17. yüzyıl Fransız asilzadeleri giyinmiş bir adam, elinde bastonu, başında şapkası, kolları ve yakası fırfırlı gömleğiyle oturmuş, sessizce bir şeyler mırıldanmakta. Ne dediğini duymasak da dudak hareketlerini görebiliyoruz. İlk bakışta, onu tanımasak ya da ne işle meşgul olduğunu bilmesek, dua ettiğini sanabiliriz.
Oysa o dua etmekte değil, birazdan başlayacak oyundaki rolünü canlandırmak üzere çıkacağı sahnenin kulisinde, repliklerini tekrarlamakta, ezberini sağlamlaştırmaktadır. Öte yandan ikisi arasında çok büyük bir fark olduğunu kim iddia edebilir ki? Onun gibiler için tiyatro büyük bir aşk, sahne ise yegane mabettir ne de olsa. Onun gibiler, yani Haldun Dormen…
METİN VE MİRAÇ İKİLİSİ BİR KEZ DAHA BAŞARMIŞ
Yönetmenliğini Selçuk Metin’in üstlendiği, senaryosunu Zeynep Miraç’ın kaleme aldığı “Yaparsın Şekerim” belgeseli Türk tiyatrosunun yaşayan en önemli yaratıcılarından Haldun Dormen’in hayatına odaklanıyor.
Dormen’in meslektaşları, en başından beri onunla birlikte aynı sahneyi paylaşan dostları, ailesi ve öğrencileriyle yapılan söyleşiler neticesinde yaklaşık 135 dakikalık süresiyle bir hayli bol malzeme barındıran “Yaparsın Şekerim” daha önce Metin Akpınar için “İyi ki Yapmışım” adlı belgeseli de kotaran Selçuk Metin ve Zeynep Miraç ikilisinin bu alanda gitgide güçlenen bir uyumu yakaladıklarının bir göstergesi olmuş.
Önümüzdeki hafta Yıldız Kenter için hazırladıkları “Caniko” adlı belgeseli merak ve heyecanla beklememiz için fazlasıyla yeterli bir sebep bu doğrusu. Türkiye’de sanatçıları anlatan belgeseller daha önce de yapılıyordu elbette ama Metin ve Miraç işbirliğiyle eskisinden daha donanımlı, daha çağdaş ve daha kalıcı belgesellerin ortaya çıkmaya başladığı da bir gerçek.
DESTEKLEYEN, HEP İLERİ DOĞRU İTEN BİR HOCA
Maximum Uniq Açıkhava’da izleyiciyle buluşan ve 1000’i aşkın seyirci topluluğunun önünde ilk kez görücüye çıkan “Yaparsın Şekerim” sadece Haldun Dormen’i tanıyan ve onun meslek hayatını yakından bilenlerin değil, onun TV ile (“Dadı”) gelen şöhretinin ötesindeki kıymetini ve kariyerini bilmeyenler için de çok ilginç ayrıntılar içeriyor. Belgesel, adıyla da çağrıştırdığı gibi, Türk tiyatrosunun neredeyse 70 yılına damgasını vurmuş bir usta sanatçının en çok da etrafındakileri, birlikte çalıştığı ya da uzaktan tanısa bile takdir ettiği herkesi nasıl cesaretlendiğini, onları nasıl destekleyip ileri doğru iteklediğini ve pozitif anlamda hayatlarına nasıl müdahale ettiğini gözler önüne seriyor.
Bu o kadar önemli bir özellik ki, anlatamam. İnsanın özgüveninin son derece kırılgan olduğu yaşlarda bir hocasının ters bir yorumuyla, kötü bir bakışı ya da sert bir sözüyle hayalleri yıkılan, meslekten soğuyan ya da potansiyelini gerçek anlamda sergileyemeyen nice genç oyuncu adayının sadece ve sadece Haldun Dormen sayesinde yeniden ışığını bulduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz.
Yetiştirdiği gençlerin iyi yerlere gelmesinin aslında kendisini de yukarıya taşıdığının bilincinde olan çok az sayıda kişiden biridir Dormen ve onun “Yaparsın şekerim” sözlerini duyup da başarısız olan neredeyse yok gibidir; sırf bu özelliğini altını çizerek bile tarihe önemli bir not düşüyor izlediğimiz belgesel.
Uğur İçbak’ın görüntü yönetmenliğini üstlendiği, Serpil Günseli’nin müziklerini yaptığı ve Demet Evgar’ın seslendirdiği “Yaparsın Şekerim”de yer alan birbirinden ünlü isimleri saymaya kalksam yerim yetmez, o yüzden hiç başlamıyorum bile.
Belgeseli izlemek isteyenler ise 15 Ağustos’u bekleyecekler şimdilik. “Yaparsın Şekerim” 15 Ağustos saat 21.15’te ENKA Sanat’ta bir kez daha izleyiciyle buluşacak, şimdiden ajandanıza not edin.
Cumhuriyet