Pacino, yeni yayımlanan anı kitabı Sonny Boy’da hem sinema yolculuğunu hem de hakkındaki yanlış algıları samimi bir şekilde ele alıyor. Kitabında, “Baba” filmiyle kazandığı ilk Oscar adaylığından ve bu süreçte yaşanan yanlış anlaşılmalardan bahseden Pacino, törene katılmama nedeninin yıllar boyunca yanlış anlaşıldığını ifade etti.
‘PROTESTO ETMEDİM, SADECE KORKTUM’
Al Pacino, 1973’teki Oscar törenine katılmama kararının protesto amacı taşımadığını belirterek, “Törene katılmamamın nedeni, o dönemde korkmuş olmamdı” dedi. O yıllarda henüz 23 yaşında olan aktör, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde aday gösterilmiş, ancak Marlon Brando’nun başrolde yer aldığı filmde kendisinin de başrol olarak değerlendirilmesi gerektiğine inandığı yönünde bir iddia ortaya atılmıştı. Pacino, bu iddiayı tamamen reddetti.
“Sanayide benim Oscar’ı protesto ettiğim yönünde bir algı oluştuğunu yeni öğrendim,” diyen Pacino, “Sanki kendimi Marlon Brando ile aynı kategoride görmem gerektiğine inanmışım gibi gösterildim. Oysa tüm bu yıllar boyunca bu algıdan habersizdim ve şimdi öğrenmek beni şoke etti,” şeklinde konuştu. Pacino, bu yanlış algının, Hollywood ile arasına mesafe koyduğunu düşündüğünü de ekledi.
Pacino’nun ilk Oscar adaylığını takiben, Akademi ile arasındaki mesafeli ilişki zamanla düzeldi. Kariyeri boyunca Serpico, Baba II, Köpeklerin Günü, Adalet Herkes İçin, Dick Tracy, Glengarry Glen Ross, Kadın Kokusu ve İrlandalı (The Irishman) gibi pek çok yapımla Oscar’a aday gösterildi. Pacino, 1993 yılında Kadın Kokusu filmiyle Oscar ödülüne uzandı.
‘SCARFACE İÇİN ADAY OLMAK İSTERDİM’
Ancak Pacino, anılarında, kariyerinin bir başka önemli yapımı olan Yaralı Yüz (Scarface) filmine değinerek o performansıyla aday gösterilmek istediğini belirtti. 1983 yapımı bu film, ilk gösterime girdiğinde büyük eleştirilere maruz kalmıştı. Pacino, kitapta, “Bazen seyirci, ne izlediğini hemen anlamaz. Zamanla o eserin değerini fark eder,” diye yazdı.
Pacino, Yaralı Yüz ile ilgili hayal kırıklığını, “Bu filme Akademi tarafından hiç ilgi gösterilmedi. Brian De Palma’nın inanılmaz bir iş çıkardığını, filmi müthiş bir dinamizmle yönettiğini söylemeden edemem. O performansın onurlandırılmamış olması beni hâlâ şaşırtıyor.” sözleriyle dile getirdi.