İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; İletişim Başkanı Altun, eski Kazakistan Başbakanı Kerim Masimov’un Rusça ve İngilizcenin ardından Türkçe olarak yayımlanan ‘Dünyanın Bir Sonraki Hakimi: Yapay Zeka’ isimli kitabının takdim yazısını kaleme aldı.
‘KÜRESEL EKONOMİK SİSTEM DE KÖKLÜ REVİZYONA GİRMİŞ DURUMDA’
Altun, yazısında teknoloji ve yazılım şirketlerinin yapay zeka sayesinde dijital alandan topladıkları verileri diledikleri gibi işleyerek, bunları anlamlandırabildiğine ve kullanıcıların tutum ve davranışları hakkında öngörüde bulunabildiğine işaret ederek “Yapay zeka ve algoritmalar yoluyla insanların dijital alandaki varlıkları, dijital kimlikleri, yeni teknolojileri kullanım alışkanlıkları ile sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve sıklıkları üzerinden makine öğrenmesi ve derin analizler yapılabilmektedir. Bu öngörüler de politika, askeriye, sanayi ürünleri, mikro hedefleme, pazarlama, reklam uygulamaları ve daha birçok alanda kullanıcıların tercihlerini şekillendirmek amacıyla kullanılmaktadır. 21’inci yüzyılda hemen her alanda yapay zeka teknolojilerinden yararlanılıyor ve küresel ekonomik sistem de bu teknolojiden nasibini alarak köklü bir revizyona girmiş durumda. Üretim kademesinden kurumsal yapılara, sağlık hizmetlerinden perakende sektörüne, eğitimden insansız hava araçlarına, biyo-mühendislikten robotiğe, bankacılıktan lojistiğe, adalet sisteminden spora kadar insan hayatını ilgilendiren tüm alanlarda yapay zeka gündelik yaşam pratiklerimizi kolaylaştırmakta, verimliliği artırmakta ve yeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır” dedi.
‘TARAFSIZLIKTAN VE ŞEFFAFLIKTAN ASLA TAVİZ VERİLMEMELİ’
Altun, yapay zeka sistemlerinde güven ve toplumsal sorumluluğun iki hayati prensip olduğunun altını çizerek, kullanıcıların mahremiyetine azami hassasiyet gösterilmesi, insanı merkeze alan bir gelişim süreci izlenmesi, tarafsızlık, hesap verebilirlik ve şeffaflık değerlerinden asla taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı. İletişim savaşları ekseninde dezenformasyon ve manipülasyonla mücadelede de yapay zekanın yararlı şekilde kullanılacağına dikkati çeken Altun, “Uluslararası düzeyde bir güvenlik tehdidine dönüşen dezenformasyon kampanyalarına karşı dijital platformlar önlem almalı. Yapay zeka yardımıyla özellikle sosyal ağlarda daha önce kullanılan görsellerin aynısı, farklı konularda kamuoylarını yanıltma amacıyla kullanıldığında, bilgilendirme ve eşleştirme yapılarak görsel ve metin uyumuna da dikkat edilerek bu içeriklerin yayınlanmasının ve paylaşılmasının önüne geçilmeli. Bu şekilde dezenformasyon tehlikesini en aza indirmek mümkün olabilir” diye konuştu.
‘ŞEFFAF İLETİŞİM STRATEJİSİ YÜRÜTÜLMELİ’
Bu bağlamda Masimov’un eserinin, yapay zekanın insan hayatına hangi alanlarda ne düzeyde dokunacağı, kullanıcı verilerinin güvenliği ve mahremiyeti hususlarıyla beraber bireylerin karar alma hürriyetlerini ne derecede etkileyeceği konularına hassasiyetle eğildiğini belirten Altun, “20’nci yüzyılın ikinci yarasında hayatımıza giren yapay zekanın insanlığın geleceğini tehdit ettiği fikri günümüz şartlarında bir çeşit komplo teorisidir. Fakat bir devlet adamı olarak Dr. Masimov’un kitapta belirttiği gibi bu teknolojinin kontrolsüz büyümesi çok ciddi sorunları peşi sıra getirecektir. Burada defaatle üzerinde durulması gereken mesele, yapay zekanın hangi güçler tarafından ne amaçla ve nasıl kullanılacağıdır. Bu çerçevede kitapta, yapay zeka teknolojisinin daha ileriye taşınması ve bu teknolojinin muhtemel riskleri için uluslararası iş birliğine ve yasal çerçeveye ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır. Yapay zekanın getirdiği birtakım riskler doğru analiz edilerek bu teknolojinin oluşturduğu belirsizlikler ortadan kaldırılmalı ve kamuoylarında oluşabilecek zihin karmaşası da küresel çapta dikkate alınarak konuyla ilgili şeffaf bir iletişim stratejisi yürütülmelidir” ifadeleri kullandı.
Altun, Hollywood filmlerinin de etkisiyle yapay zekanın bazı toplum kesimlerince yalnızca robotlarla ve robotik gelişmelerle ilişkilendirildiğine işaret ederek, bunun sonucunda insanoğlunun geleceğinin kısmen tehdit altında olduğu algısı oluştuğunu belirtti.