Çağdaş drama konusunda ülkemizde öncü çalışmalara imza atan ve bu konuda birçok proje hayata geçiren Tamer Levent, “Dram kelimesini eskiden de herkes ‘Acıklı’ diye anlıyordu. Çok enteresandır Türkiye’nin en okumuş yazmış insanları, gazete genel yayın yönetmenleri, manşetlerine hep bir durumu ‘dramatik’ diye yazdılar. Acıklı anlamında yani. Bu hatta biraz entelektüel olmanın göstergesi gibiydi. Yani acıklı da diyebilirdik değil mi? Hayır, oradaki durum dramatik diyor. Durum da dram demek, dram da durum demek. Yani ikisi de aynı kelime” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜLEMEYECEK PROBLEM YOK”
Her insanda sanat özelliği olduğunu belirten usta oyuncu, “Sanat öyle bir şey ki dünyada bazen yaşadığımız saçmalıkların farkına varmamızı, hatta bunları yaşamamamız gerektiğini düşünüp ifade etmemizi sağlayacak bir şey. Bunu gerçekleştirebilirse insanlık, çözülemeyecek problem yok önünde. Mesela Atatürk’ün söylediği laf o kadar önemli ki. ‘Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ diyor. Bu resim, heykel, tiyatro, müzik değil. Bu vizyon, bu bakış açısı bu felsefeyi kastediyorum” dedi.
“ONLARIN KUŞAĞINDA ÖYLE BİR DÜŞÜNME BİÇİMİ YOK”
Tamer Levent, sözlerine “Bütün çocuklar sanatçı doğar ama sonra onu sürdüremeyebilirler. Çünkü bu işin bir sisteminin kurulması lazım. 6-7 yaşlarındaki bir çocuk öyle sorular soruyor ki dili çözüldüğü zaman, şimdi yetişkinler cevap vermekte zorlanıyor. Çünkü onların kuşağında böyle bir düşünce biçimi yok. Olmadı, çocuğu tersliyor. Saçma! ‘Ne biçim sorular soruyor, bundan adam olmayacak herhalde’ diyorlar. Yaratıcı drama uygulamalı. Biz öğretim ve eğitimi tek kelime gibi kullanıyoruz. Eğitim öğretim diyoruz. Hayır. öğretim ayrı bir kavram, öğrenmek apayrı. Eğitim ise öğrendiğini kullanmaktır. Drama öğrendiğini kullanma, yani rol oynama metoduyla öğrendiğini kullanma yöntemi. Biz bilgiyi ezberliyoruz. Plan kağıdına yazıyoruz bitiyor, sonra unutuyoruz. Halbuki drama da bilgiyi nasıl kullanacağını deneyimliyor” diyerek devam etti.
“PSİKOLOJİM TUHAFLAŞTI”
Bir hikaye üzerine yazdığını ve sonrasında ara verdiğini dile getiren 71 yaşındaki sanatçı, sebebini ise “Bir tane yazdım. Biraz bizim aileden etkilenerek çünkü çok renkli bir aileydi. Aşağı yukarı iki bölüm falan yazmış gibiydim. Çok da iyiydi. Fakat beni çok etkiledi onu yazmak. Psikolojim böyle bir tuhaflaştı, bir süre ara vereyim istedim” sözleriyle açıkladı.
“BÖYLE BİR ŞEY MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?”
Senaryo yazımında Türkiye’de yaşanmış hikayelerin yeterince değerlendirilmediğini düşünen Levent, şu ifadeleri kullandı:
O kadar çok hikaye var ki bizde. Her karşılaştığım insandan bir şey alıyorum ve hemen not alıyorum. Başarılı insanların hikayelerinin yapılması lazım. Bilimde, sanatta, ekonomide, siyasette. Çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkmak, hatta onları geçmek konusunda bunların yapılabilmesi lazım. Zaman zaman şöyle şeyler söylenmişti; ‘Türkiye insanının zeka kapasitesi düşük’. Mümkün olabilir mi böyle bir şey? Amerika’da 150 üniversitede rektör, dekan, bölüm başkanı ve öğretim üyesi statüsünde pek çok Türkiye’den, Anadolu’dan insan var. ‘Coğrafya kaderindir’ derler. Hayır, öyle bir şey yok. Ne kaderi? Evrensel bir kültür var. Bundan habersiz miyiz? Biz uzayda mı yaşıyoruz? Bu toprakların insanı, fırsat verildiği zaman müthiş gelişme imkanı olan insanlar.
Milliyet