CHP’nin merakla beklenen İstanbul İl Kongresi’nde genel merkezin adayı olduğu belirtilen Cemal Canpolat’a karşı Özgür Çelik’in il başkanlığını kazanması, “değişimciler”in adayı Grup Başkanı Özgür Özel’e destek verenlerin umutlarını artırdı.
Değişimciler, İstanbul İl Kongresi sonucunu, “vatandaşın, partililerin değişim talebinin somutlaştırması” olarak görüyor ve İstanbul rüzgarının özellikle kararsız, tutumunu belli etmeyen delegeyi, “değişimden yana tavır almaya” yönlendireceği beklentisini dile getiriyor.
Genel Merkez yönetimi, İstanbul delegesinin en az üçte birinin Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceği hesabını yapıyor.
Canpolat’ın kaybetmesindeki en büyük etken olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu delege listesine koymaması ve sert sözlerle hedef alması gösteriliyor.
Parti kulislerinde kongreden asıl eli güçlenerek çıkan ismin ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğu belirtiliyor.
CHP’nin 4-5 Kasım’da yapılacak 38. Olağan Kurultayı’nın “provası” olarak görülen İstanbul İl Kongresi, değişimcilerin desteklediği Özgür Çelik’in zaferiyle sonuçlandı.
Kongre öncesinde “İstanbul’u alan CHP’yi de alır” diyen değişimcilerin, Grup Başkanı Özgür Özel’in genel başkan seçileceğine dair umutlarını artırmış durumda.
Değişimciler: İstanbul, seçmenin talebini somutlaştırdı, kararsızlar bize yönelir
Parti içinde, kongre öncesinde kurultaya dönük “4 farklı kanat” olduğuna dikkat çeken değişimciler, İstanbul’un “kararsız veya tutumunu açık etmeyen” delegeyi, “değişimden yana cesaretlendireceğini” savunuyor.
Değişimciler, İstanbul Kongresi’nin sonuçlarının kurultaya yansımalarıyla ilgili şu değerlendirmeleri yapıyor:
- İstanbul delegesi, genel olarak toplumun eğilimine uygun hareket etti. Vatandaş, seçmenimiz, değişim istiyor. Sokaktaki vatandaşın da, partililerimizin de söylediği buydu. İstanbul delegesi, seçmenin, vatandaşın talebini somutlaştırdı ve değişimin haklı bir talep olduğunu gösterdi.
- Bu sonuç aynı zamanda “kurultaylarda genel başkan değişmez, Genel Merkez her zaman güçlüdür” algısının yıkılmasına neden oldu. Genel Merkez’in desteklediği aday, yenilerek çıktı.
- Cemal Canpolat’ın konuşma üslubu, kurultayı almak için Türkiye’yi kaybetmeye hazır bir anlayışın, Genel Merkez’e hakim olduğunu ortaya koydu. Bu yaklaşım, tüm Türkiye tablosunu etkileyecektir. Biz değişimin kazanacağına inanıyorduk, ama İstanbul kongresi sonrasında buna daha güçlü şekilde inanıyoruz.
- İstanbul delegesi değişimden yana irade koydu. Belki az sayıda delege Genel Merkez’e yönelecektir. Ama hiçbir yerde delege “silme” hareket etmez. Ankara ve İzmir’i genel merkezin adayları kazandı. Ama oralarda da çok sayıda delege değişime destek verecek, dolayısıyla İstanbul’da verilen fire, genel tabloyu etkilemez.
- Parti’de İstanbul Kongresi öncesinde dört grup vardı. Net olarak değişimden yana pozisyon alanlar, net olarak Genel Merkez’den yana pozisyon alanlar, genel merkezden yanaymış gibi görünüp aslında “Değişimciler de kazanabilir” diye net pozisyon belirtmeyenler ve gerçekten “kararsız” olanlar. İstanbul Kongres’inin rüzgarı, üç grubun değişimde birleşmesi sonucu doğurur, sadece gönülden Genel Merkez’in yanında olanlar Kılıçdaroğlu ile yola devam etme yönünde tutum alır.
Genel Merkez: Canpolat’a üslubu kaybettirdi, İstanbul’un üçte biri Kılıçdaroğlu’nu destekler
Genel Merkez ve parti içinde Kılıçdaroğlu’na destek verenler, Ankara, İzmir’in yanı sıra, Anadolu’da Kılıçdaroğlu’na delege desteğinin yüksek olduğu ve kurultayda, “İstanbul öncesi kadar olmasa” da Kılıçdaroğlu’nun kurultayda ipi gögüsleyeceğini savunuyorlar.
Genel Merkez ekibi ve Kılıçdaroğlu’na destek verenlerde şu tespitler öne çıkıyor:
- CHP delegesi hiçbir yerde tek bir yöne yönelmiyor. İlde farklı gerekçelerle muhalif ismi destekleyen bazı delege, Özgür Özel’e güvenmiyor ve Kılıçdaroğlu’nun partiyi seçime götürmesi gerektiğini düşünüyor.
- İstanbul delegesinin en az üçte bir oyu Kılıçdaroğlu’na gelecektir. Eğer Canpolat kazansaydı, tersi bir durum olurdu. İstanbul önemli, değişimciler moralli olarak kurultaya gidecek, ama Ankara, İzmir dahil, Anadolu’da delege üstünlüğü Kılıçdaroğlu’ndan yana. İstanbul alınsaydı Kılıçdaroğlu’nun eli belki daha rahat olacaktı, ama şu anda da risk görmüyoruz.
- Cemal Canpolat’ın kongreyi kaybetmesindeki en büyük etken, sert üslubu, birkaç ay sonra büyükşehir belediye başkanı adayı olarak oy isteyeceği Ekrem İmamoğlu’na yönelik sözleri ve onu delege listesine koymaması.
Parti Meclisi’nde dengeler değişebilir
CHP içinde bir grup ise Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını kazansa bile asıl yarışın Parti Meclisi (PM) üyeliklerinde yaşanacağını savunuyor.
İstanbul ve İmamoğlu faktörü nedeniyle, değişimcilerin PM’ye hatırı sayılır sayıda üye sokabileceğine dikkat çekiliyor.
Bu durumda Kılıçdaroğlu genel başkan seçilse de belediye başkan adaylarını belirleme, tüzük değişikliği gibi önemli konuları PM’den geçirme konusunda, elinin artık eskisi gibi rahat olmayacağı ve muhalefetin taleplerini de dikkate almak zorunda kalacağı yorumu yapılıyor.