Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen “Ortak Paylaşım Forumu”na video mesajla katılan Oktay, kalkınma ve reform hamlelerine güç veren tüm paydaşları, toplumsal iş birliği paydasında buluşturan forumun hayırlı olmasını diledi.
Oktay, dijital dönüşümün etkisiyle, sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği, yeni nesil tasarım, üretim modelleri ve yetkinlik gibi unsurların, tüm dünyada çalışma hayatının önde gelen sınamaları haline geldiğini belirtti.
Kovid-19 salgınıyla artan küresel belirsizlikler, insani krizler ve siyasi çatışmaların üretimi, istihdamı ve sermaye dolaşımını olumsuz yönde etkilemeye devam ettiğini vurgulayan Oktay, “Çalışma hayatını da dönüştüren böyle bir konjonktürde, ilgili tüm paydaşların uzun vadeli iş ve fikir birliği içinde olması, artık bir seçenek olmaktan çıkmış zorunluluk haline gelmiştir.” diye konuştu.
“Uluslararası Çalışma Örgütünün 3 altın anahtar olarak nitelendirdiği ‘hükümet, işçi ve işveren’ tarafları için ‘işimizin yarını’ yönetişimle şekillenir.” diyen Oktay, Ortak Paylaşım Forumu’nun bu yönetişime örnek bir Türkiye modeli oluşması doğrultusunda önemli bir platform haline geldiğini aktardı.
Fuat Oktay, forumun geçen yılki temasının, “Yeni Normalin Üretim Üssü Olmak İçin Birlikte Üretiyoruz” olarak belirlendiğini ve çalışma iklimini salgın sonrası döneme hazırlayan bir vizyon belgesi hazırlandığını hatırlattı. Oktay, şöyle devam etti:
“2021’in ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 olarak gerçekleşen büyüme oranları ve yıllık bazda 212 milyar dolar seviyesine ulaşan ihracatımızla, geçen yıl Forumda öngördüğümüz hedeflerin de ötesine geçtik. Salgın şartlarında ihtiyaç duyulan ve özel sektör temsilcilerimiz tarafından yoğun şekilde talep edilen uzaktan çalışma mevzuatımızı sizlerle istişare içinde hazırlayarak uygulamaya aldık. Asgari ücret desteği ve kısa çalışma ödeneği gibi araçlarla istihdamı ve işçimizin emeğini koruduk. Asgari ücreti, paydaşların eşit olarak temsil edildiği asgari ücret komisyonunun kararları doğrultusunda, işçimizi enflasyona ezdirmeyecek şekilde belirledik. Toplu sözleşme süreçlerinde Cumhurbaşkanımız liderliğinde, adaletten, emekten ve çözümden yana olduk.
Kadınların iş gücüne katılımını bu süreçte özellikle destekleyerek, yüzde 32,8 seviyesine yükselttik. Yapılandırma kanunları ile işverenlerimizin SGK’ya olan borçlarının yapılandırmasını sağlayarak ödeme kolaylığı sağladık. Çalışanların örgütlenme ve toplanma özgürlüğü konusunda önemli iyileştirmeler yaptık. Diğer yandan sendika üyeliğini Dijital Türkiye Platformu’na taşıyarak kolaylaştırdık. Ayrıca Dijital Türkiye Platformu’nda ‘Çalışma Hayatım’ bölümünü hayata geçirerek, sigorta, emeklilik ve mesleki yeterlilik gibi konulardaki işlemleri tek ekrandan yapılabilir hale getirdik. Çalışma iklimimize yönelik politikalarımızı belirlerken temel ilkemiz, çalışanı da işvereni de mağdur etmeden daima uzlaşı zemininde buluşmaktır. Bizler dayanışmamızı korudukça, bu sene Ortak Paylaşım Forumu’ndan çıkan önerileri de önümüzdeki yılın forumunda gerçekleştirmiş ve ötesine geçmiş şekilde konuşacağımıza yürekten inanıyorum.”
“İklim değişikliği çalışma hayatının kaderini yeni baştan yazmakta”
Dönüşüm geçiren çalışma hayatının, fırsatları ve aynı zamanda daha önce görülmemiş zorlukları da beraberinde getirdiğini ifade eden Fuat Oktay, “Teknolojik yenilikler, demografik hareketler ve iklim değişikliği, çalışma hayatının kaderini yeni baştan yazmakta.” dedi.
Günümüzde var olan mesleklerin bir bölümünün, yakın gelecekte tarihe karışacağını, bazı mesleklerin yerini, robot koordinasyon uzmanı, akıllı şehir uzmanı ve hatta uzay doktoru gibi dönüşümün ihtiyaçlarından doğan yeni mesleklere bırakacağını vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
“İklim değişikliğinin çalışma yaşamı üzerindeki etkisine yönelik ILO tarafından yapılan araştırmalar ise 1,2 milyar işin, yani küresel iş gücünün yaklaşık yüzde 40’ının çevre tahribatı nedeniyle risk altında olduğunu tahmin etmektedir. Dolayısıyla işimizin yarınını konuşurken, rekabetçiliği koruyabilmeyi ya da istihdamda kapsayıcılığı konuştuğumuz kadar, yeşil inovasyonu ve çevresel risk yönetimini de konuşuyor olmalıyız. Yeşil kalkınma devrimi hamlemizi, sanayide dijital dönüşümü ve beşeri sermayemize ilişkin stratejileri birlikte düşünüp, vizyoner politikalar ortaya koymalıyız.
Yeni nesil becerilerin iş gücüne kazandırılması kadar, halihazırdaki iş gücümüzün yetkinlik yönetimini masaya yatırmalıyız. Yarının çalışma iklimi, işçilerin iş ve sağlık güvenliği konusunda hangi ihtiyaçları ortaya çıkaracak, bu ihtiyaçlara hangi insan odaklı önlemlerle hazırlanmalıyız, bunları tartışalım. Dijitalleşmenin ‘bulut sistemleri’ ya da ‘büyük veri’ gibi hangi nimetleri, bu süreçte tüm paydaşların işini kolaylaştırabilir, bunları netleştirip o yönde ilerleyelim. Arttırılmış sanal gerçeklik destekli geleceğin sanal çalışma ortamlarını, yapay zeka ile takım çalışmasının ne şekilde mümkün olacağını değerlendirelim.”
“Türkiye’de çalışma hayatının geleceğini şekillendirecek olan bizleriz”
Fuat Oktay, ekonomisi güçlü, çalışma iklimi sağlam ve geleceğin mesleklerine uyumda dünyaya öncülük eden bir ülke olma yolunda, insanı merkeze alan bir anlayışla omuz omuza yürünmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, şöyle konuştu:
“Kadınlarımızın, gençlerimizin ve dezavantajlı grupların, işimizin yarınında en güçlü şekilde yer alması için hangi alanlarda iş birliği yapabiliriz, hedeflerimizi birlikte belirleyelim. İşlerin geleceği, küresel gelişmeler ışığında belirleniyor olsa da Türkiye’de çalışma hayatının geleceğini şekillendirecek olan bizleriz. Ekonomisi güçlü, çalışma iklimi sağlam ve geleceğin mesleklerine uyumda dünyaya öncülük eden bir ülke olma yolunda, insanı merkeze alan bir anlayışla, sizlerle omuz omuza yürüyeceğiz.
Ortak Paylaşım Forumu’na katkı veren tüm paydaşların, sizlerin, işimizin yarınını düşünürken, bu hassasiyetlerle konuyu ele aldığınızı biliyor, bugüne kadar sunduğunuz tüm katkılar için teşekkür ediyorum. Forumun organizasyonunda ve gelenekselleşmesinde emeği geçen ev sahibi Konfederasyon TİSK’e, emeğin yarınına ilişkin katkılarda bulunan HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve bağlı işçi sendikalarına, ilgili kamu kurum-kuruluşlarımız ile sivil toplum kuruluşlarına şükranlarımı sunuyorum. Tüm sendika ve meslek örgütlerinin sosyal sorumluluk bilinciyle gerçekleştirdikleri çalışmaların devamını diliyorum.”