İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında kürsüyü ‘sansür yasası’na karşı konuşma yapması için Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’e bıraktı.
İktidarın “dezenformasyonla mücadele” adı altında basın ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren düzenlemesine sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Bu ‘sansür yasası’na ilişkin Bilgin “Anadolu’daki gazetelerinin kapılarına kilit vurulacak. Kanunun belirli maddeleri gözden kaçırılıyor bu yasayla” dedi.
“EN BÜYÜK HAİNİLİĞİ KENDİLERİNE İNAN GAZETECİLERE YAPIYORLAR”
Bilgin’in konuşması şöyle:
“Bütün bu sorunlar haddini bilmez kişilerin başının altından çıkıyor. Biz bu bilgi birikimini mezara götürmek için hazırlamadık. Bizim bilgimiz her zaman bu ülke için emre amadedir. Hafta sonları veya zaman zaman memleketlerinize gidiyorsunuz. Gittiğinizde de gazete bürolarını ziyaret ediyorsunuz. Ama bu kanun çıkarsa eğer şu önümüzdeki altı ay onları daha sık ziyaret edin. Çünkü bu yasa çıkarsa önümüzdeki altı aydan itibaren ziyaret edecek Anadolu’da ne gazete ne gazeteci bulabileceksiniz. Anadolu’da bir tek gazete bulamayacaksınız.
Basın özgürlüğü bu ülkede yaşayan herkes için gerekli. Çünkü basın özgürse demokrasi yeşerir. Basın özgürlüğü olmayan bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Bu yasayla ceza vermek için suç oluşturuluyor. Halk arasında korku ve endişe yaratma saiki ile başlayan bir 29’uncu madde var. Daha kanun çıkmadan İletişim Başkanlığı’ndan Marmaris’teki yangınla ilgili bir açıklama yapıldı. Diyor ki bu yangınla ilgili kamu kurumu dışındaki açıklamalara itibar etmeyin. Yani bize diyor ki ‘Biz geçen seneden beri uçak kiralayamadık, gece uçuşu yapan helikopterler kiralayamadık bunu görmeyin, o ormanlar cayır cayır yansın yoksa sizi hapse atarım’.
Korkacağımızı ve davadan vazgeçeceğimizi sanıyorlar. Milli ve manevi değerler adı altında bir ceza sistemi getiriliyor hatta basın kartı iptali getiriyorlar. Bizim milli değerlerimiz ile onlarınki uyuşmaya bilir. Bizim milli değerlerimizde bu ülkenin kurucusu Atatürk’e küfretmek yok, küfrederken seyretmek de yok.”
Cumhuriyet