İlk konsept fikrinden bir yıl gibi kısa bir süre sonra, markanın tarihindeki en önemli projelerinden biri olan yeni Audi RS Q e-tron, Audi Sport tarafından test edilmeye başlandı.
Audi, dünyanın en zorlu rallisinde geleneksel motorlara sahip rakiplerine karşı, verimli bir enerji dönüştürücü ve elektrikli aktarma organı kullanan ilk otomobil üreticisi olmayı hedefliyor. Daha önce Dünya Ralli Şampiyonası’nda quattro’yu kullanarak ezberleri bozan Audi, aynı şekilde, Le Mans 24 Saat yarışını elektrikli bir otomobille kazanan ilk marka olmuştu.
Audi, ilk konsept fikrinden bir yıl gibi kısa bir süre sonra üretilen RS Q e-tron modeliyle Dakar Rallisi’nde yeni bir başarıya imza atmayı hedefliyor.
İki hafta boyunca devam edecek ve günde ortalama 800 km’lik etapların geçildiği Dakar Rallisi’ne hazırlanan
Audi Sport ekibi, bu mesafenin kat edilebilmesi için yeni yöntemler oluşturuyor.
Dakar Rallisi’nde çölde şarj imkanı olmadığı için Audi yenilikçi bir şarj konsepti seçti: Audi RS Q e-tron’a, daha önce DTM’de kullandığı yüksek verimli TFSI motoru yerleştirdi. Araçta, sürüş sırasında yüksek voltajlı bataryayı şarj eden bir enerji dönüştürücü yer alıyor. Böylece, içten yanmalı motor, özellikle verimli aralıkta yani 4.500 ile 6.000 dev/dak arasında çalıştırıldığında, kWh başına 200 gramın oldukça altında bir tüketim değerine ulaşabiliyor.
Aktarma organları elektrikli olan Audi RS Q e-tron’da, ön ve arka aksların her ikisi de 2021 sezonunda yarışan Audi e-tron FE07 Formula E için Audi Sport tarafından geliştirilen bir motor-jeneratör ünitesi (MGU) ile donatılmış. Marka küçük değişikliklerle bu MGU’yu Dakar Rallisi’nde kullanmayı amaçlıyor.
Enerji dönüştürücünün bir parçası olan ve aynı tasarıma sahip üçüncü MGU, sürüş sırasında yaklaşık 370 kilogram ağırlığında ve yaklaşık 50 kWh kapasiteye sahip bataryayı şarj ediyor. Ayrıca, frenleme sırasında enerji geri kazanılıyor.