THE LION KING – 8.5
Aslan Kral, yavru bir aslan olan Simba’nın maceralarını konu ediyor. Ormanın kralı olan babası Mufasa’ya hayran bir yavru aslan olarak mutlu bir hayat süren Simba, sinsi amcası Scar’ın planlarından habersizdir. Kral olmak için fırsat kollayan Scar, Mufasa’yı öldürdükten sonra Simba
Genç Simba’nın cesur babası Mufasa’yı, orijinal filmde de karakteri seslendiren usta oyuncu James Earl Jones seslendiriyor. Simba’ya başarılı oyuncu ve müzisyen Donald Glover’ın hayat verdiği seslendirme kadrosunda; Disney’in ikonik kötüsü Scar olarak Oscar adayı oyuncu Chiwetel Ejiofor, sırtlan Kamari olarak komedyen ve oyuncu Keegan-Michael Key, yaban domuzu Pumbaa olarak Seth Rogen, mirket Timon olarak oyuncu Billy Eichner ve Simba’nın aşık olduğu aslan Nala olarak pop yıldızı Beyonce yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda “Orman Çocuğu”na imza atan yönetmen Jon Favreau oturuyor.
COCO – 8.4
Coco, 12 yaşındaki Miguel’in ölüler diyarındaki macerasını anlatıyor. 12 yaşındaki Miguel’in en büyük kahramanı efsanevi Meksikalı gitarist Ernesto de la Cruz’dur. Ancak Cruz hayatını kaybetmiştir ve Miguel’in onunla tanışma imkanı yoktur. Her gün onun şarkılarını dinleyen Miguel günün birinde ünlü müzisyenin gitarını bulur. Ancak gitarı çalması onu bir anda Ölüler Diyarı’na götürüverir. Çıkış yolunu arayan Miguel, düzenbaz Hector’la karşılaşır ve birlikte Miguel’in aile tarihinin ardındaki gerçek hikayeyi keşfetmek için olağanüstü bir yolculuğa çıkarlar… Seslendirme kadrosunda Latin oyuncuların bulunduğu yapımda Anthony Gonzalez, Benjamin Bratt, Gael García Bernal, Renee Victor, Alanna Ubach, Jaime Camil, Alfonso Arau, Herbert Siguenza gibi isimler sesleriyle yer alıyor. 16. Görsel Efekt Birliği Ödülleri’nde 4 ödülün sahibi olan, 45. Annie Ödülleri’nde 11 ödülle geceyi kapatan, 2018 Oscar ödüllerinde En İyi Animasyon seçilen ve daha birçok ödüle layık görülen Coco’nun yönetmen koltuğunda Toy Story 3 ile beğeni toplayan Lee Unkrich oturuyor. Filmin müzikleri ise Michael Giacchino’ya ait.
WALL•E – 8.4
Vol.i, günümüzden çok uzak bir gelecekte geçmektedir. Filmde, insanoğlu aşırı kirlenme sebebiyle Dünya’yı terk edip başka bir gezegende yaşamaya başlamıştır. Çöplerle çevrili dünyayı temizleme görevi sevimli bir robota, Vol.i’ye verilir. İnsanoğlunun bıraktığı çöplerden kendine yeni bir dünya yaratan yalnız Vol.i’nin yalnızlığı, başka bir robot olan Eve’nın gelmesiyle son bulur. İki sevimli robotun arasında filizlenen dokunaklı ilişki türlü zorluklara rağmen direnmeye ve ayakta kalmaya çalışır.
Film tüketim çılgınlığına ve insan türünün kendi yaşadığı doğal çevreye verdiği zararlara dair önemli yorumlar yaparken geleceğin insanlığını teknolojinin esiri olmuş, tembellikten tükenmiş bir profilde çizer. Pixar stüdyolarından çıkan Oscar ödüllü Vol.i sinema tarihinin en önemli animasyonlarından biri olmanın yanısıra önemli bir bilimkurgu filmi olarak kabul ediliyor.
TOY STORY – 8.3
Oyuncak Hikayesi’nde Andy oyuncak koleksiyonu yapmayı çok seven ve oyuncaklarına değer veren küçük bir çocuktur. Ancak Andy’nin oyuncakları hakkında bilmediği bir şey vardır. Bu da Andy’nin yokluğunda, oyuncaklarının kovboy Woody’nin önderliğinde hayata geldiğidir. Bir gün Andy güzel bir hediye alır. Bu hediye de son model bir oyuncak olan Buzz–lightyear’dır. Andy’nin aldığı bu hediye oyuncaklar arasındaki ego tartışmalarını da beraberinde getirecektir.
Gösterildiği sene animasyon teknolojisini başka bir noktaya taşıyan ve Pixar’ın piyasadaki yerini iyiden iyiye sağlamlaştıran Toy Story, bir dönemin çocuklarını derinden etkilemiş bir çizgi-fenomen.
UP – 8.3
Yukarı Bak’ta rastlantı eseri yolları kesişen iki çocuk, yıllarca sürecek tatlı ve dokunaklı bir hikayenin başkahramanlarıdır. Maceracı doğan ve hayattaki her şeye dair çocuksu saf meraklar barındıran Ellie’nin tek hayali dünyayı gezebilmektir. Carl ise sessizliği ve dinginliğiyle örttüğü maceraperestliği ve kocaman kalbiyle Ellie’nin tek isteğini gerçekleştirebilmeyi dilemektedir. İki küçük çocuk büyür, evlenir, yaşlanır… Ölüm Ellie’nin kapısını çalar, Carl ise sevdiğinden kalan tek şeyi, bu çocuksu hayali gerçekleştirmeye koyulur.
Pixar stüdyolarının yaratıcılığın zirve yaptığı anlardan biri olan film, animasyonun her yaştan izleyiciye hitap ettiği gerçeğini bir kez daha kanıtlıyor. Her haliyle masum ve dokunaklı olabilen bu öykü, senesinin en iyi animasyon Oscar’ına layık görülmüştü.