Ağustos ayında birçok mekan kapılarını sinemaseverlere açıyor. Sıcaktan bunalan yurttaşlar ise soluğu açıkhava sinemalarında alıyor. Bu ay; Belki Evet, Belki Hayır, Star Wars: Güç Uyanıyor, Dövüş Kulübü, Suikast Treni, Balina, Neşeli Çiftlik, Servet Operasyonu, Kurak Günler, Titanik, Barbie filmleri izleyicisi ile buluşacak…
BELKİ EVET BELKİ HAYIR – Akmerkez Üçgen Teras (9 Ağustos)
Belki Evet, Belki Hayır, evlilik kararlarını ailelerine açıklamaya karar verdiklerinde beklenmedik durumlarla karşılaşan bir çiftin hikayesini işliyor. Bir süredir birlikte olan Michelle ve Allen, sonunda ilişkilerini evlilkle taçlandırmaya karar verir. Çift, aldıkları bu güzel haberi paylaşmak için ailelerini bir araya getirmeyi planlar. Ancak görünüşe göre onların ebeveynleri zaten birbirlerini iyi tanımaktadır ve bu da Michelle ve Allen’in evlenmeleri konusunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olur.
STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR – Kemerburgaz Kent Ormanı (9 Ağustos)
Star Wars: Güç Uyanıyor (Yıldız Savaşları 7) filminde bu seriye yeni katılan Rey ve Finn karakterlerinin çevresinde şekillenen, Karanlık Taraf olan İlk Düzen’den (First Order) kaçarak hayatta kalma ve droid BB-8’e verilen gizli görevi yerine getirme öyküsü, Güç’ün yeni sahibine seslenmesiyle de farklı bir boyut kazanıyor. Baş karakter rollerinde oyuncular Daisy Ridley ve John Boyega’yı gördüğümüz filmde serinin fenomen karakterleri de geri dönüyor. Kadrosunda Ridley ve Boyega’nın yanı sıra ayrıca Oscar Isaac, Lupita Nyong’o, Gwendoline Christie, Adam Driver‘ın da yer aldığı filmin orijinal kadrosunda bulunan Harrison Ford, Carrie Fisher, Mark Hamill, Peter Mayhew de bu filmle birlikte geri dönüyor.
DÖVÜŞ KULÜBÜ – Akmerkez Üçgen Teras
(11 Ağustos)
Dövüş Kulübü‘nün birinci kuralı: Asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma… Dövüş Kulübünün ikinci kuralı: Asla ve asla dövüş kulübü hakkında konuşma… Jack, hayatın sıradanlığına kapılmış bir sigorta memurudur. Uzun bir süredir ‘insomnia’ yani uykusuzluk hastalığından şikayetçidir. Kendi psikolojik sıkıntılarından kurtulabilmek adına grup terapilerine katılmaktadır. Terapiler esnasında Marla adında bir kızla tanışır. Bir süre sonra da hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile… Durden, Jack’in ulaşmak istediği tüm hedeflere ulaşmış olan bir adamdır ve Jack’i asla hakkında konuşulmaması gereken bir organizasyon olan ‘Dövüş Kulübü’ ile tanıştıracaktır.
SUİKAST TRENİ – Kuruçeşme Açıkhava (14 Ağustos)
Suikast Treni, Tokyo’daki bir trende birbirinden farklı nedenlerle birbirlerini öldürmeye çalışan bir grup sıikastçıya odaklanıyor. Uğur Böceği, işini barışçıl bir şekilde yapmaya çalışan, sanşsız bir suikastçıdır. Son görevi onu, dünyanın en hızlı treninde bir çarpışma rotasına sokar. Birbiriyle bağlantılı olan bir dizi ölümcül düşmana birlikte trende zorlu bir mücadeleye girişen Uğur Böceği, hayatta kalmak için trenden inmenin bir yolunu bulmak zorunda kalır.
BALİNA – Akasya Açıkhava (16 Ağustos)
Balina, yıllar önce terk ettiği kızına kendisini affettirmeye çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Önemli dünya klasiklerinden Moby Dick’teki beyaz balinayı saplantılı derecede seven İngilizce öğretmeni olan Charlie, obezite sorunuyla başa çıkmaya çalışan bir adamdır. Münzevi bir yaşam süren Charlie’nin tek isteği, yıllar önce eşinden ayrılırken terk ettiği kızıyla yeniden iletişim kurabilmektir.
NEŞELİ ÇİFTLİK: TREN KALKIYOR (19 Ağustos)
Ekinlerin bir türlü büyümemesi Neşeli Çiftlik‘te büyük bir kriz yaşanmasına neden olur. Mucit Albert’in devrimsel icasaı nano-tohum sayesinde bu sorun çözülür. Bunun ardından Albert, buluşunu sergilemek ister. Ancak bu sırada paha biçilemez tohumu çalınır. Hırsızın bir an önce bulunmasını isteyen Klara ve Gaute, çareyi ünlü dedektif Agatha Christensen’den yardım istemekte bulur.
SERVET OPERASYONU – Kuruçeşme Açıkhava (21 Ağustos)
Servet Operasyonu, dünya için büyük tehdit oluşturan yeni bir ölümcül silah teknolojisinin ticarileştirilmesini önlemek için zorlu bir maceraya atılan bir ajanın hikayesini konu ediyor. M16 ajanı Orson Fortune, dünya için büyük tehdit oluşturan yeni bir ölümcül silah teknolojisinin ticarileştirilmesini önlemek için uluslararası bir istihbarat ittifakı olan “Five Eyes” tarafından işe alınır. Bu süreçte CIA teknoloji uzmanı Sarah Fidel ile birlikte çalışmak zorunda bırakılan Fortune, zengin bir silah tüccarının izini sürmeye çalışırken dünyayı dolaşmak zorunda kalır.
KURAK GÜNLER – Akasya Açık Hava Sineması (23 Ağustos)
Çiçeği burnunda bir savcı olan Emre’nin tayini Yanıklar kasabasına çıkar. İşini büyük bir ciddiyetle yapmaya çalışan Emre, Belediye Başkanı Selim Bey ve kasaba halkı tarafından saygıyla karşılanır. Yer altı suyunun kullanılması çevre kurulları ve mahkemelerce yasaklanması kasabada ciddi bir sorun yaratır. Selim Bey de büyük borularla yer altı sularını kasabaya bağlayacak olan büyük projesini hayata geçirmeye çalışır. Ancak Selim, yerel bir gazete sahibi olan Murat başta olmak üzere ciddi bir muhalefetle karşı karşıya kalır.
TITANIK – Kuruçeşme Açıkhava (28 Ağustos)
İnsan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu gemisinde yolculuk yapmak, 20. Yüzyılın muhteşem bir rüyasıydı. Ancak bu büyük rüya sadece 4.5 gün serecek ve anısını bir sonraki yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti.
Geminin ilk ve son yolculuğuyla örtüşen, kısa soluklu ama ölümsüz bir aşk öyküsüne yer veren yönetmen James Cameron, Titanic kadar büyük bir aşk öyküsü merkez alarak, bu bildik felaketi farklı bir tarzda anlatıyor.
BARBIE – Kuruçeşme Açıkhava (2 Eylül)
Barbie, uyum sağlayabileceği bir dünya bulma umuduyla yolculuğa çıkan bir kadının hikayesini konu ediyor. Barbie, yaşadığı dünyanın koşullarına uymayan bir kadındır. Yaşadığı dünyanın “mükemmel kadın” imajına uzak olduğunu farkeden Barbie, yaşadığı fantastik dünyadan dışlanır ve kimsenin iletişim kurmak istemediği biri halini alır. Uyum sağlayabileceği bir dünya bulma umuduyla bizim yaşadığımız gerçek dünyaya bir yolculuğa çıkar. Bu yeni dünyada, onu kendi evinde dışlanmış kılan farklılıkları, onu özel kılan avantajlara dönüşür.