Sinema izleyicisi Julia Roberts’i Pretty Woman’daki (Özel Bir Kadın/1990) iyi yürekli, sevimli sokak kadını rolüyle tanıdı. Özel Bir Kadın Julia’yı en iyi kazanan kadın oyuncu konumuna taşıdı. Doksanların bu güzel, çekici yıldızına izleyiciler adeta taptılar, medya onun çevresinde pervane oldu. Roberts’in ağzından dökülen her sözcük büyüleyiciydi. Tüm dünya bir anlamda bu yeni Audrey Hepburn’a aşık oldu. Hepburn’ün tazeliğine, tazeliğine, inceliğine sahipti. Yeni bir yıldız doğmuştu.
The Steel Magnolias (Çeik Manolyalar), My Best Friend’s Wedding (En İyi Arkadaşım Evleniyor), Notting Hill (Aşk Engel Tanımaz), Runaway Bride (Kaçak Gelin), gibi romantik komedilerde, Sleeping with the Enemy (Yatağımdaki Düşman), The Flatliners (Çizgi Ötesi), The Pelican Brief (Pelikan Dosyası), Conspiracy Theory (Komplo Teorisi, Ocean’s Eleven gibi serüven- gerilimlerde oynayan akrtis , sonunda Erin Brokovich (2000) ile en iyi kadın oyuncu Oscar’ını aldı.
Sinema tarihine içten, sıcak gülüşüyle geçen oyuncu aslında kitlelere yansıttığı görüntüsünden değişik bir karaktere sahipti: İnsanları sevmiyordu. Çan perisini (Tinkerbell) oynadığı The Hook’un (Kanca/ 1991) setinde ekip ona Çan Cehennemi (Tinkerhell) adını takmıştı. Filmde teknisyenlere tam bir cehennem yaşatmıştı. Amerika’nın ideal nişanlısı aslında katıksız bir cadalozdu. Joan Crawford, Lana Turner, Bette Davis gibi starlar da şirretlikleriyle ünlenmişlerdi ama o dönemde kutsal canavar olmak için iğrenç davranışlara, yıpranmış sinirlere sahip olmak, nerdeyse sayısız kez boşanmış olmak gerekiyordu. Romantik komedilerin kraliçesi
Yapım görevlileri Julia’yla çalıştıktan bir hafta sonra Işi bırakıyorlardı. Sinemanın en güzel, ışıltılı gülüşlü romantik komedilerin kraliçesine kimse dokunamıyordu. Stüdyolar altın yumurtlayan tavuğu atıp fırlatamazlardı, gösteri devam etmeliydi. Tıpkı düş endüstrisi gibi medya da Julia’nın itici kişiliğine rağmen onu ikon noktasında tutmayı sürdürdü. Bu pazarlanmış hayranlık sonsuza dek sürmedi, özel bir kadının yerini başka idoller doldurdular.
My Best Friend’s Wedding’teki rol arkadaşı Rupert Everett, Kırmızı Halılar ve Muz Kabukları adlı kitabında yıldızı şöyle tanımladı: “Julia sessizce örgüsünü ördükten sonra yabani bir at gibi çifte atabilir. Filmde Cameron Diaz, Julia’nın tacını aldı. Julia olan bitenin bilincindeydi”.
Bu filmden sonra Julia daha da hırçın, daha da geçimsiz oldu. Hayranlarına soğuk davrandı, paparazzilere hakaret etti. Tom Hanks’in onur galasında Julia’nın konuşması herkesi şoke etti: “The Lady Killers’ı seviyorum ama filmi anlamadım. Terminal’deki aksanını da anlamadım. Menajerinle aynı lanet giysiyi giymişim. Tek bir şey söyleyeceğim. Tom seni seviyorum”.
Julia, Susan Sarandon, Meryl Streep gibi olmayı amaçlamıştı, bağımsız filmlerde oynadı, entellektüel roller üstlendi. Oscar ödülü bile etkili olmadı. Yeniden bir çıkış yapmaya girişti, karşılık görmeyince sinemaya küstü. Closer (2007) ve Duplicity (2009) ile (2009) setlere geri döndü oysa izleyici onun için artık salonları doldurmuyordu. Ünlü kozmetik markası Lancome’un reklam yüzü oldu. Bağımsız yapımlarda, TV dizilerinde karakter oyuncusu olarak yer almayı sürdürüyor.