Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partiSinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu.
Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü” ile ilgili açıklamalarına değinerek, şunları kaydetti:
“Başörtüsü yasayla yasaklanmadı. Olan biten keyfi bir zulümdü, dayatmaydı. Aynı zamanda başörtüsü bu keyfi dayatmayla yüzleşilerek serbestleşmedi. Aksine başörtüsü üstündeki baskıyı kaldıran iktidar, başka yaşam tarzlarını ötekileştirdi. ‘Başörtüsü yasağını biz kaldırdık’ diyor ama getiriyor sansür yasasını Meclis’e sunuyor. İdeolojik devlet anlayışını aşıp, eşit vatandaşlığı kazanamadığımız sürece bu nöbetleşe zorbalık devam eder, ülkede.”
Meselenin “sahici ve onarıcı” bir yaklaşımla ele alınması zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan Babacan, Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrılarını ve CHP’nin söylemlerindeki değişikliği dikkatle takip ettiklerini kaydetti.
“GEÇMİŞ ÜZERİNDE UZLAŞMAK ZORUNDA DEĞİLİZ”
Yarınlara dair verilen sözleri önemsediklerini ifade eden Babacan, şöyle devam etti:
“Türkiye’de herkes bir kere düşman, herkes bir kere üvey evlat, herkes en az bir kere mağdur oldu. Adeta acılarımızda eşitlendik. Artık eski hesaplaşmaları, kavgaları arkada bırakıp, yeni bir başlangıç yapmamızın zamanı geldi. Kavgalar, hesaplaşmalar hiçbir sorunumuza çare olmadı. Geçmişi değiştiremeyiz. Hiçbirimiz geçmiş üzerinde uzlaşmak zorunda değiliz. Geçmiş, yakın tarih konusunda başlarsak kavgaya, bu bitmez. Ama yarınların ipleri, hepimizin ortak yarını olması elimizde. Daha zor şartlarda 1923’te Cumhuriyeti kurduk, 1950’de demokrasiye doğru adım attık, bir kere daha yapabiliriz.”
Türkiye’nin yeni başlangıcını demokratik birikimine yakışacak şekilde yapacağına inandığını belirten Babacan, “Geçmişten beri yaşanan mağduriyetler sadece yasalarla düzelemez. Bu ülkede kırılmış kalpleri, çiğnenmiş hakları, ayaklar altına alınmış hukuku ancak birlikte duran ve onarıcı bir demokratlık çözebilir. “dedi.
“SAĞLAM BİR HUKUK ÇALIŞMASI GEREKİYOR”
Parti olarak, 85 milyonun kendini onurlu ve eşit vatandaş hissedeceği özgürlük ortamını inşa etmeyi hedeflediklerini ifade eden Babacan, şunları kaydetti:
“Ülkemizde özgürlükleri teminat altına alacak, kuvvetler ayrılığını sağlayacak bir anayasa değişikliği, evet gereklidir. Temel hakların tamamının korunduğu, yargı bağımsızlığının sağlandığı bir anayasa değişikliği, evet gereklidir. Ne yaptık? Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye yepyeni bir sistemin tasarımını hazırladık, bitirdik. 6 parti olarak bunun üzerinde tam mutabakat sağladık. Şimdi sistemin hayata geçirilmesi için anayasa değişiklik paketimizi hazırlıyoruz. 10 yasa metni hazırlıyoruz. Hedeflediğimiz Türkiye için asıl gerekli olan anayasa değişikliği güçlendirilmiş parlamenter sistem için gerekli olan anayasa değişikliğidir.”
“SANSÜR YASASI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİ”
Babacan, “sansür yasası” olarak bilinen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne de değinerek, “Derhal geri çekilmesi gerekiyor. Özgürlüklerden bahseden bir iktidarın böyle bir yasayı aynı gün Meclis’e getirmemesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Babacan, bir gazetecinin, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “başörtüsü” ile ilgili açıklamalarını hatırlatması üzerine, şu yanıtı verdi:
“Meseleyle alakalı yasal ve anayasal düzenlemeler teknik bir hukuk çalışması gerektirir. Hukukçu arkadaşlarımız şu anda bu işin üzerine eğilmiş durumdalar. Yasa mı, anayasa mı, gerekli mi, gereksiz mi? Bunların hepsi şu anda ekibimiz tarafından çalışılıyor. Teknik hukuki çalışma bitmeden bir şey söylemek zor. Fevri çıkışlarla hemen ilk akla geleni konuşmakla bu iş olmuyor. Burada sağlam bir hukuk çalışması gerekiyor.”