Altun, şunlara dikkat çekti: Dezenformasyon, sadece toplumu yanlış yönlendirme ve bilgiyi çarpıtma kampanyası değil, özellikle yeni dijital dönemde, bir ülkeye ve topluma zarar verebilecek boyutlara ulaşmıştır. Dezenformasyon; uygulanması kolay, uygulandığı zaman da karşı konulması zor, yıkıcı bir silahtır.
Türkiye’de muhalefet partileri siyaseten girdikleri çıkmaz sokakta debelenirken, başta sosyal medya platformları olmak üzere tüm mecralarda yalan haber ve çarpıtılmış bilgi üzerine inşa edilmiş bir siyaset tarzı benimseyerek kamuoyunu manipüle etmeyi amaç edinmişlerdir.
Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün 2018 yılında yayınlanan Dijital Haber Raporu’nda yer alan, 37 ülkede yapılan araştırmaya göre, Türkiye yüzde 49 ile en fazla dezenformasyona maruz kalan ülke konumundadır. ABD’de ise bu oran yüzde 31 seviyesindedir.
Dezenformasyonla topyekun mücadelede kısa, orta ve uzun vadeli stratejik bir süreç yürütülmelidir. İletişim Başkanlığı olarak Türkiye’nin ulusal ve uluslararası alandaki hakikat mücadelesinde önemli bir rol oynayacak, sosyal medyadaki dezenformasyon ve manipülasyona karşı direnç inşa edecek yeni nesil doğrulama platformu “DOĞRU MU?” üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. “DOĞRU MU?” platformu ile siyasetsizliği siyaset haline getiren aktörler ve figürler tarafından sosyal medyada yayılan haber ve bilgilerin gerçek olup olmadığını öğrenme ihtiyacı giderilecektir.