Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ev sahipliğinde Parlamentolar Arası Birlik (PAB) ile ortaklaşa Küresel Parlamenter Göç Konferansı düzenlendi. Şişli’deki bir otelde düzenlenen “Parlamentolar ve Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar: Daha Güçlü Uluslararası İş birliği ve Ulusal Uygulama Nasıl Sağlanabilir?” konulu küresel konferansa TBMM Başkanı Mustafa Şentop, PAB üyesi Parlamento Başkanları ve milletvekillerinin yanı sıra göç konusunda çalışan uzmanlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Yarın devam edecek konferans için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da video mesaj gönderdi.
“DÜZENSİZ GÖÇ SORUNU BÜTÜN DÜNYANIN SORUNU HALİNE GELMİŞTİR”
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış, bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir. Karşı karşıya olduğumuz bu ortak sorunun çözümüne katkıda bulunmak ve ortak bir gelecek, ortak bir istikbal için birlikte, dayanışma içinde ve iş birliğini esas alarak samimiyetle mücadele etmek mecburiyetindeyiz” dedi.
“TÜRKİYE EN ÇOK SIĞINMACIYI BARINDIRAN BİR ÜLKE KONUMUNDADIR”
Şentop, “Bugün sığınmacıların çok azı Avrupa’da bulunuyor. Bu insanların çok büyük bir bölümü gelişmekte olan ülkelere veya komşu ülkelere sığınıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre, sığınmacıların yaklaşık yüzde 85’i gelişmekte olan ülkelere gitmektedir. Yine, mültecilerin yaklaşık yüzde 73’ü komşu ülkelerde misafir edilmektedir. 10 yıldır yoğun bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Türkiye, halihazırda en çok sığınmacıyı barındıran bir ülke konumundadır. Halihazırda 4 milyona yakın insan ülkemize sığınmış bulunmaktadır. Türkiye olarak, biz bu insanların başta insani, sosyal, barınma ve eğitim olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını tek başımıza karşılamaya çalışıyoruz. Bu insanların dertlerine derman olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜM STRATEJİLERİ İÇİN ÇABA GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
TBMM Başkanı Şentop, “Türkiye olarak, insanlığın onurunu, haysiyetini ve vicdanını tek başımıza da olsa koruyacağız kararlılığı içerisinde bunu ifade etmek isterim. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir mazlumun derdine deva olmak için, insan onuru için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Küresel göç meselesine ve göçmenlerin sorunlarına yönelik çözüm stratejileri için çaba göstermeye devam edeceğiz. Türkiye bu anlamda, küresel göç meselesinin nasıl ele alınması gerektiği hususunda bütün ülkelere örnek teşkil etmektedir” diye konuştu.
“MADDİ VE MANEVİ KÜLFETİN TÜRKİYE’NİN OMZUNA YIKILMASI HAKSIZLIKTIR”
Şentop, “2014 yılından bu yana en fazla sığınmacı nüfusuna ev sahipliği yapan ülke olarak bu yükün uluslararası toplum tarafından maalesef hakkaniyete uygun şekilde paylaşılmadığını görüyoruz. Göçe sebep olanlar sebep oldukları sorunlara sırtını dönmektir. Türkiye bu göçün müsebbibi bir ülke değildir. Bu insanlar, kendi ülkelerini yaşanmaz hale getirenlerin sebep oldukları yıkımlardan kaçıp yaşanabilir bir ülke olan Türkiye’ye gelmektedirler. Türkiye bu insanlara kucak açmaktadır. Göç meselesi Türkiye’nin sorunu olmadığı gibi, bu sorunun maddi ve manevi külfetinin de Türkiye’nin omuzlarına yıkılması büyük bir haksızlıktır. Bu sorunun külfetini birkaç ülkenin sırtına yüklemeye çalışmak büyük bir insafsızlıktır” ifadelerini kullandı.
“AVRUPA BİRLİĞİ’NİN İNSANLIK DIŞI MUAMELELERE GÖZ YUMDUĞUNU GÖRÜYORUZ”
Şentop, “Komşumuz Yunanistan’ın yaptığı hak ve hukukun öznesi olarak görmedikleri göçmenlerin botlarını batırmaktan çekinmediklerini görüyoruz. Savunmasız insanlara silah doğrultulduğunu, açlığa, soğuğa, ölüme terk etmekten geri durmuyorlar. Avrupa Birliği’nin de bu insanlık dışı muamelelere gözlerini kapattığını ve hatta zaman zaman aleni ve üstü örtülü bir şekilde bunları desteklediğini görüyoruz. Vicdan sahibi insanların, son yıllarda Akdeniz’de olan bitene şöyle bir göz atması yeterli olacaktır. Avrupa’da son yıllarda karşı karşıya olduğumuz geri itme hadiseleri maalesef yaygın bir uygulama haline gelmiş durumda. Ege Denizi’nde 2020 yılından bu yana yaklaşık 40 bin düzensiz göçmen geri itmelerden dolayı Türkiye tarafından kurtarılmıştır. Avrupa’nın, Yunanistan’ın göçmenlere yönelik bu insanlık dışı saldırılarına göz yumması ve hatta FRONTEX gibi mekanizmalarla bu tarz uygulamaları desteklemesi bir ihmalkarlık olarak görülmemelidir” ifadelerini kullandı.
Şentop, “Birleşik Krallık ülkesindeki sığınmacıları Afrika’daki ülkelere göndererek göç sorununu başka ülkelere ihraç etmeye çalışıyor. Avrupa ülkeleri Ukrayna’daki savaşla birlikte ortaya çıkan ani göç hareketi ve mülteci dalgası karşısında, bu riyakar, ikiyüzlü ve ayrımcı politikalarını bir kez daha dünya kamuoyunun gözleri önüne koydular” dedi.
“25-50 YIL SONRA GÖÇLE İLGİLİ DAHA BÜYÜK SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”
Gittikçe artan ve sayıca da çoğalan göç dalgasıyla karşı karşıya olduklarını belirten Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyada ciddi bir demografik hareketlenme var. 1750 ile 1950 yılları arasında dünya nüfusunun yüzde 20’si Avrupa’da yaşıyor, yüzde 9-12 arası bir nüfus Afrika’da yaşıyor. Yüzde 55-50 arası bir nüfus da Asya’da yaşıyor. 1950’den günümüzde dünya nüfusunun yüzde 10’u Avrupa’da yaşıyor. Afrika yüzde 16’lar civarında. Asya yine yüzde 50-55 arası. Önümüzdeki 50 yıl için yapılan nüfus projeksiyonlarında dünya nüfusunun yüzde 5’inin Avrupa’da yaşayacağı, Afrika’da yüzde 45’e yakın bir nüfusun olacağı ifade ediliyor. Ortaya çıkan bu demografik değişimin bir takım sonuçları olacak. İnsan nüfusunun hareketliliği daha çok dünyanın zengin kesimlerine doğru eğilim içerisinde. Göçle ilgili tartıştığımız konuların hepsi büyük kitabın giriş kısmından ibarettir. Önümüzdeki 25-50 yıl sonra göçle ilgili dünyanın daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağını düşünüyorum.” (DHA)