Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Uğur Mumcu’nun ölümünün 30. yıl dönümünde CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Uğur Mumcu, bir siyasetçi değildi. Kalemini satmayan yürekli bir gazeteciydi” dedi. Mumcu’nun kalemini satmadığını ve dik durduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Onurlu durdu. Hayatına kasdettiler. Havuz medyası değil özgür medya istiyoruz. Kalemini satana gazeteci denmez” diye konuştu.
“YSK’YE GÜVENMEDİĞİMİ SAĞIR SULTAN DUYDU”
Öte yandan konuşmasında, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’ya aykırı şekilde cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasına ilişkin sessiz kalmakla eleştirildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve yargıya eleştirilerde bulundu. “YSK’ye güvenmediğimi sağır sultan duydu” dedi.
Kılıçdaroğlu, “YSK’ye güvenseydik özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz. Bu kadar açık” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satırbaşları:
“Siyasetçinin ahlaklı olması lazım, siyasetçinin siyaset yaparken zenginleşmemesi lazım. Siyasetçinin 85 milyona hiçbir ayrım yapmadan hizmet etmesi gerekir. Eğer siyasetçi bu ülkenin çıkarlarını düşünüyorsa, kendi çıkarlarını geri plana atması lazım. Böyle bir siyasetçi, böyle bir yönetim istiyoruz.
Uğur Mumcu kalemini satmayan yürekli bir gazeteciydi. Kuvayi Milliyeciydi. Elbetteki kalemini satmayanlara baskılar olacaktır. Onlara yönelik olarak cinayetler de işlenebilecekti. Uğur Mumcu da onlardan birisiydi, hayatına kast ettiler. Her yıl Uğur Mumcu’yu binlerce kişi anıyor ve hatırlıyorsa, onun bıraktığı kalıcı iz, gazetecilerin tümüne örnek olsun istiyoruz. Kalemini satmayan gazeteci istiyoruz.
İSVEÇ’E SERT TEPKİ
İsveç’te iğrenç bir olay oldu. Bir soytarıyı getirdiler ve ona bir provokasyon eylemi yaptırdılar. Kutsal kitabımızı elçilik önünde yaktı. Amacının ne olduğu o kadar aşikar ki resmi görmek için özel bir zekaya sahip olmak gerekmiyor. Üzülerek ifade edeyim, İsveç yönetimi devlet zekasından yoksun seyretti durdu. Bu oyunun oynanmasına açıkça izin verdiler. O pislik o kadar alçalmış bir adam ki iğrenme duygusundan başka bir şey hissetmiyoruz. Her inanca saygılıyız, inançlara saygı göstermek insan olmanın da bir gereğidir.
YSK AÇIKLAMASI
YSK’ya güvenmediğimi Mısır’daki sağır sultan duydu. YSK’nin hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz YSK’ye başvursak, YSK gelip hukuka, anayasaya uygun bir karar verecek. Eğer YSK’ye güvenseydik zaten biz sandık güvenliği için çalışmazdık. Biz YSK’ya güvenmiyoruz arkadaş bu kadar açık. İradesini saraya ipotek eden adama hakim mi denir, hakim denmez. Hala bunu öğrenemediniz mi, hala bunu bilmiyor musunuz?
AKP’Lİ VEKİLE TEPKİ
Ahlak bozulursa Türkiye bu noktaya geliyor. O milletvekili Orduluların milletvekili değildir. AKP Genel Merkezi’nin önüne onun bir heykelini yapsınlar, altına ‘Erdoğan’ın ayakkabılarını yalamaktan söz eden ve onur duyan milletvekili’ diye yazsınlar. Bir insan aklını kiraya verirse sonuç bu noktaya gelir.
“GERİ ADIM ATMAYACAĞIM”
AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan bütün esnafları üçüncü sınıf vatandaş olarak gördü. Hiç kimse unutmasın bütün esnafların sorununu çözeceğiz. Uyuşturucu oligarklarıyla, mafyalarla da mücadele edeceğiz. Onların da tehditleri zaman zaman geliyor. Gelsin. Tehdit etmezseniz namertsiniz. Bir milim geri adım atmayacağım.
Boğaziçi’ndeki hocalarıma şunu söyleyeyim, bir 4-5 ay daha sabredeceksiniz ondan sonra her şey düzelecek. Erdoğan sonunda çıktı konuştu, ‘Yeter söz milletindir’ diyor. Kazanmak için bütün tuşlara basmış durumda, nasıl kazanacağım diye aklına ne geliyorsa onu yapıyor.
“SÖZ MİLLET İTTİFAKI’NINDIR”
Bozuk saat bile günde 2 kere doğruyu gösterir, bu konuda haklısın ‘yeter söz milletindir’. Ey Erdoğan yeterse senin saraylarına yeter, yeterse senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına yeter, yeterse senin beşli çetelerine yeter, yeterse senin uyuşturucu baronlarına yeter, yeterse senin pudra şekercilerine yeter, yeterse Sinan Ateş’i öldürttüğünüz torbacılara yeter, yeterse her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanına yeter, yeterse ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa yeter, yeterse senin o kadınlara küfreden diline yeter, yeterse gençlere kan ağlatan torpillerine yeter, hırsızlıklara yeter, SADAT’a yeter, paramiliterlere yeter! Evet, yeter söz milletindir!
Söz Millet İttifakı’nındır. Yeter be yeter, yeter artık!”