Netflix’in yeni dizisi ‘Kulüp, Yahudi cemaatinin yaşamına ilişkin ayrıntıları ilk kez izleyicilerle buluşturdu. Yahudi Cemaati’nden, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası programına konuk olan iki isim, diziden memnuniyetlerini dile getirdi.
Varlık Vergisi ve “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyalarının Yahudiler üzerindeki olumsuz etkilerinin dizide yansıtılmasını olumlu karşılayan isimler, “Türkiye’nin bunlarla yüzleşmesi olumlu” ifadelerini kullandı.
Dizi, Türk sinemasındaki ‘Tefeci Yahudi’ imajını siliyor
Diziye danışmanlık yapan Hahambaşılık Danışmanı Moiz Gabay şunları ifade etti:
“Kulüp dizisi senaryo aşamasındayken ben de danışmanlık yaparak yardımcı oldum. Ben doğma büyüme Beyoğluluyum. Beyoğlu’nun kültürü, Galata ve Yahudi mirası üzerine kendilerine yardımcı oldum. Dizi çok samimi. Bizler için samimi olması çok önemli. Reyting kaygısı yaşamıyor. Bu zamana kadar sinemada ve dizilerde Yahudi karakteri hep öteki olarak, olumsuz olarak gösterilirdi. ‘Tefeci Yahudi’, ‘paragöz Yahudi’, ‘fırsatçı Yahudi’ gibi maalesef Türk sinemasında da örneklerini gördüğümüz durumlar vardı. Yahudi bir ailenin evindeki yaşamı doğal akışı içerisinde bu güne kadar sinemada hiç yer almadı. İlk defa Kulüp dizisi bu anlamda bizlerin, evlerimizin kapılarını açtı ve bunu yaparken samimi bir şekilde hassasiyetlerimize dikkat ederek nelerden rahatsız olacağımızı bilerek, nelerden mutlu olacağımızı gözeterek tamamıyla emek sarf ederek yapıldı. Bir kapı aralandı. Önyargıyla yaklaşılan bir topluma sokaktaki insanın, ‘bu insanlar da bizim gibiymiş’ demesi aslında aramızda farkımızın olmadığını samimi şekilde verebilmek çok önemli. Yaklaşık 12-13 senedir Türk Musevi Toplumu olarak 500. Yıl Vakfı Müzesi’nde Galata Mirası turları yapıyoruz. Bu turlardaki amacımız Yahudi toplumunu doğru şekilde tanıtmak. Onca senedir verdiğimiz emeğin yanında bu prodüksiyon aslında tek bir diziyle bizlerin anlatmak istediğini kat ve kat anlatma başarısını gösterdiğini düşünüyorum. Bu dizi hayatlarındaki hiç Yahudi görmemiş insanlar için bir kapı araladı ve ben inanıyorum ki bu topraklarda Avrupa’daki antisemitizmden farklı. Tanımamaktan, görmemekten, bilmemekten kaynaklı bir antisemitizm. Bunu aşma konusunda bu dizi büyük bir aşama kaydetti.”
‘Çoğu insan Varlık Vergisi’ni bilmez’
Kulüp dizisinde figüran olarak rol alan Lili Doenyas ise diziyi çok beğendiğini dile getirdi ve şunları kaydetti:
“Kulüp dizisinde 5. bölümde figüran olarak oynadım ve dans ettim. Diziyi çok beğendim. Sefarad Yahudilerinin yaşamını bu kadar ayrıntılı olarak veren ilk dizi diyebilirim. Türkiye’de pek çok insanın Yahudi yaşantısını tanıdığını zannetmiyorum ne yazık ki. Bu dizi en azından gerçek yaşantıyı yansıtmış oldu. Çoğu insan Varlık Vergisi’nin ne olduğundan bile haberdar değil. Varlık Vergisi’nden dolayı birçok insan acı çekti, servetlerini kaybetti ve aileleri dağıldı. Önemli olan dizinin gerçeği yansıtabilmesi. Tarihimizi bilmek çok önemli. Ladino dili yok olmak üzere olan bir dil. Benim anneannem sadece Ladino konuşurdu annem ise yarı Türkçe yarı Ladino konuşurdu. Ben sadece konuşulanları anlıyorum ama konuşamıyorum. Ladino, 1942’de İspanya’dan sefaretler geliyor Osmanlı’ya ve burada İspanyolca zamanla hem İbranice, hem Türkçe hem de Rumca kelimelerle kaynaşmış olan bir haline geliyor. Bambaşka bir dil oluyor ama artık yok olmak üzere diyebiliriz. Bunu dizide de göstermiş oluyorlar. Diziyi mükemmel olarak yorumluyorum.”