Yılın son ayı ve günleri yaklaşırken, soruyoruz belki usulca kendimize; Bu yıl nasıldı? Neler oldu? Çok şey oldu! Başa sarıp, hatırlamak bile cesaret ister.
Hala artçılarını hissettiğimiz iki büyük depremle yıkıldık evvela. Onbinlerce can, ayrılıp gitti aramızdan. Kalbimiz kırıldı milletcek bir kez daha. On ay geride kalırken, yaralar sarılıyor hala mümkün olduğunca.
O günlerde tanıma şansı bulduğum iki genç hanımefendiden bahsedeceğim size. Hatay’da evleri yıkılmış ama aileleri ile kurtulmuş iki öğretmen. Tenis tutkunları! Şehirlerini geride bırakırken, enkazdan çıkarttıkları raketlerinin moral getireceğine inanmış iki olağanüstü insan. Kortta sizinle olmak büyük ilham kaynağı oldu. Tenise ve spora bir de böyle bakalım önümüzdeki yıl. Spor, o ilk adımı atabilirseniz, her yaşta ve koşulda yaşama tutunma aracıdır. Oturduğunuz yerde dahi yapılabilecek egzersizlerin çokluğuna şaşırabilirsiniz. Yeter ki, o ilk adımı atın!
Spor demişken; Avrupa Şampiyonu olup, Paris Olimpiyatlarına katılmayı da garantileyen Kadın Milli Voleybol Takımımızla hem duygulandık hem tarifsiz gurur duyduk bu yıl.
Depremin hemen sonrasındaki yardımlaşma yarışı, neden büyük bir millet olduğumuzu hissettirdi yeniden. O muazzam içgüdü anında devreye girdi. Pek çoğumuz, bu toplumsal hissiyatın körelmiş olabileceğini düşünürken hem de.
İnancım o ki; büyük millet olma hissiyatı hep var olacak! Birinci Dünya Savaşının ardından, topraklarımıza göz dikenlere karşı verdiğimiz mücadele ve Kurtuluş Savaşının akabinde kurduğumuz Cumhuriyetin 100 üncü Yılını kutladık.
Depremleri seçim takip etti. Halkımız, ekseriyetle, başkanlık sisteminin de devamına karar verdi. Ülkemize özgü hususiyetleri olan bu sistemle yol alacak Türkiye artık. Bu kesinleşti! Genel seçim sonrası, taşlar yerine otururken, 2024 Mart ayı sonundaki yerel seçimlerle, önümüzdeki yıllara şekil verecek siyasi isimler de iyice belirginleşmiş olacak.
Ekonomik gidişat ve ücretli/maaşlı çalışan ve emeklinin durumu, ülke gündeminin merkezinde olmaya elbette devam edecek 2024’te de. Patronların patronu Rahmi Koç, yılın son günlerinde; “Bu kadar maaşlı ve ücretli çalışan sayısı fazla, çok daha azıyla işler yürür!” Mealinde sözler telaffuz etti. Açıklamanın tesadüfi olamayacağını düşündüğümden, bu çok aşikar ülke klişesini neden şimdi dillendirdiğini meraktayım. Bekleyip, göreceğiz.
İnterneti öğrenmek için değil de sosyal medya takibi için kullanmaya devam ettik bu yıl da! Dijital okuryazarlık gelişmedi buna mukabil! Üstüne üstlük, sanalda, yine kandırıldık ve dolandırıldık! Siz siz olun; “Bu ülke fırsatlar ülkesi!” diyen genç çiftlere biraz şüpheyle yaklaşın yeni yılda!
Dünyanın, kor halinde durup, arada alevlenen noktaları yangın yerine dönüştü yine; Gazze gibi. Neden şimdi? Yitip giden sivil canlar, uluslararası siyaset gündeminde fazla yer bulmuyor herzamanki gibi. Hesaplar farklı muhakkak. Kaos da cabası. Konum olarak da, dini ve kültürel yakınlık anlamında da etkileniyoruz ve etkileneceğiz.
Son olarak, bireysel düzeyde, o meşhur yeni yıl adımlarına ve yeni başlangıçlara karar vermişseniz iyi şanslar dilerim.
Sağlık ve umut sizlerle olsun.