Gerçek, düş, bilincin üstü altı, ruh ikizleri, düaliteye ilişkin neredeyse tüm belirsizlikler ve Alman romantik E.T.A Hoffmann’ın masallarındaki gerilimli ama çekici eşik. O eşikteki, Bilge Alkor’u ta Hoffmann’ı ilk okuduğu on yıllar önceki günden besleyen, esinleyen tekinsizlik. Bu nedenle ressamın sanat öyküsünü uroboros gibi çevreleyen, algı deneyim döngüsünün altını çizen bir çeşit özet de denebilir, 12 Kasım’a kadar Ekavart Gallery’de görülebilecek yeni sergisi “Hoffmann’ın Masalları Tango de la Rose” için. 200. ölüm yıldönümünde, ressamın özgün çizgi-renk diline çevirdiği yazarın beş masalı ile kendi yazdığı öykü Tango de la Rose’dan oluşan bir esenleyiş.
BİLİNENDEN SEZİLENE
Doge ve Dogaressa, Altın Çanak, Kum Adam, Prenses Brambilla, Matmazel Scuderi masallarındaki kuru kafa, deniz, pelerinli gizemli adam, elbise, karnaval, maske, göz, yılan, elma, mürver ağacı, hançer, mücevher, şişe gibi öğeler, Alkor’un resim dilindeki çevirisine yansıyan başlıca imgeler. İzleyicinin, bu imgelerle hem ayrıntılı hem bütünsel bir ilişki kurarken, bir gizli geçit çağrısına kapılması çok olası. Bu geçit izleyicinin kendi dünyasının bilinenden çok sezilen tarafına çıkıyor olabilir. Bilge Alkor’un yaratım üretim dünyasının kapılarını araladığı ise kesin bilgi.
Elbette bu kapıların bir de Narmanlı Apartmanı’ndaki Bilge Alkor Koleksiyon Evi’ni ziyaret ettiğinizde ardına kadar açılışı var.
BİLGE ALKOR KOLEKSİYON EVİ
Alkor’un seçili eserleriyle, esinlendiği nesneleri barındıran bu müze ev, aynı zamanda ressamın şiir, edebiyat, müzik, felsefe gibi birçok alandan, Shakespeare, Goethe gibi değerlerle karşılaşma onları karşılama öyküsünü de içermekte. Şart değil ama aslında sergiyi görmezden önce ilk orayı ziyaret etmek artı tamamlayıcı olabilir. Tınıyla ton, sesle renk, yazıyla görüntü geçişmesinden oluşan bir abeceyle kurulmuş bu düş mü gerçek mi oyununda, Duygu Barlas’ın küratörlüğünü üstlendiği serginin orta yerine yerleştirilmiş etkileşimli alanda, Alkor’un “sahneleme” dediği, cep telefonunun dijital olanaklarıyla ürettiği foto – resimlerde geçen alıntıların basılı çıktılarına ulaşmak ise dokunma duyunuzu da eyleme geçiren bir deneyim katmanı sunmakta. Hoffmann kapısı sergide sahnelenen masallardan Kum Adam’ı pek önemseyen Freud’un “tekinsizlik” üzerine psikanaliz çalışmalarında yine önemle sözünü ettiği, Matmazel Scuderi karakterleriyle polisiye edebiyatta kadın dedektiflere yol açan, en korkuncu mizahla anlatabilen, Fındıkkıran’ın yazarı, Alman romantizminin önde gelen imzalarından Ernst Theodor Amadeus Hoffmann’ın (1776 – 1822) ülkemizde pek yaygın okunduğu söylenemez. Adlarından birini Mozart’a hayranlığından Amadeus olarak değiştirecek denli müzikle bağı olan Hoffmann’ın aynı zamanda besteci, eleştirmen, çizer, karikatürist, hukukçu olduğu pek bilinmez. Alkor’un bu sergisi, birçok yönde etki bırakmış bu sözde kısacık ömürlü dünyaya da bir kapıdır, giriniz. Sanata evet.