Özel, partisinin Yozgat İl Başkanlığında yaptığı açıklamada, kurultay öncesi ilk il ziyaretini Yozgat’a gerçekleştirdiğini, ulaşabildikleri kadarla gideceklerini söyledi.
Özellikle kongrelerine katılamadığı illeri mutlaka ziyaret etmek istediğini dile getiren Özel, CHP’yi baba evi olarak gördüğünü, Türkiye’nin 81 ilinde, tüm ilçe ve beldelerinde CHP’lilerin ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsinin baba evlerinin bulunduğunu belirtti.
“FİLİSTİN’DE BÜYÜK ACI VAR”
Özel, Filistin ve İsrail’in karşılıklı saldırılarına değinerek, “Filistin’de kan akıyor ve Filistin’de büyük bir acı var. Şüphesiz olaylar, Hamas’ın kınadığımız ve sivilleri de hedef alan daha doğrusu hedef gözetmeden sivil yerleşim birimlerine yaptığı saldırıyla, terör eylemleriyle yeniden başladı. Ancak İsrail’in Filistin üzerindeki işgali ve Filistin halkının uzun süredir uğradığı şiddet, işgal ve yaşanan mezalimi bir kez daha kınıyoruz. Her iki tarafa birden sivillerin hedef alınmamasını, bunun bir insanlık suçu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Kanın durmasını ve uluslararası toplumun müzakerelerin önünü hızla açmasını ve uzun yıllardır süren işgal ve zulmün de son bulmasını İsrail ya da Filistin vatandaşı tek bir sivilin kanının akmamasını, annelerin gözünün yaşlı kalmamasını temenni ederiz.” diye konuştu.
“SADAKA GİBİ BİR RAKAM AÇIKLADILAR”
Herkesin son Bakanlar Kurulu toplantısından bir 100’üncü yıl coşkusu beklediğini dile getiren Özel, şunları kaydetti:
“Bu 100. yılda elbette devletin çok daha büyük kucaklaşmalar yapması, devletin devletliğini göstermesi bekleniyor. Ama herkes hiç değilse bütün emeklileri kapsayacak ve bu ekonomik krizde hiç olmazsa emeklilerimize rahat nefes aldıracak bir müjde beklerken adeta o toplantıdan şaka gibi alay eder gibi sadaka gibi bir rakam açıkladılar. Rakam tamamen yetersiz, beklentilerin çok gerisinde. Bir sefere mahsus olması yerine, bundan sonra her sene 29 Ekim’de verilecek bir ikramiye müjdesini beklerdik. Rakamın bunun en az üç katı olmasını mutlaka beklerdik. En düşük emekli maaşının yükseltilmesini beklerdik. Hiçbirisi olmadı. Kimse emekliyken bile bile çalışmıyor ama çalışan emeklileri çalışmak zorunda olan emeklileri kapsam dışında bırakmış olmalarını da affedilir bulmuyoruz.”
“PARTİMİZİ ZORA DÜŞÜRMEDEN…”
Özel, 14-28 Mayıs seçimlerinde iki büyük üzüntü yaşadıklarını aktararak, şöyle devam etti:
“Seçimin öncesinde, sırasında örgütümüzle ilgili eksiklikler oldu. Bundan sonraki süreçle ilgili yapılması gerekenleri bir öz eleştiri ve parti içinde yoğun bir değerlendirme yapılan, doğruları biriktiren, yapılan yanlışları terk eden bir anlayışa kavuşması gerekiyordu. 15 Haziran günü ben şunu söyledim, ‘Bundan sonraki süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir değişim içinde olması gereklidir.’ Bu değişimin hem kararlı hem vefalı olması gereklidir. Bugüne kadar kurduğumuz her cümle, kullandığımız üslup ve içinde bulunduğumuz bütün şartlar ve kadrolarımızın bu noktadaki hassasiyetini hep birlikte takip ettik, takip etmeye de devam edeceğiz. Kimse bizden geçmişteki bazı kötü örneklerinde olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi’ni kırıp dökerek, yakıp yıkarak ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Genel Başkanı’nı kamuoyu önünde rencide ederek bir muhalefet ve farklı bir rekabet beklemesin. Biz buna partimizi zora düşürmeden ama doğru bildiklerimizi söyleyerek, eksik gördüklerimizi dile getirerek devam edeceğiz.”
“İSTANBUL İL KONGRESİNİN ÜÇ SONUCU VAR”
İstanbul il kongresinin üç sonucu olacağını dile getiren Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir tanesi bir sayısal sonucu var. Bugün onunla meşgul olacak değiliz. O, kurultay günü, oyların sayılacağı bir şey. İkincisi, bir psikolojik sonucu var. Bütün Türkiye’nin merak ettiği bir kongreydi ve onun bir rüzgarının Anadolu’ya ve Anadolu’da yaşananların Trakya’ya bir yansıması olacak. İstanbul’a da bir yansıması olacak. Ama üçüncüsü, İstanbul bir tercihte bulundu. İstanbul, Türkiye’deki 6 delegeden birini belirleyen bir il. Mesela tercih ettiği il başkanı 50 yaşında önceki görevlerinde başarılı olmuş, partisine hizmet etmiş, bir üst göreve ilk kez talip olan ve konuşması boyunca İstanbul’u daha iyi nasıl yöneteceğini anlatan genç bir adayı İstanbullular göreve getirdiler. Ben İstanbul seçiminin sayısal sonuçlarından ya da yaratacağı psikolojik etkiden çok ortaya koyduğu bu profil tercihini önemsiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4-5 Kasım’da yapacak olduğu kurultayın da hem bir gençleşmenin, bir yenilenmenin ve bütün politikaları danışmanlarıyla birlikte belirleyen ve Recep Tayyip Erdoğan gibi atanmışlarla karar verip yol alan bir anlayış yerine seçilmişlerle, parti meclisiyle, milletvekilleriyle, il başkanlarıyla ve ilçe başkanlarıyla ve delegasyonlarıyla karar aldığı, sözün, kararın, yetkinin buralardan kullanıldığı bir sürecin başlamasının hepimizin Halk Partisi’nin ilk başta, sonra da Türkiye’nin özlediği yarınları başlatacağını düşünüyoruz. Bundan sonra baktığınızda yanımızda yeni yüzler göreceksiniz, genç yüzler göreceksiniz, daha çok kadın göreceksiniz ve bizim yönetim kadrolarımıza baktığınızda örgütümüzün kendini görebildiğini göreceksiniz.”