Netflix ekranlarında 30 Nisan tarihinde, aynı anda 190 ülkede prömiyerini yapan mini dizi, bizdeki adıyla “Şantaj”, bir solukta izleyip bitirebileceğiniz 8 bölümlük bir İspanyol gerilim dizisi. Orijinal adıyla “Masum” (The Innocent- El Inocente) son derece ergen ilkelliğinde bir kız meselesi yüzünden çıkan bir bar kavgasıyla başlıyor. Kavga, kaza sonucu gençlerden birinin ölümüyle sonuçlanınca, başroldeki Mateo (Mario Casas) katil damgasıyla hapse giriyor. Ne var ki Mateo’yu özgürlüğüne kavuştuktan sonra çok daha karanlık ve sürprizlerle dolu bir hikâye bekliyor.
TERS KÖŞE USTALARI
Dizide başarılı bir avukat olarak ağabeyi ile ortaklık yürüten Mateo, ağabeyinin aniden ölmesiyle hukuk şirketlerinin başına geçerken, eşi Olivia (Aura Garrido) bir Berlin seyahatine çıkıyor ki çıkış o çıkış… Sırlarla dolu, ters köşelerle sürekli sizi şaşırtan hikâye, soluksuz bırakan bir bilmeceye dönüşüyor. Ters köşeleri seven yazar Harlan Coben’in romanından uyarlanan dizide, yönetmen koltuğunda da ters köşe dehası, İspanyol gerilim ustası Oriol Paulo var. İki ters köşe ustasının yapımdaki bu harika buluşması, tadına doyulmaz bir seyirlik yaratıyor. Şantaj, gizemli gerilim filmlerini sevenler için zevkten dört köşe edecek bir dizi keyfi.
İSPANYOL GERİLİM FİLMLERİNİN YAKIŞIKLISI MARİO CASAS
Yönetmen Oriol Paulo’yu korku sineması fanatikleri ve festival izleyicisi hepsi birbirinden nefis Görünmeyen Misafir (The Invisible Guest), Ceset (The Body- El Cuerpo), Fırtına Anı (Durante la tormenta) filmlerinden çok iyi tanır. Paulo, bu uyarlama için biçilmez kaftan olmuş. Öte yandan, romancı Harlan Coben, tam 14 romanını ekrana uyarlamak üzere Netflix’le sözleşme imzalamış bile. Yeni yapımlar farklı ülkelerin uyarlamaları olacak. “Görünmeyen Misafir” filminde de oynayan Mario Casas da belli ki Oriol Paulo’nun favori yakışıklısı. Casas’ın sadece yakışıklılığı değil, “Cross the line “filmindeki oyunculuğuyla İspanyol Akademi Ödülü de var. Casas, “Paramedik- El Practicante” filminde olduğu gibi başka yönetmenlerin işleriyle de İspanyol korku, gerilim sinemasının en iyilerinde başroller kapmayı da sürdürüyor.
KİMSE GEÇMİŞİNDEN KAÇAMAZ
Dizinin ana temasını, Netflix’in kullandığı tanıtım sloganı “Kimse geçmişinden kaçamaz” çok iyi özetliyor. Hikâyede sadece başroldeki Mateo değil, diğer karakterler Lorena, Olivia ve Teo da sırlarla dolu. Kişisel olarak dizinin en güzel yanının, şu pandemi döneminde zihninizi boşaltmaya yardımcı olacak yüksek tansiyonu ve hızlı temposu olduğunu söyleyebilirim. Dizide ayrıca bir noktada 80’ler slasher filmlerinin intikam alan katil öyküsü tadı da var. İşin o kısmında Kimmy karakteri ayrıca duygularınızı hırpalayacak. Romanı yazan Harlan Coben, üniversite yıllarında tıpkı dizideki gibi şiddetli bir kavgaya karışmış ancak yazarın Variety için verdiği söyleşide belirttiği üzere neyse ki kimse ölmemiş. Coben aynı söyleşide birçok korku sineması fanatiği gibi Oriol Paulo’nın filmlerine ve vizyonuna bayıldığını itiraf ediyor. Oriol, söyleşide sözlerine şunu da ekliyor: “The Invisible Guest filmini izlediğimi ve ‘İşte benim kadar sürprizlere deli olan bir adam’, diye düşündüğümü hatırlıyorum.”
Siz de sürprizlere ve dizinin gece sineması tadına bayılacaksınız. Hele televizyon ekranlarında izlenen diziler sezon finali yapar ve izlenecek bir şey gerçekten kalmazken.