Her kış mevsiminin sonuna doğru insanın içini bir heyecan kaplar, biraz da baharın gelişiyle alakalıdır bu. Soğuk, kapalı, gri, kasvetli havalar sonunda biter; ağaçlar yeşillenir, çiçekler açar, güzel kokular duyarız. Bu sene biraz gecikse de artık bahar geldi, hem de kendisine eşlik eden bir sergiyle birlikte. Üstelik bu sergide resmin dehası olarak kabul edilen David Hockney baharı selamlıyor.
“Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” alışılmışın da dışında bir sergi. Hockney’nin tamamını iPad (tablet bilgisayar) ile çizdiği 116 resimden oluşuyor. Kendisiyle yapılmış iki söyleşinin videosu girişte yer alırken, iki de animasyon izliyoruz. Hockney, baharın her yıl tekrarlanan yolculuğunu her gün gözlemiş. Resimlerinde, çıplak ağaçlardan tomurcuk ve çiçeklere, yeşil yapraklara kavuşana kadar yakalıyor.
“MONET DE TABLET KULLANIRDI”
Sergiyi gezerken, “Bir tabletle böyle resimler yapılabilir mi” diye sorgularken buluyorsunuz kendinizi. Teknolojinin gelişmesiyle bağlantılı bir durum bu. Hockney, bu çizimlere başlamasının nedenini, “yazılımın sonunda eli takip edebiliyor olmasına, yani sinir bozucu anlık gecikmemelerin olmamasına” bağlıyor (Katalogdaki William Boyd yazısından). Hockney, ilk çıktığı 2010 yılında iPad almış ve çizimler yapmaya başlamış. Hatta 2011 yılında da bu sergiyle aynı adı taşıyan bir sergi de açmış. Tabii ki eleştiriler de almış tabletle resim çizme konusunda. Ama kendisi Monet ve Van Gogh gibi ressamların da iPad’le çalışacağına inandığını söylüyor. Sayısız da faydasını görmüş iPad’le çalışmanın. Örneğin boyanın kurumasını beklemek zorunda değilsiniz, bir ağaç çizerken ağaca elinizde tabletle yaklaşıp daha detaylı çizim yapma şansınız var. Hockney, gece karanlığında yatağında yatarken bile çizim yapabildiğinden söz ediyor katalogdaki Edith Devaney söyleşisinde.
“MEVSİMİN KUTSAMASI”
Sakıp Sabancı Müzesi’nin, Akbank’ın desteğiyle düzenlediği serginin basın toplantısı önceki gün yapıldı. Toplantıda konuşan SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Sergi bir anlamda mevsimin baştan sona hikâyesi, adeta kutsaması niteliğinde. David Hockney bu sergisiyle hepimize doğanın mucizelerini, her şeye rağmen sürekli yenilenen yaşam döngüsünü, sık sık tekrarladığı ‘hayatı sevmek’ temasını hatırlatıyor. Tüm dünya için fazlasıyla zor geçen, hepimizin evlerimize kapandığı, gerçek dünya ile bağımızın koptuğu iki seneden sonra doğanın ve baharın yeniden doğuşunu kutlayan bu serginin hepimiz için umut ve neşe kaynağı olmasını diliyorum” diye konuştu. Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, serginin David Hockney’nin Türkiye’deki ilk büyük ölçekli sergisi olduğuna vurgu yaptı.
“YENİ YOLLARI KEŞFETMEK”
Serginin küratörü Edith Devaney ise geçen sene İngiltere’de Royal Academy ve ardından Brüksel Bozar’da açılan serginin üçüncü durağının Sakıp Sabancı Müzesi olduğuna değinerek şöyle konuştu: “David Hockney her zaman kendi sanatsal ilgi alanlarının ve birçok merakının peşinden gitti. Bunları yaparken trendlere önem vermedi, geçmişe ve eserlerinde sıklıkla ifade bulan sanat tarihine olan derin bilgisi ve ilgisine yöneldi. Teknolojileri kullanması, teknolojiye olan ilgisi kimi zaman yanlış yorumlansa da resim yapmanın yeni yollarını keşfetmekle ilgili olduğuna inandı…”
Sergi 29 Temmuz’a kadar görülebilecek. Sergiyi gezerken eserlerin fotoğrafının çekilmesine izin verilmeyeceğini de not düşelim.