Otomotiv pazarındaki elektriklenme devam ediyor. Son dönemde birçok otomobil üreticisi içten yanmalı motorlara veda ederek sektördeki elektrik akımına ayak uydurmaya başladı. Bu akımın öncülerinden biri de Mercedes-Benz demek mümkün. Zira Alman üretici pazardaki en fazla elektrikli araca sahip marka konumunda. Bu kapsamda günden güne popüler hale gelen Mercedes-EQ modelleri ön plana çıkıyor ve bu seri Elektriğin Mercedes’i olarak lanse ediliyor.
Mercedes EQ modelleri kullanıcılara neler sunuyor?
Mercedes-Benz, tamamen elektrikli otomobil ve teknoloji markası Mercedes EQ ile kullanıcılara ürün, hizmet, teknoloji ve yenilik gibi detaylar için elektromobil bir ekosistem vadediyor. Özellikle bugüne dek kullanılan içten yanmalı motorların neden olduğu çevre kirliliğini hedef alan Mercedes-EQ, elektrikli otomobillerinde karbon emisyonunu sıfıra indiriyor ve geri dönüştürülmüş materyalleri de kullanarak daha temiz bir dünya mottosunu benimsiyor.
Mercedes-Benz bu anlamda pazardaki en fazla elektrikli araca sahip marka konumunda. Şirketin Mercedes EQ ailesinde ise farklı segmentte farklı ihtiyaçlara yönelik olarak EQA, EQB, EQC, EQE ve EQS olmak üzere 5 farklı model sunuluyor. SUV severler için kompakt SUV EQA, 7 kişilik seçeneği ile EQB ve ailenin ilk elektrikli üyesi EQC sunulurken, sportif sedan seçenekleri içinse EQE ve EQS sunuluyor. Araçların menzilleri motor büyüklüklerine ve batarya kapasitelerine göre değişebiliyor ve WLTP‘ye göre 403 ila 649 km aralığında.
Bilindiği üzere üzere elektrikli otomobillerin sürüş sistemleri, elektrik motoru, yüksek voltajlı batarya, güç elektroniği ve şarj cihazını bünyesinde barındırıyor. Böylelikle araç, elektriğini yüksek voltajlı bataryadan alan elektrik motoru tarafından çalıştırılarak hareket edebiliyor. Bu noktada aracın bataryası hem harici olarak elektrik şebekesinden hem de sürüş sırasında frenlemede enerji geri kazanımı (reküperasyon) ile şarj ediliyor. Reküperasyon ile enerji kazanımı yapan Mercedes-EQ modellerinin şarj süreleri de etkileyici. Örneğin EQS, hızlı şarj istasyonlarında (DC) %80’e kadar kapasitesini sadece 31 dakikada şarj edebiliyor. Bunun dışında diğer modellerinde de şarj süreleri de hızlı şarj istasyonlarında dakika cinsinden hesaplandığında 31 ila 40 dakika arasında.
Mercedes’in sürücülerine sunduğu şarj çözümleri de oldukça çeşitli. Mercedes-EQ modelleri nerede olursanız olun hızlı ve güvenilir bir şekilde şarj oluyor ve sürücüleri yarı yolda bırakmıyor. Zira burada en uygun seçeneklerin başında Mercedes Wallbox (ev için duvar tipi şarj ünitesi) geliyor. Bu sayede her yolculuğa 22 kW gücündeki bu küçük ama akıllı şarj istasyonu tarafından şarj edilmiş dolu bir bataryayla başlanabiliyor.
Şarj konusundaki tek seçenek Wallbox değil. Henüz bu üniteyi edinmediyseniz ya da ben aracımı ev tipi priz olan her yerde şarj etmek istiyorum diyorsanız sizlere standart şarj kablosu (Mod 2) da veriliyor. Ancak şirket bu noktada daha iyi bir sürücü deneyimi için geleneksel bir ev tipi prizdekinden daha hızlı bir şarj imkanı sunan Wallbox ünitesini öneriyor. Tabii halka açık AC (alternatif akım) şarj istasyonlarını da atlamamak gerekiyor. Zira evden uzaktaysanız ve EQ modelinizin şarjı bitmek üzereyse diğer elektrikli otomobillerdeki gibi halka açık şarj ağlarından da kolaylıkla yararlanabiliyorsunuz.
Son olarak Mercedes-Benz, elektrikli otomobil akımına ayak uydurmak isteyen ancak henüz bir elektrikli araç sahibi olmayan kullanıcılar için “Electric Ready” mobil uygulamasını geliştirdi. Hem Google Play Store hem de App Store’da mevcut olan uygulama, EQ modelerine geçişe hazır olup olmadığınıza karar vermenize yardımcı oluyor. Ayrıca elektrikli olmayan mevcut aracınızın elektrikli araçlarla karşılaştırılmasına ve günlük rutininize uygun olup olmadığını öğrenmenize ortam sağlıyor.