Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya Krallığı Hükümet Başkanı Pedro Sanchez, zirve dolayısıyla Ankara’da bir araya geldi.
Zirveye, Türkiye’den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İspanya’dan Hükümet Başkanı İkinci Yardımcısı ve Çalışma ve Sosyal Ekonomi Bakanı Yolanda Diaz Perez, Hükümet Başkanı Üçüncü Yardımcısı ve Ekolojik Dönüşüm ve Demografik Sınama Bakanı Teresa Ribera Rodríguez, Dışişleri, AB ve İşbirliği Bakanı José Manuel Albares Bueno, Savunma Bakanı Margarita Robles Fernández, İçişleri Bakanı Fernando Grande-Marlaska Gomez, Sanayi, Ticaret ve Turizm Bakanı Reyes Maroto Illera katıldı.
Türkiye ve İspanya arasındaki Hükümetlerarası Zirve toplantıları, 5 Nisan 2009’da İstanbul’da yapılan ilk zirve toplantısından bu yana yapılıyor. Bir önceki Zirve, 24 Nisan 2018’de Madrid’de gerçekleştirildi.
Bugünkü zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İspanya Krallığı Hükümet Başkanı Sanchez’in mutabık kaldığı konulara ilişkin ortak bildiri yayımlandı.
Türkiye ve İspanya’nın, her iki ülke için de stratejik önemi haiz samimi ilişkilerden fayda sağladığı belirtilen bildiride, iki ülkenin, ikili ilişkiler, siyasi diyalog, savunma ve güvenlik işbirliği, çalışma ve istihdam, ticaret, yatırımlar, bilimsel alanda işbirliği, kültürel değişim, uluslararası kuruluşlarda karşılıklı destek ve ayrıca Birleşmiş Milletler’de önde gelen bir müşterek küresel girişim olan Medeniyetler İttifakı (Mİ) ortak sponsorluğu dahil tüm alanlarda hareketli olduğu kaydedildi.
Türkiye ve İspanya’nın, Avrupa ve Avrupa-Atlantik güvenliğine, refahına ve istikrarına önemli katkıları olan NATO Müttefikleri olduğu hatırlatılan bildiride, iki ülkenin savunma sanayi projelerinde işbirliği yaptığı ifade edildi.
Türkiye’de konuşlandırılan Patriot füzelerinin, müttefik topraklarda güvenliğin bölünmezliği temel ilkesinin somutlaşmış hali olduğuna işaret edilen bildiride, 7. Zirve’nin, Kovid-19 salgınının etkisi, iklim değişikliği, biyo-çeşitlilik kaybı, çölleşme, bölgesel ve küresel çatışmaların neden olduğu göç akımlarının yanı sıra acil insani yardım ihtiyacına yol açan doğal afetlerin etkisiyle şekillenen olağandışı bir dönemde düzenlendiğine işaret edildi.
Bildiride, Zirvenin, her iki ülke ve halkları yararına olacak bir etkileşimde ve geniş içerikle gerçekleştiği vurgulanarak, iki ülkenin, istişare toplantılarından parlamentolar arası diyaloga kadar ilişkilerini yoğunlaştırdığı ve derinleştirdiğinin altı çizildi.
Tarafların, Kapsamlı Ortaklıklarının Avrupa Ortak Komşuluk Alanı ve Akdeniz bölgesi için de özel önem taşıdığına inandığı belirtilen bildiride, bu Zirvede, ilişkilerindeki mevcut durumun gözden geçirildiği ve her alanda ikili ve çok taraflı işbirliğini daha da derinleştirmenin yollarını ve araçlarının istişare edildiği aktarıldı.
‘Zirve vesilesiyle 6 anlaşma imzalandı’
Bu arka plan ışığında, tarafların ilişkilerini ikili temaslarının canlılığını, kapsamını ve yoğunluğunu ortaya koyan “Kapsamlı Ortaklık” olarak tanımladığı vurgulanan bildiride, şunlar kaydedildi:
“Taraflar, hükümetler, parlamentolar, iş dünyası, akademi ve sivil toplum arasındaki ilişkilerinin daha da geliştirilmesi ve güçlendirilmesine atfettikleri önemi teyit etmişlerdir. Bu bağlamda, Kapsamlı Ortaklıklarındaki ilerlemeyi izlemek için Dışişleri Bakanlıkları Bakan Yardımcıları/Devlet Sekreterleri düzeyinde bir Zirve İzleme Mekanizması kurulmuştur. Söz konusu takip mekanizması toplantıları Zirveler arasında en az iki kez düzenlenecektir. Zirve vesilesiyle 6 anlaşma imzalanmıştır. Taraflar, bu anlaşmaların imzalanmasının, halihazırda geniş bir anlaşma altyapısından yararlanan ikili ilişkilerini daha da geliştireceğine olan inançlarını vurgulamışlardır. Taraflar, Türkiye ile İspanya arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik olarak ortak yaklaşımlar belirlemek amacıyla ticaret ve yatırım alanlarındaki diyaloğu düzenli olarak sürdürme konusundaki taahhütlerini yinelemişlerdir. Bu çerçevede taraflar, Ekonomi ve Ticaret Ortak Komisyonu (JETCO), Türkiye-İspanya İş Forumu gibi mevcut mekanizmaların etkin kullanımının ve yeni işbirliği alanlarının geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdürülmesinin öneminin altını çizmişlerdir.”
Tarafların, JETCO ve İş Forumu’nu 2022 yılının ilk yarı yılında düzenleme hususunda mutabık kaldığı aktarılan bildiride, tarafların, 2020’deki Kovid-19 salgınından olumsuz etkilenen ikili ticaret hacminin 2021’de hızla toparlanmasını memnuniyetle karşıladığı vurgulandı.
Bildiride, iki ülkenin, bu büyüme eğilimini sürdürülebilir kılmak ve 20 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefine ulaşmak için birlikte çalışma konusundaki ortak iradelerini teyit ettiğinin altı çizildi.
Tarafların, iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların ekonomik ilişkilerinin ve dolayısıyla kapsamlı ortaklığın önemli bir boyutunu oluşturduğunun bilincinde olduğuna işaret edilen bildiride, bu sebeple, karşılıklı doğrudan yatırım düzeyini artırmak için Türk ve İspanyol yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar verildiği kaydedildi.
‘Eğitimde işbirliği ilerletilecek’
Tarafların, Kovid-19 salgınının işgücü piyasalarına ciddi zorluklar getirdiğini gözeterek herkese bir iş sağlamak için işgücü piyasası politikalarına dair verimli, iddialı ve insan merkezli bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın varlığını kabul ettiği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:
Bildiride, 3 Ekim 2013’te iki ülke arasında imzalanan Eğitim İşbirliği Anlaşması çerçevesinde mevcut işbirliğini ilerletme ve güçlendirme taahhüdünü teyit ettiği, tarafların, kendi ülkelerinde Türkçe ve İspanyolca dilleri ve kültürlerinin öğretimini desteklemeye yönelik daha fazla çaba gösterilmesi konusunda mutabık kaldığı aktarıldı.
‘Hava savunma desteğinin önemine vurgu’
Tarafların, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılımının hem AB hem de Türkiye için azami derecede önemli olduğunu vurguladığı belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:
“Avrupa’nın komşu bölgeleri de Türkiye’nin AB üyeliğinden faydalanacaktır. Taraflar, Türkiye’nin katılım perspektifini dikkate alarak Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu bir gündemle geliştirilmesinin önemini dile getirmişlerdir. Taraflar, başta her düzeyde diyaloğun artırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve uygulanması ve vize serbestisi süreci olmak üzere, Türkiye-AB ilişkilerinin tüm boyutlarında ilerlemeyi teşvik etmek ve çeşitli AB programları kapsamında devam eden işbirliğini sürdürmek ve derinleştirmek için gelecekte atılabilecek olası adımları konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar, bölgesel ve uluslararası barışa, güvenliğe ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla düzenli stratejik diyaloğu sürdürme taahhütlerini teyit etmişlerdir. NATO Müttefikleri olan taraflar, NATO’nun 2030 yılı ve ötesine uzanan geleceğine dair ve 29-30 Haziran 2022 tarihlerinde Madrid’de yapılacak NATO Zirvesi’ne ilişkin öncelikleri üzerinde görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Taraflar, müttefikler arasında birlik ve dayanışmanın ve buna örnek olarak özellikle Türkiye’nin memnuniyetle karşıladığı, İspanya’nın Türkiye’ye devam etmekte olan hava savunma desteğinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar ayrıca, Türkiye ve AB üyesi olmayan diğer NATO Müttefiklerinin AB’nin güvenlik ve savunmayla ilgili çabalarına tümüyle dahil olmalarının önemini yinelemişlerdir.”
Bildiride, Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı-IDEF 2021 (İstanbul, 19 Ağustos 2021) dolayısıyla 9. Savunma Sanayii İşbirliği Toplantısı’nın gerçekleştirilmesini ve Uluslararası Savunma ve Güvenlik Fuarı-FEINDEF 2021 (Madrid, 3-5 Kasım 2021) dolayısıyla Savunma Bakan Yardımcılarının bir araya gelmesini memnuniyetle karşıladığı belirtildi.
Tarafların, 10. Savunma Sanayii İşbirliği Toplantısı’nın, daha kapsamlı bir gündem ve potansiyel işbirliği alanlarının keşfi maksadıyla şirketler arası toplantılar gerçekleştirerek, 2022 yılında İspanya’da düzenlemesinde mutabık kalındığı ifade edilen bildiride, Türk ve İspanyol savunma sanayii şirketlerinin son yıllarda birçok ortak projeyi başarı ile sonuçlandırdıkları ve Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) programının ikili işbirliğinin en önemli projesi olduğu vurgulandı.
‘İklim değişikliği ile mücadele’ vurgusu
Tarafların, her iki ülkenin imkanlarını ve yüksek işbirliği potansiyelini dikkate alarak, ileride LHD’ye benzer projelerin yanı sıra geleceğin denizaltısı programının birlikte geliştirilmesi, insansız hava, kara, deniz sistemlerinde ortak projeler başlatılması, uydu ve uzay sistemlerinde işbirliğinin artırılması gibi projelerin yakın gelecekte hayata geçirilebileceğini ifade ettiği aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:
“Taraflar, terörizmin değişen doğası ve terörizm ile organize suç arasındaki bağ göz önünde tutularak, terörizm ve organize suçla mücadelede işbirliğinin nasıl geliştirileceği konusunda görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Taraflar, terör propagandasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi de dahil olmak üzere terörizm, radikalleşme ve organize suçlarla mücadelede kapsamlı bir stratejiye duyulan ihtiyacın altını çizmişlerdir. Taraflar, ilgili tüm alanlarda karşılıklı istişare ve işbirliğini geliştirmeye yönelik kararlılıklarını yinelemişlerdir. Taraflar ayrıca, Türk ve İspanyol polis teşkilatları arasındaki 4. Ortak Komisyon Toplantısı’nın (Madrid, 22-23 Eylül 2021) terörizm, ciddi ve organize suçlarla mücadele bakımından faydalı bir platform olduğunu not ederek, müteakip toplantıların düzenlenmesinde mutabık kalmışlardır.”
Tarafların, iklim değişikliği ile mücadele bağlamında, özellikle temiz enerjiye geçişle ilgili olarak, enerji alanındaki işbirliklerini ilerletme isteklerini dile getirdiği aktarılan bildiride, iki ülkenin, iklim değişikliği ile mücadele için derhal harekete geçmenin aciliyetini teyit ettiği, sınırlama, uyum ve dirençlilik çabaları konusunda yakın işbirliği içinde çalışma niyetlerini yinelediği belirtildi.
Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında işbirliğinin, özellikle Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmadaki kritik katkıları açısından önemini vurgulayan tarafların, yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Alanında Mutabakat Zaptı’nın yenilenmesini memnuniyetle karşıladığı kaydedilen bildiride, tarafların, biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için faaliyetleri güçlendirmeyi taahhüt ettiği vurgulandı.
Bildiride, iki ülkenin, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin taraflarını, Kunming Bildirisi’nde belirtildiği üzere Kunming’deki COP15’te 2020 sonrası için iddialı ve dönüştürücü bir Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi benimsemeye ve Ormanlar ve Arazi Kullanımı konulu Glasgow Liderler Bildirisi’nde belirtildiği üzere, 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmaya ve tersine çevirmeye çağırdığı aktarıldı.
‘Libya’da siyasi sürece destek’
Tarafların, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ve İspanya Ekolojik Dönüşüm ve Demografik Sınama Bakanlığı arasındaki Mutabakat Zaptı’nın bugünkü imzasına kanıt olarak su alanında birlikte çalışma ve işbirliği yapma konusunda ortak iradelerini ifade ettiğine dikkat çekilen bildiride, şunlar yer aldı:
“Taraflar, Avrupa-Akdeniz bölgesine ilişkin 1995 Barselona Deklarasyonu’nun değerlerine ve ilkelerine ve ayrıca bölgede barış, istikrar, kalkınma ve paylaşılan refah yararına işbirliğini geliştirmeye yönelik ilgili bir hükümetler arası kuruluş olarak Akdeniz için Birliğe (AiB) desteklerini yinelemişlerdir. Taraflar, AiB Eylem için Yol Haritasında yer alan hedefleri ve Barselona Konferansı’nın 25. yıl dönümü vesilesiyle belirlenen beş öncelikli alan olan çevre ve iklim eylemi, sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik ve insani kalkınma, sosyal kapsayıcılık ve eşitlik, dijital dönüşüm ve sivil koruma hususlarını teyit etmişlerdir. Taraflar, 29 Kasım 2021’de Barselona’da gerçekleştirilecek olan AiB Dışişleri Bakanları Altıncı Bölgesel Forumu’nda bu hedeflere yönelik olarak kaydedilen ilerlemeyi takip etmenin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, Kıbrıs meselesinde, adil, sürdürülebilir, gerçekçi ve karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümlere yönelik çabalara tam desteklerini ifade etmişlerdir. Taraflar, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın sağlanması hususundaki kararlılıklarını sürdürmektedirler. Taraflar, işbirliği, dayanışma, hakkaniyet ve kapsayıcılığın bölgedeki tüm taraflarca her zaman vurgulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir. İyi niyetle, pragmatik bir ruhla ve uluslararası hukuk hükümlerine saygı duyarak müzakere etmek, tüm tarafların hedeflerini uzlaştıracak bir sonuca ve karşılıklı olarak kabul edilebilir siyasi çözümlere ulaşılmasının yolunu açabilir. Doğu Akdeniz Konferansı yapılması bölgede kapsayıcı işbirliği mekanizması oluşturmak için bir fırsattır.”
Bildiride, tarafların, barışçıl, bağımsız, birleşik ve istikrarlı bir Libya hedefine olan bağlılıklarını ve Libya’da kalıcı istikrarın sağlanmasına yönelik BM’nin kolaylaştırıcılığında Libyalılarca yürütülen ve Libyalıların sahiplendiği siyasi süreci desteklemek için ortak iradelerini ifade ettiği vurgulandı.
‘Afganistan’da barış ve istikrar’ vurgusu
Tarafların, İsrail-Filistin ihtilafının, yerleşik uluslararası parametreler ve iki devletli çözüm temelinde sona erdirilmesine olan bağlılıklarını yinelediği belirtilen bildiride, İsrail Hükümeti ile Filistin Yönetimi arasındaki son müzakerenin memnuniyetle karşılandığı bilgisi verildi.
Bildiride, İsrail ve Filistin’in bu müzakere sürecini güçlendirmeye teşvik edildiği, her iki tarafın da barış ve istikrara yönelik acil ve uzun vadeli tehditlerle mücadele etmek için birlikte çalışmaya ve iki devletli çözümü baltalayabilecek her türlü tek taraflı eylemden kaçınmaya çağırıldığı aktarıldı.
Ortadoğu Barış Süreci’ni canlandırmaya ve barış müzakerelerinin mümkün olan en kısa sürede yeniden başlamasına yardımcı olmaya yönelik tüm çabaların desteklenmesinin taahhüt edildiğine vurgu yapılan bildiride, “Taraflar, Suriye’de süregelen krize ilişkin derin endişelerini dile getirmişler ve Suriye ihtilafına BM kolaylaştırıcılığında ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde siyasi çözüm bulunmasını amaçlayan siyasi sürece verdikleri desteği yinelemişlerdir. Bu bağlamda Taraflar, Suriyeli tarafları Anayasa Komitesi’nde anlamlı ve yapıcı müzakerelerde bulunmaya davet etmişlerdir” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, şunlar kaydedildi:
‘Göçle mücadelede işbirliği
Tarafların, Afrika’daki ikili işbirliğinin, kıtanın ekonomik dönüşümüne ve sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunabileceği konusunda mutabık kaldığı aktarılan bildiride, iki ülkenin, bölgede uzun vadeli kalkınmaya ve siyasi istikrara katkı sağlamak ve bunları teşvik etmek amacıyla Latin Amerika ve Karayipler’deki olası işbirliği alanlarını keşfetme konusundaki ortak iradelerini dile getirdiği belirtildi.
Tarafların, Venezuela hükümeti ile muhalefet arasında Meksika’da, Norveç’in kolaylaştırıcılığında devam eden diyalog sürecine olan desteklerini yinelediği ve bu konuda yakın temas ve işbirliği yapma hususunda mutabık kaldığının altı çizilen bildiride, şunlara yer verildi:
“Kovid-19 konusunda taraflar, salgının ve salgınla ilgili kısıtlamaların, başta seyahatler ve turizm olmak üzere ekonomiye ve sosyal hayata olan etkilerinin hafifletilmesinin önemine dikkat çekmişlerdir. Taraflar, salgın tüm dünyada sona ermeden hiçbir ülkenin güvende olamayacağı anlayışıyla, herkesin güvenli ve etkili aşılara adil erişimine destek vermişlerdir. Taraflar, düzensiz göçün her iki ülke için de ortak bir sorun olduğunun altını çizmişlerdir. Göçmenler ve sığınmacılar sınırlara ulaşmadan önce temel nedenlere eğilerek, yoksulluğu azaltarak ve kaynak ülkelerdeki çatışmaları uluslararası işbirliği aracılığıyla çözmek yoluyla sağlanacak önlemler, bu sınamanın üstesinden gelmenin en etkili yoludur. Taraflar, düzensiz göç ve kaçakçılık şebekelerine karşı mücadelede kaynak ve transit ülkelerle işlevsel işbirliğinin artırılmasının, uluslararası korumaya ihtiyacı bulunmadığı tespit edilen kişilerin geri dönüşleri ve göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti ile mücadele konularında çabaların artırılması ihtiyacının altını çizmişlerdir. Taraflar, ev sahibi ülkeler bakımından adil yük ve sorumluluk paylaşımının gerekli olduğunu ve yasal göç yollarının güçlendirilerek ve yerlerinden edilen kişilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüş çabalarını destekleyerek, her iki ülke üzerindeki göç baskısını azaltacak şekilde ortak Avrupa politikalarının geliştirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Taraflar, göçe ilişkin hususlarda düzenli aralıklarla istişareler gerçekleştirmek hususunda mutabık kalmışlardır.”
‘Düzenli üst düzey görüşmelerde mutabık kalındı’
Tarafların, Kovid-19 salgınıyla ilgili sınamalar dahil, dünyadaki güncel gelişmelerin, BM Medeniyetler İttifakı’nın, kültürler ve dinler arasında diyalog, anlayış ve işbirliği için küresel bir platform olarak kritik rolünü daha da belirginleştirdiğine dikkat çektiği belirtilen bildiride, tarafların, bu anlayışla, Mİ’yi daha güçlü ve etkin kılma çabalarına destekleri aktarıldı.
Bildiride, tarafların, Mİ Yüksek Temsilcisi ve yeni atanan Mİ Cenevre Ofisi Kıdemli Temsilcisi de dahil olmak üzere, Mİ tarafından üstlenilen çalışmalara desteklerini ifade ettiği vurgulanarak, iki ülkenin ayrıca, İstanbul’da açılması öngörülen Mİ Bölge Ofisi’nin süre gelen çabalara sağlayacağı önemli katkıların da altını çizdiği belirtildi. Bildiride, şunlar yer aldı:
Zirvede ayrıca, Kapsamlı Ortaklığı derinleştirmeyi sürdürme arzusunun bir göstergesi olarak, “Spor Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Yenilenebilir Enerji Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında Mutabakat Zaptı”, “Su Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Çalışma ve İstihdam Alanlarında İşbirliği Hakkında Niyet Beyanı”, “Kutup Bilimlerinde ve Lojistiğinde İşbirliği Hakkında Mutabakat Muhtırası” imza altına alındı.