Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
HİÇ Mİ YÜZÜN KIZARMIYOR: (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na) CHP Meclis Grubu adına cumhurbaşkanı seçimi konusunda bundan sonraki bütün siyasi süreçlerde yetki alman neyi değiştirecektir? Önce ülkem, milletim diyemiyorsan ne oturuyorsun Aziz Atatürk’ün koltuğunda? Hiç mi yüzün kızarmıyor? Hiç mi vicdanın sızlamıyor? Hiç mi mahcubiyet duymuyorsun? Kentsel dönüşüme itiraz eden bu Kılıçdaroğlu değil miydi? İmar affıyla ilgili kanun teklifi veren bu CHP değil miydi? Görülüyor ki, cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, nasıl olacağı, uzlaşmanın ne zaman sağlanacağı bir numaralı gündem konularıdır.
ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMİŞTİR: Altılı Masa müdavimi bazı parti başkanları da şimdiden bakanlık dağıtımını bile yapmışlardır. Milletimiz neyle meşguldür, bunlar neyle oyalanmaktadır. İP Başkanı’nın ayar verici diklenmesine, dozajı ağır sert ifadelerine tek bir CHP’linin çıkıp da itiraz edememesi yalnızca ürkeklik değil, aynı zamanda CHP’ye oy veren kardeşlerimize haksızlıktır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci sarpa sarmıştır. Bir masa etrafında anlaşmaktan ve uzlaşmaktan aciz olanların Türkiye’yi yüksek hedeflere götürmesi hayal mahsulüdür. Önümüzde yeniden ayağa kaldırılacak 11 ilimiz vardır ve bu hedef bir yıl içinde Allah’ın izniyle gerçekleştirilecektir. Zillet ittifakının bırakınız bir ev yapmasını, tek göz kulübe yapacak ne bir hazırlığı, ne de bir vizyonu vardır.
‘Bundan böyle Karagümrüklüyüm’
Stadyumlardan “Hükümet istifa” bağırtısının koro halinde seslendirilmesi deprem felaketinde hayatlarını kaybetmiş vatandaşlarımıza ve depremzede kardeşlerimize vahim bir saygısızlıktır. Türk futbolunu lekelemeye, Türk sporunu siyasileştirmeye, kutuplaşma dalgasını sahalara yansıtmaya çalışanlar alçakça bir kurgunun içindedir. Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaos üretimine heves etmek bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş iç ve dış bağlantılı zillet komplosudur. Herkes yerini yurdunu, haddini hududunu bilmelidir. Tribünler çürük siyasi sloganların atılacağı mekânlar olamaz. Devlete ve millete meydan okuyanların tespiti yapılmalı, Türk sporu düştüğü karanlık dehlizden çıkarılmalıdır. Bu hedef gerçekleşinceye kadar gönül verdiğim Beşiktaş üyeliğimden ayrıldığımı tekrar etmeyi sorumluluk duygusu olarak addediyorum. Bundan böyle ben artık Karagümrüklüyüm.