Yönetmen Murat Çeri‘nin ilk uzun metraj filmi Bir Düş Gördüm, Hindistan’daki 11. Dada Saheb Phalke Film Festivali‘nde yarıştı.
Yarışmada, bir trafik kazası sonrasında hafıza kaybı yaşayan küçük Tarık’ın rüyalarını ve düşlerini anlatan filmde “Akıllı Zeki”yi canlandıran oyuncu Recep Çavdar, “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünün sahibi oldu.
Recep Çavdar, bu ödülle Nejat İşler’in Dakka Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” seçilmesinin ardından bu yıl uluslararası festivallerde ödül alan 2. erkek oyuncu oldu.
FİLM 30 ULUSLARARASI FESTİVALE KATILDI
Yönetmen Murat Çeri ise Bir Düş Gördüm filmini 2019’da çektiklerini ifade ederek, filmin bugüne kadar 30 uluslararası festivale katılarak 23 farklı ülkede gösterildiğini dile getirdi.
Çeri, filmde bir dede-torun hikayesini anlattığını aktararak, “Katıldığımız uluslararası festivallerle o ülkelerdeki insanlara kendi kültürünü değil, Türk kültürünü anlatıyoruz. Özellikle Avrupa’daki hakim anlayış kendi kültürünün başkasının eliyle resmedilmesini istiyor. Bizi biz olarak resmedip biz olarak var olmaya çalışmak biraz akıntıya kürek çekmek gibi oluyor. Filmimizin festival süreci devam ediyor” diye konuştu.
Yarın Görüşmek Üzere adlı yeni bir film hazırlığında olduğunu ve yıl içinde çekmeyi planladığını belirten Çeri, şunları kaydetti:
“11. Dada Saheb Phalke Film Festivali’nde aldığımız bu ödülün Recep Çavdar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Recep Çavdar filmde gösterdiği performansla bu ödülü hak etti. Böyle bir ödülü alacağını Türkiye’deki festivallerde bekliyordum, yurt dışından oldu daha güzel oldu. Yolu bahtı açık olur inşallah. İkinci filmimizde de yine önemli bir rolü var. Recep Çavdar, oyunculuğuyla kendisini kanıtlamış birisi.”
“BİZİM KÜLTÜRÜMÜZÜN İNSANLIĞA KATACAĞI ÇOK ŞEY VAR”
Oyuncu ve yönetmen Recep Çavdar, sanatsal üretimin uluslararası bir karşılık bulmasının motive edici olduğunu belirterek, “Yurt dışında ülkemizi temsil etmemiz daha sonra yapacağımız işler için bizi mutlu ediyor. Bir Düş Gördüm filmi yurt dışında çok değişik festivallerden ödüllerle dönüyor. Bu film, Anadolu’ya oryantalist bir gözle değil, kendi perspektifinden bakıyor” dedi.
Çavdar, Türk sinemasının Hindistan’dan ilk defa ödül aldığına dikkati çekerek, Türk sineması adına farklı coğrafyalara açılıyor olmanın gurur verici olduğunu söyledi.
Filmin festival yolculuğunun devam edeceğine işaret eden Çavdar, son dönemdeki çalışmalarını şu sözlerle anlattı:
“Ben aslında çok yönlü bir sinemacıyım. Oyunculukla beraber senaryo yazıyorum ve film çekiyorum. Yakın zamanda Mustafa Kutlu’nun Rüzgarlı Pazar hikayesini senaryoya uyarladım, Osman Sınav da bu filmi önümüzdeki yıl çekecek. Oyunculukla başladım ama hikaye anlatmayı da sevdiğim için senaryo tarafında da ilerliyorum. İkinci kısa filmimi de yeni çektim. İlk uzun metraj hazırlıklarıma da başladım, üç yönden ilerliyorum. Bu eserlerle inşallah özellikle yurt dışında ülkeyi temsil etme fırsatını yakalarız. Hem estetik hem de dünyaya bakışımızı yansıtan kaliteli işler ortaya koyarız. Bizim kültürümüzün insanlığa katacağı çok şey var. Kendi kültürümüzde çok önemli bir hayat damarı olduğunu düşünüyorum. İnşallah aşağılık kompleksine kapılmadan kendimize dair hikayeleri sinemanın zenginliğiyle, estetik açıdan kaliteli olacak biçimde anlatmaya devam ederiz.”
FİLM HAKKINDA
TRT’nin ortak yapımcılığında çekilen ve uluslararası ismi “In My Dream” olan filmin görüntü yönetmenliğini Durmuş Sorkut, kostüm tasarımını ise Ebru Tunçoktay üstlendi.
2018’de düzenlenen Boğaziçi Film Festivali’nde Bosphorus Film Lab’in finalistlerinden olan, aynı yıl Malatya Film Festivali’nden de “TRT Ön Alım Yapım Desteği” ile dönen “Bir Düş Gördüm”de ayrıca Nevzat Yılmaz, Harun Reha Pakoğlu, Ferda Işıl, İsmail Hakkı, Nurdan Albamya, Mustafa Halazaroğlu, Emin Yalçın, Fatih Dokgöz, İsmail Kavrakoğlu, Furkan Aydın Çelik, Muhammed Emir Balcı, Muhammed Yakup Baybars ve Yusuf Ekinci rol alıyor.
Dokuz yaşındaki Tarık’ın yaşadığı bir trafik kazası sonrası başından geçenlere odaklanan Bir Düş Gördüm’ün konusu şöyle:
“Kazada babası hayatını kaybeden, annesi komaya giren Tarık hafıza kaybı yaşar. Geçmişiyle bağı sadece gördüğü simgesel düşlerdir. Kazadan sonra köye dedesinin yanına giden Tarık, bu yeni hayatını, düşlerini ve orada yaşadıklarını hayata tutunma aracı olarak kullanır. Bu arada Tarık, annesi ölen bir sıpayı yaşatma çabasındadır.”