Sinan operası Atatürk Kültür Merkezi’ndeki provasını izleyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla AKM’nin açılışı için yeni eser sipariş edildiğini belirterek, “Sinan operası kendi tarihimizi, kendi değerlerimizi, kendi kahramanlarımızı anlatan bir eser olarak tüm dünyaya da bundan sonra anlatacak inşallah” dedi.
“LIBRETTOYU OKURKEN BİLE AĞLIYORUM”
Alptekin, sanatseverlerin 29 Ekim’de bu eseri izlediğinde farklı bir şey hissedeceğine söyledi. Fecir Alptekin “Yani bir Verdi’nin Aida Operasını izlemek başka bir şey Kanuni Sultan Süleyman ile Sinan’ın diyaloğunu bir opera formatında izlemek başka bir şey. Ben sadece librettoyu okurken bile ağlıyordum. Beste eklendi, provalarda daha çok ağladım. Çünkü düşünün Mimar Sinan’ın Kanuni Sultan Süleyman’a Süleymaniye’nin anahtarını sunduğu anı görüyorsunuz. Bizim milletimizden kim olsa bunu sahnede görüp duygulanmaması mümkün değil. İyi ki artık bizim de bu eserlerimizi anlatan eserlerimiz var” dedi.
Sinan operasının dünyada da ilgi göreceğini aktaran Fecir Alptekin, “Bu bir şeyin başlangıcı olacak, çünkü o kadar büyük bir heyecan uyandıracak ki başka eserler gelecek arkasından. Biz burada yıllardır İtalyan veya Alman operaları izliyoruz. Bizim operamızı, bizim Sinan’ımızı artık İtalya sahnesi, Almanya sahnesi, Londra sahnesi veya New York sahnesi izleyecek. Sinan’ın hikayesini Osmanlı’nın en parlak dönemini çok nitelikli bir sanat eseri formatında sahnede görecekler.” açıklamasını yaptı.
“İSTANBUL’UN HER KÖŞESİNDE İMZASINI GÖRÜRSÜNÜZ”
Sinan’ın AKM’deki ilk provasından çıktığını anlatan Alptekin, “İnanın Devlet Opera ve Balesi sanatçılarımız şu anda ağlamaklı girdiler içeriye. Sanırım dünyanın herhalde opera evleri klasmanında ilk 5’e girecek bir yapı olacak. İlk operada Sinan’ın, İstanbul’un hikayesini dinlemek harika bir duygu, çok şükür bugünleri gösterene gerçekten” diye konuştu.
Sinan eserinin bestesine imza atan Hasan Uçarsu da AKM’de yapılan ilk provadan birkaç hafta önce Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesinde ve farklı mekanlarda provalar yaptıklarını dile getirdi.
Besteci Uçarsu, Sinan eserinin saptanmış bir konu olduğunu belirterek, “Sinan’ın da İstanbul şehriyle ve bizim kültürümüzle büyük bir yakınlığı var. İstanbul’un etrafındaki bütün binaları ve içindekileri düşünürseniz, her köşesinde Sinan’ın bir imzası olduğunu göreceğiz. Böylesine büyük ve önemli bir kültür merkezinin Sinan ile bağdaşı bulunan bir opera eseriyle açılmasını ön gördüler” dedi.
“BİZE HAS BİZİ ANLATAN”
Mimar Sinan’ı işleyen bir opera eseri yapılması fikrinden büyük bir onur duyduğunun altını çizen Uçarsu, “Kendi insanına, müzisyenine, bestecisinin teknik, bilgi ve becerisine güven ve inançtır, sanat alanında bir ülkeyi kalkındıracak olan. Mesela, roman alanında her sene 20-30 bin roman çevirseniz Türk romanı için bir katkıda bulunmuş olur musunuz? Olursunuz. Ne güzel, çevirdik ama bir ifadesi yok. Bizi anlatan, bize has konuları, bizim insanımızı ve bizden hareketle insanı anlatan romanlardır, Türk romanını geliştirecek olan” diye konuştu
“CAMİ DIŞINDA YAPMADIĞI ŞEY YOK”
Hasan Uçarsu, eserdeki tüm sahneleri büyük bir heyecanla yazdığını sözlerine ekleyerek, çok güzel sahneler olduğunu ve hepsini çok sevdiğini sözlerine ekledi.
Mimar Sinan’ın yaptığı kültür eserlerine de değinen Uçarsu, “Külliyeleri var. Hürrem Sultan için yaptığı külliye var. Sinan’ın yapmadığı şey yok. Gemi bile yapmış. Van Gölü’nde, İran seferi sırasında, İran ordusunun konumlanışında 3 kadırga yapmış. Büyük mühendis, çok farklı bir insan. Mühendis, dülger sınıfından. Köprüler, imarethaneler, camiler, binalar yapmış. Hep cami yapmış diye bilinir ama cami dışında yapmadığı şey yok. Öyle bir insan” değerlendirmesinde bulundu.
Eserin librettosunu yazan Bertan Rona ise 2019’un ekim ayında Sinan eserinin siparişinin kendisine iletildiğini aktararak, “Kendimi çok hızlı bir biçimde librettist olarak işin içinde buldum. Ondan sonrası hakikaten yoğun bir tempo oldu bizim için” dedi.
85 YIL ARADAN SONRA İLK
Her ay külliyede düzenli olarak toplantılar yaptıklarını ifade eden Rona,
“Tabii sıradan bir eserle karşı karşıya değiliz. Şüphesiz her eser biriciktir, yeganedir ama bu eserin farklı özellikleri var. AKM’nin 13 yıl aradan sonra tekrar açıldığı tarihi gecede sahnelenmek üzere bu eser sipariş edildi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Beyefendi tarafından. Bu çok önemli. Çünkü 85 yıl aradan sonra Türkiye tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanı opera eseri sipariş etmiş oldu” diye konuştu.
Rona “Daha da ilginci bizim eserimizin konusu Muhteşem Süleyman denilen Kanuni Sultan Süleyman’ın baş mimarı yani ‘Ser mimaranı hassa’ olan Sinan’a bir sanat eseri, yani meşhur Süleymaniye camisini sipariş etmesi. Böyle bir tevafuk söz konusu. Hakikaten ilginç. Tabii biz bu noktadan itibaren çalışmaya başladık. Ben de Hasan Hoca gibi önce çeşitli okumalar yaptım” dedi.
“YURT DIŞINDA DA İLGİ GÖRECEKTİR”
Rona, AKM’nin açılış gecesinin önemi kadar Türk Milli Operasına eser kazandırılmasının da çok önemli olduğunun altını çizerek, “Sinan operasının yurt dışında ilgi göreceğini düşünüyorum, çünkü bu büyük mimarı tanımak isteyeceklerdir” diye konuştu.
Eserde kronolojik ayrıntıları çok önemsemediğini vurgulayan Bertan Rona “Mesela finalde Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Sabahı şiirini kullandım. Çünkü bizler bu coğrafyanın insanları olarak zaman dediğimiz şeyin yaratılmış bir şey olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla bu metinde kronoloji değil ontoloji önemli, yani tevhit kavramı bütün eserin temelinde yer alıyor. Hem mekanda hem de zamanda birlik söz konusu. Bizden bir konuyu, İslam muhitinden ve doğudan bir konuyu, Avrupa medeniyetinin ifadesini en yüksek noktada bulduğu bir opera formuyla vermek gibi riskli bir unsuru barındırdığı için zorlandığımı itiraf edebilirim” dedi.
OPERANIN KONUSU
Opera, 1538’de Sinan’ın Prut Nehri üzerine inşa ettiği köprüyle Kanuni Sultan Süleyman’ın dikkatini çekmesini, sonrasında aralarında gelişen dostluğu ve Sinan’ın birbirinden değerli eserlerinin ardındaki öykü ve olayları anlatıyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneleyeceği ‘Sinan’ operasında orkestrayı ise şef Gürer Aykal yönetecek.
Dünya prömiyeri 29 Ekim’de yapılacak eser, 30 Ekim’de sanatseverlerle buluşacak. İki perde olarak hazırlanan eser, bu iki temsilde 90 dakika kesintisiz olarak izleyiciye sunulacak.
Alec Baldwin’in kazayla katil olduğu olayda ses kaydı ortaya çıktı