Yazıcıoğlu, sanat eğitimini Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamlamış; The New Yorker, Chanel gibi kurum ve şirketlerle de işbirliği yapmış. Londra’da üretimlerine devam ediyor. Grafikle resim arasında kurduğu ilişkiyi, “Bu biraz iletişim ile ilgili sanırım. Resimlerin didaktik olmasını istiyorum. Bir şeyi açıklamayı, net göstermeyi seviyorum. Temsil etmek istediğim obje ya da duyguyu seyirciye net olarak vermeyi tercih ediyorum. En iyi renk ya da ışıkla verilen iş, iletişim açısından da önemli. Ama günün sonunda grafik pratiği de olsa bunun resim olmasını istiyorum” diyerek açıklıyor.
(Berke Yazıcıoğlu)
CİNSİYETSİZ FIGÜRLER
“Gece Vakti” adını verdiği koleksiyonu; gece kültürü, kapitalizm, arzu nesnesi denilebilecek birçok kavram ve objeye referans veren işlere sahip. Yazıcıoğlu bu koleksiyon için diğer işlerine göre “olgun” bir toplam olduğunu düşünüyor. Otuzdan fazla işe bakıldığında grafik ve resmin bir aradalığı çok açık. Bu pratik de gece ve kapitalizm ilişkisine “fetiş” kavramı üzerinden yansıyor. Resimlerdeki figürlerden yansıyan kristal ya da lateks gibi malzemeler, bedenin ya da bir objenin arzu nesnesi oluşu üzerinden çizilen tasvirler. Lateks malzemenin bedeni örtmesi, maskelerle yüzün gizlenmesi başka bir noktada cinsiyeti gizliyor. Böylece figürün cinsiyetsizleştirilmesini de okumak mümkün.
Sergide gecenin tam tersi olarak gündelik hayat, ofis kültürü, bunun giysileri/modası ya da dili de çok baskın. Bu ikisinin karşıtlığını gösteren bir tavır temel anlamda akılda kalıyor. Figürlerin tekrarıyla görsel bir dil oluşturulup kamusal alan-özel alan ilişkisi ya da karşıtlığı da irdelenmeye çalışıyor.
Erotizm, beden ve objelerin sanatçının pratiğindeki dönüşümünü görmek adına Gece Vakti 19 Mart’a kadar Dirimart Pera şubesinde.