Dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklar listesinde kalp ve damar hastalıklarının ardından ikinci sırada yer alan kanser, çağın hastalığı olarak tanımlanan ve oldukça zorlu bir tedavi süreci gerektiren bir hastalıktır. Meme kanseri ise kadınlarda en sık görülen, dünyada da tüm kanserler içinde birinci sırada yer alan kanser türüdür.
Dünyada her yıl 2 milyon kadın, Türkiye’de ise 20 bin kadın meme kanserinden etkilenmektedir. Yeni doğmuş bir kız çocuğunun ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski yaklaşık yüzde 12’dir. Nadir olarak, yüzde 1 oranında erkeklerde de görülebilir.
EN YAYGIN TANI KONULAN KANSER TÜRÜ
Dünya Kanser İstatistikleri’ne göre 2020 yılında dünya genelinde meydana gelen en yaygın kanser meme kanseridir (yeni vakaların yüzde 11.7’si). İstatistiklere göre bunu sırasıyla akciğer kanseri (yüzde 11.4), kolorektal kanser (yüzde 10.0), prostat kanseri (yüzde 7.3) ve mide kanseri (yüzde 5.6) takip eder.
Meme kanseri en sık tanı konulan kanserdir ve kansere bağlı ölümlerin de ana sebebidir. İnsidans sıralamasında meme kanserininden sonra kolorektal kanser ve aksiğer kanseri gelir. Ölüm oranlarında ise meme kanserini akciğer kanseri ve kolorektal kanser takip eder.
2020 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de de kadınlarda en yaygın görülen ilk 5 kanser türü meme kanseri, tiroid kanseri, kolorektal kanser, akciğer kanseri ve rahim kanseri oldu.
2020’DE 2.3 MİLYON MEME KANSERİ VAKASI BİLDİRİLDİ
2020 yılında yaklaşık 2.3 milyon yeni meme kanseri vakası bildirildi, bu da tanı konulan her 8 kanserden 1’inin meme kanseri olduğunu göstermektedir. Yine 2020 yılında meme kanseri, 685 bin yaşam kaybına sebep olmuş ve bu hastalık dünya genelinde ölüme sebep olan kanserler arasında 5. sırada yerini almıştır. Kadınlarda, meme kanseri her 4 kanser vakasının 1’inden ve her 6 kanser nedenli yaşam kaybının 1’inden sorumludur. Ayrıca bu hastalık, pek çok ülkede mortalite (ölüm oranı) ve insidans (yeni vaka oranı) açısından da birinci sırada yer alır.
MEME KANSERİ NEDİR?
Meme kanseri, meme dokusunun içerisinde yer alan süt bezlerinde veya süt kanallarını döşeyen hücrelerin yapılarının bozulması ve kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan ve başka organlara da yayılma potansiyeli taşıyan tümöral oluşumdur.
Hastalık, erken dönemde genellikle belirti vermez. Bir kitle ele gelebilecek boyuta ulaşmadan 2 yıl öncesinde tarama mamografisi ile saptanabilir. Bu nedenle rutin taramalarını yaptırmayan kadınlarda meme kanserinin erken teşhis edilebilmesi oldukça zorlaşır. Erken evrede fark edilmeyen kanser hücresi zamanla meme dokusu içinde büyüyerek tümöral bir kitle oluşturur ve sonrasında da metastaz dediğimiz kan ve lenf yolu ile vücudun diğer organlarına yayılma potansiyeli kazanabilirler.
MEME KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uzun yıllar boyunca belirti vermeden sinsice ilerleyen meme kanseri, evresi ilerledikçe çeşitli belirtilerle karşımıza çıkar.
– Meme veya koltuk altı bölgesinde ele gelen şişlik
– Memede büyüme, şekil bozukluğu, asimetri
– Meme başında şekil bozukluğu, çökme ve renk değişimi
– Meme başından akıntı gelmesi
– Meme başında egzama benzeri deri döküntüleri ve soyulmalar
– Meme ucunda kızarıklık ve yara oluşumu
– Meme cildinde ödem, kızarıklık, portakal kabuğu görünümü (inflamatuar meme kanseri)
MEME KANSERİ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?
Rutin kanser taramalarında veya meme kanseri belirtileri ile sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda yapılacak bazı tanı testleri ile hastalığın teşhisi kolaylıkla koyulabilir. Süreç ilk olarak fiziksel muayene ile başlar. Hekim tarafından gerekli görüldüğü durumlarda meme kanserinin teşhis edilmesi amacıyla genellikle aşağıdaki yöntemler kullanılır:
– Digital- Tomosentez Mamografi
– Ultrasonografi
– Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) – 3 Tesla
– Biyopsi
– Bilgisayarlı tomografi (BT)
– PET CT
MEME KANSERİ TEDAVİSİ NASILDIR?
Meme kanseri tedavisi hastalığın evresi, türü, hastanın duyarlılık düzeyi gibi pek çok faktöre bağlı olarak şekillenir.
Erken evrede yakalanmış hastada; cerrahi sınırla tümörün çıkarıldığı ve beraberinde sentinel lenf nodu örneklemesi yaparak yalnızca metastaz varlığında aksiller diseksiyonun yapıldığı meme koruyucu cerrahi (Lumpektomi-Kadranektomi-Segmental mastektomi) uygulanır. Meme koruyucu cerrahi sonrası mutlaka ameliyat olan meme dokusu tümüyle ışınlanmalıdır.
Daha büyük tümörlerde güvenli cerrahi mümkün olmayacaksa ve kozmetik olarak kabul edilebilir bir meme mümkün değilse mastektomi denilen tüm memenin alındığı cerrahi yöntem uygulanmaktadır.
İleri evre meme kanseri olan bazı hastalarda ise neoadjuvan tedavi denilen, ameliyat öncesi; onkoloji tarafından medikal tedavi verilerek (Kemoterapi) lokal ve sistemik kontrol sağlanmakta, sonrasında cerrahi uygulanmaktadır.
Meme kanserinde kemoterapi, en sık kullanılan ilaçla tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Bu tedavide kanserli hücreler kimyasal ilaçlar yardımıyla yok edilmeye çalışılır.
Hormonal tedavi ise kanser hücrelerinin büyümesi ve çoğalmasında etkili olan hormonların baskılanması şeklinde uygulanan tedavi yöntemidir. Hormona duyarlı tümörlerde kullanılan tedavi şeklidir.