Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile görüştüğünü kamuoyuna duyurması siyasette büyük yankı uyandırmıştı. Muhalefetin yıllardır çağrısını yaptığı görüşme adımının atılmış olması Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nda rahatsızlığa neden oldu.
Davutoğlu, rahatsızlığını sosyal medya hesapları üzerinden yayımladığı videodaki “Rusya, Türkiye’yi Esad rejimini meşrulaştıracak şekilde görüşmeye zorluyor!” mesajıyla verdi. Gazetemiz yazarı Mehmet Ali Güller, aynı zamanda 6’lı masada da yer alan Davutoğlu’nun bu çıkışını bugünkü köşe yazısında değerlendirdi.
“6’lı masanın Davutoğlu sorunu” başlıklı yazısında Davutoğlu’nun Ankara-Şam normalleşmesi karşıtlığında, ABD ve İsrail ile ilk üçü paylaştığına dikkat çekip şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye ile Suriye’nin normalleşme “olasılığı” bile Ahmet Davutoğlu’nu rahatsız etti. Böylece Davutoğlu, Ankara-Şam normalleşmesi karşıtlığında, ABD ve İsrail ile ilk üçü paylaşmış oldu.
Davutoğlu’nun rahatsızlığı şu bakımdan önemli: Davutoğlu muhalefette olsa da mimarlığını yaptığı Suriye politikası, hâlâ AKP iktidarı tarafından güncellenerek uygulanıyor.
ANKARA ŞAM’LA NORMALLEŞECEK; ERDOĞANLI YA DA ERDOĞANSIZ
Davutoğlu, Ankara-Şam normalleşmesine neden karşı çıktığını, yayımladığı sosyal medya mesajında net ortaya koydu: “Rusya, Esad rejimini meşrulaştırmaya çalışıyor.”
Oysa gerçek tablo şudur: Esad yönetimi, kendi halkının çoğunluğu nezdinde zaten meşru. Meşruluk kazanmayan ise Davutoğlu’nun “ABD’nin küresel düzeninin altında alt bölgesel düzen kurma” hedefiyle ilan ettiği “komşularla sıfır sorun” adlı “komşularla sırf sorun” çizgisiydi.
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Tunus hattını izleyen “İhvan ülkelerine” liderlik yapma hayali çoktan yıkıldı. Erdoğan artık o hayali kurmaktan ziyade, Suriye’de “ÖSO nüfuz alanı” kurarak, “fetih yapan güç” konumu kazanıp bununla iktidarını sürdürme hayali peşinde.
Ancak o hayalin bile sonu geliyor; ister Erdoğan iktidarı ile isterse yeni iktidar ile Türkiye en sonunda Suriye’yle normalleşmeye gidecek. Bu, sığınmacı sorununa çözüm bulmak, Doğu Akdeniz’deki kuşatmayı yarmak, Rusya ve İran’la işbirliğini stratejik seviyeye çıkarmak, Astana Platformu’nu bölgede genişletip kurumsallaştırmak için büyük ihtiyaç çünkü.
DAVUTOĞLU VE BABACAN ÇİZGİLERİ
AKP’nin dış politikasından tam olarak çıkarmadığı Davutoğlu çizgisi, gittikçe iktidarın değil muhalefetin sorunu olmaya başlıyor.
Zira CHP’nin Suriye politikası en başından beri Davutoğlu’nun çizgisiyle ters. Dahası, Kılıçdaroğlu yıllardır, “İktidar olunca ilk işimiz Suriye’yle normalleşmek” diyor. Peki bu hedef, Davutoğlu ile nasıl mümkün olacak?
CHP’nin AKP türevleriyle sorunu tek değil ki? Bir de Babacan var. Örneğin “5’li çeteyle mücadele” diyen, özelleştirilen stratejik kurumların yeniden kamulaştırılmasını savunan CHP, o kurumları özelleştiren Babacan’la bunu nasıl sağlayacak?
Cumhuriyet