TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “İçlerinde dikta hevesini besleyen ve bunu ancak askeri darbe, cunta gibi yollarla gerçekleştirebileceğini düşünen bedhahlara bu yolun artık bütünüyle kapandığını, bunun imasına dahi yeltenmenin büyük bir yanlış ve suç olacağını güçlü biçimde ifade etmek isterim. Umuyorum ki yakın gelecekte yapılacak olan yeni anayasamız, darbe dünyasıyla ilgili her türlü hevesin kökünü kazıyan bir içeriğin de teminatı olacak” ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 41. yılı nedeniyle mesaj yayımladı. Şentop’un mesajını darbenin ilan edildiği saat olan 04.00’te yayınlaması dikkat çekti. Şentop, Meclis’in internet sitesinde yer verilen mesajını, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da da paylaştı. Tarihin geriye sarılamayacağını ancak bugünün masasına koyularak incelenip tartışılabileceğini belirten Şentop, bundan 41 yıl önce, 12 Eylül 1980 sabah saat 04.00’te radyodan okunarak ilan edilen askeri darbe bildirisi ve ardından yaşanan gelişmelerin, sonuçları itibarıyla Türkiye’nin, toplumsal, siyasal ve demokratik tarihinde trajik bir dönemi işaretlediğini vurguladı.
‘Artık asla olmayacak’
TBMM Başkanı Şentop, mesajında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün Türkiye Cumhuriyeti, bazı dış odakların ‘bizim çocuklar’ dediği yapıların aklına esince darbe yaptığı bir ülke değildir ve artık asla olmayacaktır. Halkın oylarıyla kabul edilen yeni yönetim sistemimiz, meşruiyetini bütünüyle milletimizin özgür iradesinden alan bir yapıya kavuşmuştur. İçlerinde dikta hevesini besleyen ve bunu ancak askeri darbe, cunta gibi yollarla gerçekleştirebileceğini düşünen bedhahlara bu yolun artık bütünüyle kapandığını, bunun imasına dahi yeltenmenin büyük bir yanlış ve suç olacağını güçlü biçimde ifade etmek isterim. Umuyorum ki yakın gelecekte yapılacak olan yeni anayasamız, darbe dünyasıyla ilgili her türlü hevesin kökünü kazıyan bir içeriğin de teminatı olacak.
‘Güneş hayırlarla doğsun’
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün siyasal alana musallat olmak, millet iradesini sıfırlamak isteyen her türlü darbe, terör, ekonomik kumpas ve başka gayrimeşru siyaset parazitlerini yok edecek güçtedir. Devletimiz bu güce aziz milletimizin siyasi olgunluğu ve desteği içinde gerçekleşen siyasi ve idari reformlar sonucu gelmiştir. Aziz milletimize iyilik, esenlik ve umut dolu bir gün ve gelecek diliyorum. Güneş hepimiz için bu sabah ve her sabah hayırla doğsun.”
‘Vesayet, gençlerin geleceğini çaldı’
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 12 Eylül darbesinin 41. yılında müzeye çevrilen Ulucanlar Cezaevi’ni ziyaret etti. Gül, ziyareti sırasında karşılaştığı, 1978’de 110 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve 14 yıl kaldığı Ulucanlar Cezaevi’nden 1991’de afla çıkan Hakverdi Satılmış ile bir süre sohbet etti. Bakan Gül, 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a kadar Türkiye’de vesayetin, darbeci zihniyetin milletin, gençlerin geleceğini çaldığını, ülkenin ekonomisini tahrip ettiğini, ülkenin huzuruna kastettiğini söyledi.
41 yıl, tepkileri hiç hafifletmedi
Devlet ve siyaset adamları; 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 41. yıl dönümü nedeniyle darbelere tepki içeren açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Demokrasimizi yıllarca sekteye uğratanları, 27 Mayıs’ın arkasındaki güçleri, 12 Eylül’ün hazırlayıcılarını, 28 Şubat ve 15 Temmuz’un destekçilerini millet olarak hiç unutmadık” ifadelerini kullandı. Oktay, 41 yıl geçmesine rağmen 12 Eylül’de yaşananları utançla hatırladıklarını kaydetti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Twitter hesabındaki paylaşımında, “12 Eylül’deki gibi her darbe, memleketimizi ‘müstemleke memleketi’ yapmak isteyenlerin kurgusudur. Bir daha asla başaramayacaklar” ifadelerine yer verdi.
‘Düşmanlık etmişlerdir’
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de “Darbeler ve vesayet girişimleri için gerekçe uyduranlar, silahlı darbeye girişenlerden daha büyük düşmanlık etmişlerdir ülkemize” diye konuştu.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, şu ifadeleri kullandı: “Millet bölünmesin, devlet baki kalsın diye dava arkadaşlarımız şehadet şerbetini içmiştir. Türk milliyetçileri vatan, millet, din ve devlet uğruna mücadeleden hiçbir zaman geri durmamıştır.”