CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantının ardından basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, 15 Mart tarihi itibarıyla Suriye’deki iç savaşın, 10’uncu yılını tamamladığını bildirdi. Öztrak, “Bu savaşta yüzbinlerce insan yaşamını yitirdi. Yaklaşık 13 milyon Suriyeli yerinden, yurdundan oldu. 7 milyon Suriyeli, Suriye toprakları içinde yer değiştirdi. 6 milyon Suriyeli ise ülkesini terk etti. Yarıdan fazlası da ülkemize yerleşti. Bugün 3 milyon 659 bin Suriyeli Türkiye’de yaşıyor. Geçtiğimiz yıl Covid-19 salgınında, milletimize 5 maskeyi bedava dağıtamadılar. Pandemiyle mücadele etmek için millete IBAN numarası yollayıp, bağış istediler. Türkiye, bu 10 yılda, Suriye’nin ardından en büyük bedeli ödeyen ülke oldu. Ülkemizin askeri, ekonomik, siyasi, sosyal yükleri olağanüstü arttı. Bazı illerimizin nüfus yapısı köklü şekilde değişti” dedi.
‘Aşılamada ciddi zafiyet var’
Öztrak, Kovid-19 salgını sürecinde iktidarın politikalarına eleştirilerini dile getirerek, “Hem salgın yönetiminde hem de aşılamada ciddi zafiyetler var. Günlük vaka sayıları 15 bini aştı. Bunun üzerine test sayıları hemen azaltılmaya başlandı. Vaka test oranı yüzde 10’nun üzerinde. Günde 200 bin test yapılsa günlük vaka sayısı 20 bini aşacak. Aşılamada da işler çok parlak değil. Ortada aşı yok. Türkiye, birinci ve ikinci dozlar da dâhil, günde ortalama 182 bin aşı yapabiliyor. Toplumsal bağışıklık kazanmamız için, en az 50 milyon yurttaşımıza aşı yapmamız lazım. Yani toplam 100 milyon doz aşı. Aşılamada bu hızla gidersek, 549 güne ihtiyaç var. Yani 1.5 yıl. Bu sadece 2021’i değil, 2022’yi de kaybetmemiz anlamına geliyor. Hele hele nüfusun büyük çoğunluğunu aşılayamadan, aşılanmış grupları tekrar aşılamak gerekirse, durum çok daha vahim olacak. Türkiye, 100 milyon doz aşıyı hemen bulup, günlük aşı yapma sayılarını da 500-600 binlere çıkarmak zorunda” diye konuştu.
‘Bu milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın’
Öztrak, Danıştay’ın ‘Öğrenci Andı’ ile ilgili kararına ilişkin de “Danıştay aldığı iki ayrı kararla, hem okullarda okutulan ‘Andımız’ı, hem de devlet madalyalarından Atatürk kabartmasını kaldırdı. ‘Andımız’ın ve devlet madalyalarındaki Atatürk kabartmasının kaldırılmasını isteyen kim? ‘Atatürk’ demek, Türkiye demektir. ‘Atatürk’ demek, bağımsızlık demektir. ‘Atatürk’ demek, milli şeref, haysiyet ve onur demektir. Beyhude çabalarla Atatürk’ü bu milletin yüreğinden de, zihninden de söküp, atamazsınız. Artık bunu anlayın. Bu milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın. Şunu herkes bilsin; ‘Andımız’ herhangi bir etnik kökeni dışlamaz. Kimseyi ayrıştırmaz. ‘Andımız’ ülke bütünlüğü içinde, vatan sevgisini, cumhuriyet ideallerini barındırır. Saygı ve sevgi kavramlarını içselleştirir. Çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefini simgeler. ‘Andımız’ın her kelimesi ve Atatürk sevgisi, bu milletin yüreğinden ve ruhundan silinmeyecektir. ‘Andımız’ okullarımıza, Atatürk kabartması ise madalyalarımıza geri dönecektir” dedi.