Yunus Emre Vakfı Danışma Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle, dünyada Türk dili ve kültürünün tanıtılması, kültürel etkileşimin artırılması gündemiyle bir toplantı düzenledi.
Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ve Yunus Emre Vakfı ve Enstitü yetkilileriyle ve üyeler katıldı.
“DİPLOMASİYİ HUZURLU YARINLARIN ANAHTARI OLARAK KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ulusların kaderinin hiç olmadığı kadar birbirine bağlı hale geldiğini ifade ederek, “Bölgesel ve küresel krizler ile çatışmaların önlenmesinde zamanında yapılan insanı dokunuşlar, bu bağımlılığı büyük ve pozitif bir etkene dönüştürürken, aksi yöndeki politikalar ve çıkar yaklaşımları kriz ve sorunları derinleştirmektedir. Biz her zaman olduğu gibi çözüm odaklı çalışmalarımızı sürdürecek, diplomasiyi huzurlu yarınların anahtarı olarak kullanmaya devam edeceğiz. Şunu özellikle belirtmek gerekir, geleneksel diplomasi pratiklerini, kamu, kültürel, stratejik iletişim, dijital, bilim, spor ve gastrodiplomasiyle güçlendirmeyen, bunları eşgüdüm içerisinde kullanamayan, yurttaş diplomat prensibiyle gençleri geleceğe hazırlamayan ülkeleri, gelecekte gerçekten çok zor zamanlar beklemektedir” diye konuştu.
“YENİ OLANI BİZ ORTAYA KOYMALIYIZ”
Toplantının genel oturum konusu olan ‘dünyada Türk dili ve kültürünün tanıtılması, kültürel etkileşimin artırılması’ gündeminin bu gerçeğin yansıması olduğunu belirten Bakan Ersoy, şunları söyledi: “Konuşma başlığı değil, hedef ortaya koyuyoruz. Coğrafi, sosyal, kültürel, ekonomik, politik, etnik ve dini farklılıkları aşmak, farklılıklarıyla dünyayı zenginleştiren insanlara hayatın doğal akışı içinde yenilikçi araçlarla ulaşmak ve hayatlarına dokunmak, Türkiye ile bağ kurmalarını sağlamak, sürekli kılmak. Bu hedefe ulaşmak için, geleneksel kültürel iletişim ve etkileşim yöntemleriyle birlikte, yeni yaşam pratiklerine uygun projeler geliştirmeliyiz. Yeni olanı biz ortaya koymalıyız. Dijital dünyanın hızını yakalayabilmek, sosyal medyanın sunduğu muazzam durumdaki çeşit ve içeriklerin arasında sıyrılmak için, insanlarla kendi hayatları ve tercihleri içerisinde buluşabilmeliyiz. Onlara kendi konfor alanları içerisinde ulaşabilmeliyiz. Hayat akışlarının bir parçası olmak durumundayız, aksi durumda hedeflerimize ve hedef kitlelerimize ulaşmakta sürdürülebilirlik konusunda sorunlar yaşarız.”
“TÜRK DİZİLERİ GÖNÜL KÖPRÜLERİNİN KURULMASINDA HIZLANDIRICI ROL OYNAMIŞTIR”
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Hacettepe Üniversitesi’nden Dr.Melih Barut’un bu yıl yaptığı bir araştırmanın, kültürlerarası etkileşimde Türk dizilerinin etkisini ortaya koyduğunu söyleyerek, “Yunus Emre Enstitüsü bünyesinde, yılın ilk yarısında, dünyanın farklı noktalarından 125 ülkede Türkçe öğrenen yaklaşık 5 bin kişiyle gerçekleşen bu saha çalışması, dizilerimizin kültürlerarası etkileşime doğrudan katkı sağlayan, izleyicilerle evlerinin en rahat köşelerinde ve konforunda buluşan birer kültür elçisi olduğunu göstermiştir.
Arjantin, Brezilya, Meksika ve Şili örneklerinde olduğu gibi, Latin Amerika’da izlenen Türk dizileri bu ülkelerin vatandaşlarıyla Türkiye arasında, daha önce örneği görülmemiş bir şekilde gönül köprülerinin kurulmasında hızlandırıcı rol oynamıştır, oynamaktadır. İnsanların coğrafi konumlarından ve sosyokültürel gerçekliklerinden bağımsız olarak, izleyicilerin hayatına temas edilmiştir. Unutmayalım, bu gönül bağı kültürel etkileşimle başlasa da, dış ticaretten turizme, eğitimden sağlığa, savunmadan uluslararası güvenliğe, pek çok noktaya etki etmekte, yeni bağ oluşumlarının önünü açmaktadır. Geleneksel etkileşim araçlarının yanı sıra, başta Türk dizileri olmak üzere, uzun metrajlı yapıtlar, kısa filmler, dijital oyunlar ve sanal evrenin muhtelif içerikleriyle kültürlerarası iletişim alanlarının genişletilmesi, artık bir zorunluluk olarak da görünmektedir” şeklinde konuştu.
Toplantıda yapımcı Saner Ayar da, Türk dizilerinin dünyada Türkçe öğrenilmesi ve Türk kültürünün yayılmasında önemli etkisine dikkat çekti.