CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Doktorların talepleri gündeme geldiğinde çok sayıda genç hekim yurtdışına gittiğinde “Açık konuşuyorum varsın giderlerse gitsinler” diye açıklama yaptı. Buradan söylüyorum. Demokratik yollarla seni gönderecek olan biziz. Onların tamamı ülkelerinde kalacak. Az kaldı, merak etmeyin bütün haklarınızı alacaksınız. Sizi yurtdışına gitmeye zorluyorlar. Gitmeyin, burada kalacaksınız, beraber biz göndereceğiz.
Suriyeli kardeşlerimiz için davulla zurnayla göndereceğiz dedik. Bu beyefendiyi halkın iradesiyle göndereceğiz. Bütün dünya bunun tanığı olacak.
Türk Telekom soygunu oldu. Hariri ailesine koskoca şirket peşkeş çekildi. Özelleştirmede verilen bir söz vardı. İnternet altyapısının güçlendirilmesi… Bu konuda hiçbir şey yapmadılar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak, beytülmale el uzatanların elini çekmek bizim görevimizdir.
TELEKOM SOYGUNU
Telekom soygununu biliyorum. Özelleştirmede verilen bir söz vardı. İnternet alt yapısının güçlendirilmesi. Bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Hiç kimse merak etmesin bunun da hesabını soracağız.
DİYARBAKIR ZİYARETİ
“Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bize verin biz bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğiz” dedim. Diyarbakır’a da vermek için proje hazırladık.
Milliyetçilik budur, önce benim insanım kazanacak. Bahçeli de duysun bunu.
Adam Afrika’ya gidiyor, orada yer kiralıyor ona sesini çıkarmıyor. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a gitmiş çiftçiye ücretsiz elektrik verecek, “vay sen oraya nasıl gidersin.” Ben Türkiye’nin her noktasına giderim. Alnım açık giderim, bu ülke için, vatanım için, bayrağım için giderim ama sen gidemezsin!
Türk Lirası değer kaybediyor. Var olan bir paramız vardı Merkez Bankası’nda; 128 milyar dolar arka kapıdan kimlere satıldı kimse bilmiyor. Bugün Merkez Bankası’nın kasasında kendisine ait bir cent bile yok. Yabancılardan topladıkları paralar var. Bakiyesi eksi 43 milyar dolar. Türkiye’yi o kadar büyük bir sıkıntının içine soktular ki kapı kapı Afrika’yı, Orta Doğu’daki ülkeleri geziyorlar; “Acaba bize borç verirler mi?” diye.
Boşanma sayılarının ne kadar arttığını biliyorlar mı? İşsizlik bütün kötülüklerin anası. Beylerin umrunda mı, hayır. Daha vahim olanı uyuşturucu. Hangi ile gitsem sessiz sedasız birisi gelip uyuşturucu batağından bu memleketi kurtarın diyor. Öyle bir hale getirdiler ki 20 yılda, her gelir grubuna göre uyuşturucu pazarlanıyor. Fakirsen ona göre, paran varsa ona göre uyuşturucu var.
Türkiye Cumhuriyeti devleti hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Neden hapse girmez? Çünkü siyasetçiyi parayla satın alırlar.
Eskiden Türkiye deyince devletler şöyle bir dururlardı, bakalım ne diyecekler diye. Şimdi sırtlarını dönüyorlar. Devleti yöneten kişi bir egemen gücün söylemiyle “Bak beni kızdırma, senin yasadışı bütün gelirlerini açıklarım” dediği zaman sesini çıkarmıyorlarsa politik çöküş katmerleşmiştir artık.
Bürokratlara çağrı yaptım, yolsuzluk dosyalarının altına imza atmayın diye. Atmayan yüzlerce, binlerce bürokrat var. O bürokratların tamamının alnından öpüyorum.
SEÇİM KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ
Seçim barajı yüzde 33 olsun diyoruz niye korkuyorsun? MHP barajı açamaz o yüzden barajı yüzde 7’ye indirelim. Bir parti için koltuğunuz elden gider diye baraj düşürüyorsunuz. “Öyle bir kanun çıkaralım ki koltuğumuzu koruyalım” diyorsunuz. Hiçbir güç, hiçbir kanun seni koltuğundan etmemize engel olamayacak.
Cumhuriyet