İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBBŞT), Lev Tolstoy’un yazdığı ve Makedonyalı rejisör Aleksandar Popovski’nin 2023’te Eva Mahkovic uyarlamasıyla sahneye koyduğu ”Savaş ve Barış” oyununu 2024’te de kapalı gişe oynamaya devam ediyor.
Tolstoy’un değerini savaşların anlamsızlığını sergileyen oyun 1805 ve 1820 arasında Napolyon’un 1812’de Rusya’yı işgalinin hemen öncesinde geçiyor. Reji aynı zamanda asker olan Tolstoy’un büyük bir duyarlılık ve ustalıkla kaleme aldığı Savaş ve Barış’ı insanlığın aklını başına getirmek için yazdığını çok iyi ifade ediyor. Ve eseri yeniden okuma isteği uyandırıyor.
Oyunda Levent Üzümcü, Can Başak, Murat Bavli, Defne G. Yüksel, Doğan Altınel, Melisa Demirhan, Deran Özgen, Osman Kaba, Sefa Turan, Ersin Bağcıoğlu, İpek Uğuz, Yağmur Topçu, Dilara Demirdüzen, Taha Karakaş, İlker S. Kılıç, Nevzat S. Taştan, Ogeday Erkut, Mesut Çırak, Salih Şimşek, Berfin Berber ve devlet tiyatrolarının 65 yaş kararıyla sahnesinden kopardığı, şehir tiyatrolarının kucak açtığı Mutlu Güney başarıyla rol alıyorlar.
HARBİYE’DE SAHNEDE
Görevi üstlendiğinden beri kuruma, esere, oyuncuya ve seyirciye verdiği değerle güç katan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’i de oyunun merkezindeki Anna Pavlovna rolününde izliyoruz.
Başak Erzi’nin dramaturgisini yaptığı oyunda rejiyle bütünleşen Sven Jonke ve Vanja Magıc’in dekor, Canan Göknil’in kostüm, Osman Aktan’ın ışık tasarımı, Kiril Djaikovski’nin müziği oyuncuların başarısını öne çıkarıyor.
Sahneye konulduğu 2023’den beri kapalı gişe oynayan Savaş ve Barış 7-10 Şubat günleri Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izlenebilir.
OYUNUN İKİ ÖNEMİ
Prens Vasili Kuragin rolünü yorumlayan Aleksander Popovski’nin üç rejisinde de oynayan Levent Üzümcü Savaş ve Barış’ın önemini şu sözlerle ifade ediyor:
“Oyunun biri oyunculuk hayatımla ilgili olan iki önemi var. Ben Aleksander Popovski’nin üçüncü rejisini oynuyorum. Zaten üç reji yaptı İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda. Tehlikeli İlişkiler ve Bir Yaz Gecesi Rüyası, ikisinde de vardım. Bunda da olabilmem için yaklaşık bu rejinin hayata geçmesinden bir buçuk yıl önce arayıp oynamak isteyip istemediğimi sordu. Ben de oynayacağımı söyledim. Bu eserin oyunculuk kariyerimle ilgili önemi.
İkincisi dünyanın bu kadar savaşa meraklı toplumlarının savaşla hesaplaşmalarını gerçekleştirirken aslında aynı ailelerden yetişmiş olsalar bile çoğu insanında umurunda olmadığını, başka bir hayatın savaşa, kayıplara rağmen mutlaka sürüyor olduğu gerçeğini gösteriyor. Aslında bu bir yandan da savaşın ne kadar gereksiz ne kadar anlamsız olduğunu da açıklıyor. Yaşam savaşından bahsetmiyoruz, ülkelerin birbiriyle savaşmasından bahsediyoruz. Gencecik insanların ışıklarının sönmesinden, hayallerinin, ideallerinin sönmesinden bahsediyoruz. Bence savaşla ilgili bütün oyunlar, Antigone gibi antik oyunlar da buna dahil. Savaş meydanlarının ne kadar tehlikeli yerler olduğunun çok çok acı göstergesi. Bu da işin çok önemli olan sosyolojik boyutu.”