TBMM açılınca sosyal medyaya ilişkin yeni bir düzenleme yapılması bekleniyor. Düzenlemenin işaretini ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hiçbir dijital mecra hukuktan azade değildir” sözleriyle vermişti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da konuyla ilgili “Sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyecek yasal bir mekanizmanın ihdası ve güçlü bir bilincin inşası, ötelenemez bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır” ifadelerini kullanmıştı.
Erbaş’ın sözleri kamuoyunda tepki toplarken CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Diyanet İşleri Başkanı’nı eleştiren bir açıklama yaptı. Tanrıkulu,“Diyanet İşleri Başkanı’nın bu konularda, yasaklar konusunda, yasalar konusunda, kendisiyle doğrudan ilgili olmayan yasalar konusunda bir şey söylemesinin çok daha öte anlamı vardır” diye belirtti.
Tanrıkulu şunları söyledi:
“Sosyal medya yasası ile ilgili bir yasak getiriyor, tamam. Ya her şeyi anladık da kardeşim, yani şimdi Diyanet İşleri Başkanı, sosyal medya yasası ile ilgili ‘bu bir zorunluluktur’ diyor. Diyanet İşleri Başkanı’nın sosyal medya yasası ile ilgili olarak, gündeme getirmesi bakımından, ‘bu bir zorunluluk’ demesi ne anlama gelir, gerçekten bu düzen bakımından? Hayatın her alanına müdahale eden bir pozisyon… Bunları kabul etmek mümkün değil. Neden bunu söylüyorum? Yani Diyanet İşleri Başkanı’nı giderek çok daha fazla yaşamın içerisinde görüyoruz, daha fazla müdahaleci bir pozisyonda görüyoruz. Biz bütün inançlara, dine, dinin bütün kurallarına saygılıyız ama Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sosyal medya yasası ile ilgili olarak ‘zorunluluktur’ demesi ne anlama gelir? Dolayısıyla bu aynı zamanda insanlara, ‘Bakın buna muhalefet etmeyin, muhalefet edenler aslında başka şeylerdir’ deme anlamını da taşır. Diyanet İşleri Başkanı’nın bu konularda, yasaklar konusunda, yasalar konusunda, kendisiyle doğrudan ilgili olmayan yasalar konusunda bir şey söylemesinin çok daha öte anlamı vardır. Ben bu konularda çok fazla konuşmam ama yani Diyanet İşleri Başkanı’nın sosyal medya yasasını gündeme getirmesi, ‘bir zorunluluktur’ demesi, onun düşünce açıklamasından çok daha öte bir anlamı vardır, bunun altını çizerek söylüyorum.
‘YARGININ TARAFSIZ OLMAYCAĞININ BAŞKA BİR VİZYONUDUR’
Tıpkı 1 Eylül’de adli yılın açılışındaki fotoğraf bakımında da bu böyledir. Bu, yargının tarafsız ve bağımsız olmadığının, olamayacağının başka bir vizyonudur; laiklik ilkesini bir tarafa bırakıyorum. Bu fotoğrafın giderek her alanda, yani hayatla ilgili her alanda önümüze çıkmış olması, başka siyasal tercihi daha görünür kılmak amacıyla olduğunu burada söylüyorum ve bırakıyorum. Dolayısıyla ben bu konuda tabii kendi görüşlerimi söylüyorum. Kendi görüşlerimi mensup olduğum siyasi partinin mecralarında da yani ifade etme konusunda da çekingen olmadığımı bilmenizi isterim.”