Amerikan sinemasının yaşlı ustası Martin Scorsese (1942) ile Cannes Festivali arasındaki sıkı bağlar, zaman içinde sinemasal boyutun ötelerine taşarak gelişmiş, sağlamlaşmıştır. Çünkü, karşılıklı saygı, beğeni, giderek de sevgi ve bağlılık gibi duyguların ötesinde, temelde sanat felsefelerinin kesiştiği bir kavşakta buluşmuşlardır.
Amerikan sinemasının karşı konulmaz ağırlığı içinde, yaratıcı yönetmen kimliğinden taviz vermeden geniş kitlelere seslenebilen Martin Scorsese, Cannes Festivali’nin sanat çizgisine söz gelimi bir Woody Allen (1935) ya da Robert Altman’dan (1925-2006) daha yakın olması nedeniyle, kaçınılmaz denge arayışlarının bir noktada mucizevi simgesi oluvermişti.
İŞ VE GÖNÜL BİRLİĞİ
1976’da “Taxi Driver”ın Altın Palmiye kazanmasıyla yüksek düzeyde başlayan bu iş ve gönül birliğinin zengin bilançosu gözler önünde: 1986’da “After Hours” ile bu kez En İyi Mizansen ödülünü kazanması; 1998’de, sanat sinemasının özgün adı Theo Angelopoulus’a, kazandığı Altın Palmiye’yi, ana jürinin o yılki başkanı sıfatıyla vermesi; 1990 yılından bu yana önderliğini yaptığı “Film Foundation” sayesinde restore edilen onlarca klasik filmin [aralarında Metin Erksan’ın (1929-2012) “Susuz Yaz”ının da olduğunu anımsayalım] Cannes’da yeniden seyirci önüne gelmesini sağlaması.
YILDIZLAR KIRMIZI HALIDA
20 Mayıs 2023 cumartesi akşamı 76. Cannes Festivali’nde ilk ön gösterimi yapılacak olan “Killers of the Flower Moon”un baş oyuncuları Robert De Niro, Leonardo DiCaprio ve geçen ay Oscar kazanan Brendan Fraser, kırmızı halılı merdivenleri Martin Scorsese eşliğinde çıkacaklar…
Bu haberin içerdiği son ama galiba en önemli dipnot da şu: Açıkça belirtilmese de, büyük bir olasılıkla yarışma dışı sunulacak olan “Killers of the Flower Moon” bir Apple Studios filmi!
ABD’de bu güz 20 Ekim, Fransa’da da 18 Ekim tarihlerinde sinema salonlarında gösterime girecek ve Apple TV+ ekranlarına yansımadan önce bir süre afişlerde kalacak. Önemli bir ayrıntı daha var: salonlara tanınan öncelik, Fransa’da daha uzun olacak!
Martin Scorsese, platformlara karşı sinema salonlarının önceliğini savunan Cannes’a yardım eli uzatarak, festivalin şarabına fazla su katmadan uzlaşma yolu bulma yolunda adım atmasını da sağlamış.
Alın size, anlamlı ve yapıcı bir dostluk örneği daha…