkanı Serdar Tatlı’yı istifaya davet edip etmediklerine ilişkin bir soruyu Ağaoğlu, şöyle cevaplandırdı:
“Bizim rahatsızlığımız sistemle alakalı. Başında da söyledim, biz geldiğimizden beri 4 MHK değişti. Sıkıntı MHK’de değil. Ben 30 senedir futbolun içerisinde yöneticiyim, 30 senedir bu konular konuşuluyor. Sıkıntı sistemde. Motor arıza yapmış, siz tekerlek değiştiriyorsunuz. MHK de bizim maçta bu kadar bariz hata yapan 3 hakemi birden ödüllendirir gibi, yürüyün, arkanızdayız der gibi hemen 3 gün sonra maça atarsanız işte dünkü maçta olanları da tüm Türkiye seyretti. Tekrar söylüyorum, bu MHK de değişse, değişen hiçbir şey olmayacak. O MHK’nin oraya nasıl atandığı, hakem camiasının içinde 3-4 grup, bunların birbirleriyle olan mücadeleleri, yeni göreve gelen bir MHK’nin hemen ardından yıpratma çalışmaları, onun arkasından dönen kulisler ve bir sonraki MHK’nin hazırlığı Türk futbolunu bu noktaya getirdi. Bizim FIFA’ya yapacağımız başvuru Türk futboluna hizmettir. Ben 64 yaşına geldim, 35 senedir yönetici olarak Türk futboluna hizmet etmeye çalışıyorum. Bir şeylerin değişmediğini görmeden ölmeye niyetim yok, ölmek istemiyorum. Bu sistemin değişmesi lazım. Biz özerkiz, bağımsızız diyorsunuz, size o özerkliği ve bağımsızlığı FIFA verdi, unutmayın. FIFA, ‘tamamen idari ve mali yönden özerk olduktan sonra ben sizin üyeliğinizi kabul ederim’ dedi. Ben sizin derebeyliğinizi kabul ediyorum demedi. FIFA dedi ki; ‘Benim kurallarımı uygulayacaksın’. Federasyon yöneticileri açsınlar baksınlar, hangi kurulları FIFA’nın etik kod 19’uyla uyuşan atamalardan oluşuyor. AİHM bunu söylüyor, tanımıyorsunuz. Temyize gidiyor, orada onanıyor, tanımıyorsunuz. Adalet Bakanlığı sizi uyarıyor kurullarınız bağımsız değil diye, tanımıyorsunuz. Kamu Denetleme Kurumu 20 sayfalık bir rapor hazırlıyor tavsiye kararı niteliğinde tanımıyorsunuz. Özerkliği çok farklı anlamışlar. Bu iş gideceği yere kadar gidecek. Biz müracaatımızı pazartesi günü FIFA’ya yapıyoruz. Adalet isteyen kulüpler bizimle beraber gelirler. Bu işi taşıyacağız ama sistem değişene kadar, MHK değil. Bağımsızlık bu şekilde algılanamaz. Ben de 21 senedir federasyon başkanlığı yapıyorum. Bana hikaye anlatmasınlar. Olanlar herkesin gözünün önünde cereyan ediyor. Bu ülke 30 senedir hakem tartışıyorsa demek sistemde sorun var. Avrupa’da olmuyor, yapan bir daha görev vermiyorlar. Avrupa’da hakemlik babadan oğula geçen bir müessese değil. Portekiz Futbol Federasyonu önümüzdeki seneden itibaren bir başka ülkeyle hakem değişikliğine gidiyor. Bu noktaya mı taşımak istiyoruz ülke futbolunu. Bu şekilde mi yönetilmek istiyoruz? Sıkıntının kökünden çözümü için biz dosyamızı FIFA’ya götürüyoruz. Buradaki bütün kapılar kapandı, bütün yollar tıkandı. Dün Halil Umut Meler, kendi vermiş olduğu kararı Muhammed’e verdiği kararla kendi teşkil etti. Allah’ın adaleti, fazla da uzun sürmedi.”